İşini Aşk ile yapan kandilci
Onuncu yılın sonunda başrahibin yardımcısına bakılırsa kandilci hâlâ aklı bir karış havada ,her gidere uyar her yöne şu akar biriydi . Bir on yıl saha tapınakta kalsa bile bir türlü kıvama gelemiyecekti.Ne dualarında hararet vardı ne yaktığı tütsünün dumanında huşû. Ama evet aşikar, ateş ile arası iyidi ve hiç birini eline yüzüne bulaştırdığı görülmemişti . Tek mumun ışığı bile en karanlık en uzun delhizleri aydınlatmayı,kandilleri en uygun yerlere aşmayı, göz almasın diye aleve siper çekmeyi , rüzgarın yönünce mum yürütmeyi; ateşi üfleyerek coşturmayı , üzerine bir avuç toprak atarak söndürmeyi, yağ dökerek alevlendirmeyi ,için için yansın diye küllemeyi en iyi o bilirdi. Ve kim uykusuzluğa onun kadar tahammül edebilirdi?
Tarihten öğrendiğimiz en üzücü derslerden biri, yeterince uzun bir süre boyunca aldatıldığımızda, aldatıldığımıza işaret eden tüm kanıtları reddetme eğilimine girmemizdir. Bir süre sonra gerçekleri öğrenmek ilgimizi çekmemeye başlar. Düştüğümüz yanılgı zihnimizi tamamen ele geçirmiştir. Kandırıldığımızı kendimize bile itiraf etmemiz acı vericidir.
Sayfa 372Kitabı okudu
Reklam
"Kadınlar erkekte iyi bir gelecek, erkekler kadında iyi bir geçmiş arar." -
Meğer herkesin yoğurdu ekşiymiş!
Korkarım yaşadığınız ülkenin gerçeklerinden habersizsiniz. İnsanlar inanılmaz derecede cahil ve korkak. Hiçbir yeni görüşü duymaya tahammülleri yok... Anlamıyor musunuz? Bu sistem Tanrı'dan korkan cahil bir halkı olduğu için ayakta durabiliyor. Onca eğitimli insanın işsiz gezmesinin bir nedeni var.
Cehennem Atlası - Kasap Masası
''Bilhassa Kaptan Toussaint onu faydalı bulmuştu. Gömülü Kiliseyle iş yapmak hoşuna gitmezdi; Mum Işığı Cemiyeti gibi, onlar da bir avuç satanistti. Fakat Cemiyet üyeleri genelde centilmen localarında boş hikayeler anlatan adamlardan ibaretken, Kilise'nin müritleri hakiki bir kurumsal güce sahipti -insan çiftliklerinde gizli saklı giderleri yamyamca iştahları da cabası.''
Sayfa 179 - İthaki Korku KlasikleriKitabı okudu
İnsan anlayışı saf bir ışık değildir ; irademiz ve eğilimlerimiz bu ışığı bulandırır ; bu yüzden "kişiye özgü bilimler" olarak nitelendirilebileceğimiz bilimler ortaya çıkar. İnsanlar doğru olmasını tercih ettikleri şeylere daha kolay inanırlar. Araştırmaya sabırları yetmediğinden zorlukları aşmayı ; umutlarını azalttığından makul açıklamaları ; batıl inançlarını çürüttüğü için doğanın derin gerçeklerini ; cahil vs gururlu oldukları için deneyimin ışığını ; ve bayağı görüşlere riayet ettikleri için sıra dışı inançları reddederler. Özetle, insanların duygusal eğilimleri anlayışlarını bazen algılayamadıkları sayısız farklı şekilde gölgeler ve kirletir.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
Sahte bilim üretmek gerçek bilim üretmekten daha kolaydır, çünkü sahte bilim - yaptığımız karşılaştırmaların sonucunda elde ettiğimiz bulguları kontrol edemediğimiz durumlarda - gerçeklikle çelişen bulguları çok daha kolayca göz ardı eder. Ortaya atılan iddiaların ve delil olarak kabul edilen bulguların standartları çok daha gevşektir. Sahte bilimin halka sunulması, kısmen de olsa, aynı nedenlerden ötürü çok daha kolaydır. Ancak tüm bu nedenler sahte bilimin niçin bu kadar popüler olduğunu açıklamaya yetmez.
Kendimizi iyi hissetmemizi sağladığı sürece bir şeyin doğru olup olmadığını umursamamak, ahlaki açıdan, cebimiz dolu olduğu sürece paranın nereden geldiğini umursamamak kadar kötüdür.
Rüyalar ve Sanrı
Rüyalar REM uykusu (hızlı göz hareketli uyku) olarak adlandırılan uyku evresiyle ilişkilendirilir. (Bu evrede gözler kapalı göz kapaklarının altında, belki rüyada görülen görüntüleri takip etmek için, belki de tamamen gelişigüzel bir şekilde hareket eder.) REM uykusuyla cinsel uyarıların arasında güçlü bir bağlantı vardır. Deneklerin REM uykusuna geçtiklerinde uyandırıldıkları ve kontrol grubunun rüya görmedikleri anlarda gece boyunca aynı sıklıkta uyandırıldıkları deneyler yapıldı. Birkaç gün sonra, kontrol grubundaki deneklerin biraz uyku sersemi oldukları, ancak diğer deneklerin - rüya görmeleri engellenen deneklerin - gündüz vakti sanrılar gördükleri gözlemlendi. Bu şekilde yalnızca belirli anomalilere sahip olan az sayıda insanın sanrı görmesi sağlanmaz, bu koşullara maruz bırakılan herkes sanrı görebilir.
Sayfa 172Kitabı okudu
Platon bilimsel cehaletin tanımı :
Bir, iki, üç diye sayamayan, tek sayılarla çift sayıları birbirlerinden ayırt edemeyen veya saymayı hiç bilmeyen, geceyle gündüzü hesap edemeyen, ya da Güneş'in, Ay'ın ve diğer yıldızların deviniminden bihaber olan... tüm özgür insanlar, bence Mısır'da alfabeyi öğrenen her çocuğa öğretilen bu bilgi dallarının olabildiğince çoğunu öğrenmeye gayret etmelidir. Bu ülkede sırf çocuklar zevk alarak ve eğlenerek aritmetik öğrensinler diye çeşitli oyunlar icat edilmiştir... Ben... bu konularda ne kadar cahil olduğumuzu çok geç yaşta fark edip hayrete düştüm ; bence biz insandan çok domuza benziyoruz ve bu yüzden yalnızca kendi adıma değil, tüm Yunan halkı adına büyük bir utanç duyuyorum.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.