Ayrıca Kur’an-ı Kerîm, milletler arasındaki ilişkileri düzenlemiş ve insanlığın huzur ve refahı için bütün beşeriyetin yardımlaşarak çalışmasını emretmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.), oğlu vefat ettiğinde ona karşı ne derece şefkatli olduğunu şu mübarek kelâmıyla ifade buyuruyor: «Şüphesiz ki kalp üzülür, gözler yaş döker, ancak Rabbimizin razı olacağı şeyi söyleriz. Ey İbrahim, biz senden sonra üzgünüz.»
Sakın ha sakın ümitsizliğe düşmeyin. Rabbinizin şu kelâmını kalbinizden çıkarmayın.
«Gevşemeyin, üzülmeyin, iman ettiğiniz takdirde siz gâlip geleceksiniz!»
İnsanlar, her toplumda, her çevrede ve her yerde yüksek ahlâkın yolunu şaşırmışlardır.
Milletin yaşantısının her dalında ahlâki huzursuzluk ve ruhi bunalımlar müşahede edilmektedir.