Dokuz yaşındayım, yıl 1961. Annem benim doğum günüm için pasta yapmış. İlk defa o zaman mum üfleyip bir dilek tuttum. Dileğim de şu; o sıralar Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan olacak. Ben de dedim ki ne olur beni de yanına alsın. O kadar inandım ki dileğimin gerçekleşeceğine, ben bir çanta yapıp beklemeye başladım. Güya Sovyet Elçiliği'nden gelip alacaklar beni. Ama sağdan soldan duyuyorum onlar komünist diye. Diyorlar ki; aman komünist onlar. Olsun diyorum, ben de komünist olurum. O sıralarda, bizim giriş katında üniversite öğrencileri oturuyor. Annem onlara da komünist diyor. Biliyorum onlar bizim kömürlükte kitap saklıyor. Ben gittim, yürüttüm bir tane. Nazım Hikmet’in şiirleri. En kısasını buldum ezberledim. Dedim ki; şimdi Ruslar gelirse, ben bu şiiri okurum onlara. Onlar da der ki; tamam bu da bizden, götürürler beni. Neyse... Tarih 12 Nisan. Uzay mekiği fırlatılacak, Vostok 1. Ama hâlâ gelen giden yok. Ben diyorum unuttular herhalde beni. Mekik fırlatıldı, herkes dua ediyor; mekik atmosferi geçsin, uzaya çıksın diye. Bir ben diyorum ki; yarı yolda dursun dönsün beni alsın. Belki bir de Amerikalılar, Vostok’un uzaya çıkmaması için dua ediyordu. Neyse... Bütün gün radyonun başında içimden o şiiri okudum: Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ne zaman bu şiiri okusam uzaya gitmiş kadar olurum. Altmış beş yaşıma geldim. Geçen doğum günümde yine bir dilek tuttum, çocuk gibi. Yine imkânsız bir dilek tabii. Ne diledim biliyor musunuz? İyi bir insan olmayı... Şahsiyet - Hakan Günday
Neşeyi, ıstırap çekenler daha iyi anlatır... Çünkü insan yaşadığından daha güçlü hayal eder. Balzac
Reklam
... oysa çok yoruldum. Kendimi koyvermek, gevşemek, isteğimce yorgun uzanmak, kendimi bırakmak istiyorum; oluruna bırakmak, herşeye boş vermek, dalga geçmek... Başım eğik,omuzlarım, kollarım düşük... Ama olmuyor, olamaz...Çünkü, sahnedeymişim gibi, hem de orta sahnede, bir yuvarlak sahnede. Yanım, yörem seyircilerimle çevrilmiş.
Kimi zaman romanın hâlâ kendini sınadığını, neredeyse kem küm ettiğini düşünüyorum - romana psikolojinin daha çok girmesi, adamakıllı kaynaşmaları gerekecek - roman kuramsal olmak zorunda kalacak, gördüğüm bir şeyden çok duyumsadığım bir şey bu ama tüm olguların, tüm kişilerin ortadan kaldırılması, geriye yalnızca bir Salpêtrière hastası gibi birinin bırakılması gerekecek (bunu denemek isterdim) --
Sayfa 78 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mor Külhani
1.Şiirimiz karadır abiler Kendi kendine çalan bir davul zurna Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan Taşınır mal helalarında kara kamunun Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler
24 Ağustos 1979 Cuma, Şeker Bayramı 1. günü
İyi ki mutlu olamadım. İyi ki yaşamımca aradığım o aşkı bulamadım. Aradabir bulduğumu sanarak kendimi kandırdığım çok kısa dönemler olmadı değil ama bunların sayısı da çok değil. Bugün, yaşamımca mutlu olamadığım için mutluyum. Çünkü mutlu olsaydım, bu denli çok çalışıp bunca yapıt veremeyecektim. Ve mutlu olsaydım, şimdi beni çok mutlu eden bu Vakıf'ı kuramayacaktım. Yaşasın beni mutlu etmeyen kadınlar! Mutluluğumu onlara borçluyum.
Sayfa 383 - Epub
Reklam
482 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.