Konya (Ilgın) Doğumlu Hemşehrim Zülfü Livaneli. Yazar, müzisyen, siyasetçi...
Aslında kitap kapağında veya belleklerde her ne kadar "Merhamet, Zulmün Merhemi Olamaz" yazsa da beni derinden etkileyen en güzel cümle '' Ben Bir İnsandım'' kelimeleriydi. Yaşamayı hak eden bir insan... Bu güzel insanın doğup büyüdüğü bir yer de güzel olurdu
Seni görevden alıyorum. Bundan sonra operasyonu ben yöneteceğim. Çık, defol buradan.”
İnanmaz gözlerle bakan Mustafa Bey hiçbir şey demeden, diyemeden odayı terk etti. Ayaktaki adama bakar bakmaz onun kim olduğunu anlamıştım. Sizler de anlamışsınızdır. Demek bu yüzdendi. Kariyerinde çok hızlı ilerlediği, genç yaşında çok iyi yerlere geldiği için
Chopin'in müziğinin kaynaklarından yararlanışı, onun vatanseverliğini açıkça haykırışına ve ulusal özgürlük çağrısına bağlıdır. Pek çok yapıtında var olan keder duygusu bile salt kişisel bir keder değil, bir ulusun çektiği acının bilincidir. Chopin ile müzik, ilk defa, özgürlüğü uğrunda savaş veren, ezilen bir ulusun anlatımı haline gelir.
Her sabah uyanınca aklıma sen geliyorsun ve çocukluğumdan kalma bir damla gözyaşı, nasıl bir gözyaşıysa artık, ne yapsam yakamı bırakmıyor: çok zaman gözlerime kan oturdu, sonra kurudu ağlamaktan ama o bir damla kaldı oralarda bir yerde, bir dünya ağrısı gibi kalakaldı, alımlı bir intihar gibi, bir ilkgençlik utancı gibi, bir çocukluk muskası
Ortadoğu denilince istemsiz bir şekilde İbn-i Haldun aklımdan geçiyor. Onun çıkarımlarına hakim olmasam bu kitabı anlamam daha güncel bilgilerle olacaktı.
Mukaddime de "Coğrafya kaderdir."diye bir sözü geçmez İbn-i Haldu'nun fakat anlatmak istediklerinin özetidir bu cümle.
Ortadoğu'da var olan sistem şu şekilde işler.
Riyaset:
Kalpsiz dünyanın kalbi Türkiye’nin kalpsizleri
Türkiye’yi en iddialı olduğu yerden, dünyaya en çok parladığı yanından vurmaya çalışıyorlar.
Son yıllarda ortaya koyduğu insanlık destanını boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Son 8 yıldır Türkiye dünyada insani yardım ve siyaset konusunda bütün dünyaya örnek oluşturan bir performans ortaya
On Dakika Otuz Sekiz Saniye - Elif Şafak
Elif Şafak’ın son kitabı. Hem hikayesinde anlattıklarıyla ,hem bizi yüzleştirdiği gerçekleriyle etkileyici bir kitap olduğunu düşünüyorum .
Dünya’nın en prestijli ödüllerinden olan The Booker ödüllerine aday gösterilmesiyle de okumak için vakit kaybetmek istemedim ve 2 günde bitirdim .
Yapılan araştırmalara göre İnsanın kalbi durduktan sonra beyin faaliyetleri bir süre daha devam ediyormuş. Bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterse de en fazla on dakika otuz sekiz saniye olduğu düşünülmekteymiş. Kitapta bu bilgiden yola çıkarak Tekila Leyla diye bilinen hayat kadınının ölümünden sonraki dakikalarda geçmişine yaptığı yolculuğu ve ona bu süre de eşlik eden beş arkadaşını konu alıyor.
İşlenme tarzı , kitabın içinde geçen hikayeler, her bir karakterin yaşadığı zorlu süreçler ve kitabın 1950 yıllarda başlayıp 1990 yılında bitmesi ve günümüzde o dönemde yaşanan olayların hala bir değişiklik göstermemesi derinden etkiliyor.
Kitap kimileri tarafından beğenilmesi de ( çeviri bir kitap olacağından ülke imajını zedeleyeceği düşünülüyor .) benim beğendiğim bir kitap oldu. Toplumsal meseleleri açık bir şekilde yazmak bazen duyarlılığı artırma konusunda yardımcı oluyor. Özellikle kadına şiddet , pedofili , transseksüellerin yaşadığı sıkıntılar , mülteci sorunu ,ülkedeki siyasi ve politik sıkıntılar ... Hepsine yeterince yer vermiş. Elif Şafak’ın bir çok kitabını okumuş biri olarak ben yine sevdim. Açıkçası da etkilendim bence okunmalı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap .
Kısacası tavsiyemdir okuyun okutun...