Mü'min ve Para
İhlas ve imanından, bilgi ve şuurundan emin olduğunuz bir çok insanın para karşısında çözülüverdiğini hayret ve esefle müşahede ediyorsunuz. O zaman anlıyorsunuz ki karşınızdakinin Müslümanlığı hayati Müslümanlık değil, kitabi (teorik) Müslümanlık. Teori konuşulurken oldukça iyi olan bu Müslümanın işi pratiğe gelince 'felçli' olduğunu farkediyorsunuz. Onun için, İslami ilişkilere girdiğiniz herkesle insani ilişkilere girmekten çekiniyorsunuz. Oysa bu iki alan bir sayfanın iki yüzü gibi birbirinden kesinlikle ayrılmaması gereken alanlardır. İslami olanla insani olan birbirinden ayrılmışsa, orada İslamlık da insanlık da yarım kalmış demektir.
Sayfa 45
Hazreti Peygamber ( sallallahu aleyhi ve sellem ) şöyle buyurdu: "Benden altmış yıl sonra öyle bir nesil gelecek ki onlar namazı bırakacak ve nefislerinin arzularına uyacaklar. Onlar bu sapkınlıklarının cezasını görecek ler. Daha sonra okudukları Kur'ân boğazlarını geçmeyen bir nesil olacak. Kur'ân'ı üç kişi de okur: Mü'min, münafık ve günahkar." Hadisin senedin- deki Beşir der ki: Velid'e "Bu üç kişi kimdir?" diye sordum. "Münafık onu inkâr eden, facir onunla para kazanıp yiyen, mü'min ise ona iman edendir."
Reklam
Filistin bir sınav kağıdı Her mü'min kulun önünde
Filistin gündemiyle yatıp kalkıyor, elimizden bir şeyler gelmediği için hayıflanıyor, en azından siyonizme destek verenleri boykot ederek bir nebze olsun avunmaya çalışıyoruz. Kocaman yüreğe sahip yiğit insanların şehri Gazze, bombalar altında on binlerce şehit verirken bile vakarlı duruşuyla bütün insanlığı hayretlere ve hayranlığa sürüklüyor.
Sayfa 53 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İlim
Talebelerine doğru bakarak eliyle işaret etti boşluğu: "Ey kıymetli dostlarım! İlim öğrenmekten ve Muhammed aleyhisselamın yoluna tabi olmaktan asla ayrılmayınız. Bu, mü'min için bütün saadetlerin ve nimetlerin vasıtasıdır. Bunun için Resûlullah Efendimiz buyuruyor ki: 'İlim öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farzdır. Yani her Müslüman erkeğin ve kadının, kendine lazım olan din bilgilerini öğrenmesi farzdır. Siz de ilmi terk edip dünyanın talebesi olmayın. Dünya talebeleri, hep hırs ile mest olurlar. Para için, daima kendilerini bozdular. Kur'ân'dan ahlak edinilen imanı bozdular. Hüdâ'ya yaptıkları ahitleri bozdular. Hepsi Musa'ya düşman, firavuna dost oldular", dedi ve yorgunluğuyla orada kesti cümlesini. Sustu...
Sayfa 71 - Hakan Baştürk
Kur'an'ın Türkçe Olarak Okunması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, milletvekillerinin huzurunda, 'Tanrı birdir ve büyüktür.' diyen, Kur'an'ı Kitab-ı Ekmel olarak kabul eden, Hazret-i Muhammed'in son peygamber olduğunu söyleyen gerçek mü'min Atatürk'ü dinsizlikle suçlamak Müslümanlıkla kabili telif
Sayfa 218Kitabı okudu
Mü'minlerin kaçırdığı gerçek şudur:
Namaz kılmamak nasıl haramsa, tembellik, bilgisizlik, beceriksizlik de öyle haramdır. Borcunu ödemeyen, sözünde durmayan mü'min ümmet hayatından uzaklaşmıştır.
Sayfa 174 - Timaş Yayınları, 16. Baskı
Reklam
Halen bir avuç şuurlu Müslüman, İslâmiyet'i sırat-ı müstakim'de yaşamaya çalışıyor. Gerçek manada mü'min kalmadığı gün kıyamet kopacaktır. Çünkü, Allah bu âlemi, kafirler için yaratmamıştır.
Sayfa 173 - Timaş Yayınları, 16. Baskı
Mü'minlere söyle!
“ "Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar."; "Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar." (Nûr;30, Nûr;31) Genç kadınları uryan bir halde ekranlara, daha fazla erkek seyirci çekmek ve buna bağlı olarak da daha fazla reyting ve para kazanmak için çıkarıldığını bilmeyen var mıdır? Bu açıkça kadın ticareti değil midir? Bütün bunlara sessiz kalan bir toplumda iffet cinayetlerinin artışına mâni olmak ise muhaldir. ”
Sayfa 102Kitabı okudu
Birgün peygamberimizden soruldu:
- Mümin kimdir, münâfık kimdir? Resûl buyurdu: Mü'minin işi-gücü namaz, oruç'tur. Münâfığın işi gücü hayvan gibi yiyip içmek, namaz kılmamak ve Allah'ın koyduğu ahlâk esaslarına muhalif bir hayat yaşamaktır. Mümin, muztarip ve sıkıntıda olanlara yardım etmek ve Allah'tan mağfiret dilemekle meşguldür. Münâfik ise, emeller peşindedir ve hırsla dörtbir yana saldırmakla meşguldür. Mümin yalnız Allah'a güvenir, O'ndan başkasını hakikî kurtarıcı saymaz. Münâfik ise, Allah'tan başka herşeye güvenir, yalnız O'na güvenmez. Mü'min dînini para ve mal-mülk ile satmaz, önce din-iman, sonra mal-mülk ve paradır. Münâfik ise dînini parayla satar, O'nun için para ve mal-mülk dinin de, îmanın da başında gelir. Mü'min, Allah'tan başka kimden korkmaz. Münâfik ise Allah'tan başka herkesten korkar. Mü'min günahtan sakınır, Allah için gözyaşı döker. Münâfik ise, günah işlemekten çekinmez, daima güler. Mü'min, yalnız kalm kalbinde Allah sevgisini geliştirmeyi sever. Münâfik yalnızlığı sevmez, devamlı, insanlarla karışık olmaktan hoşlanır. Mü'min, islâh etmeyi sever, bozgunculuktan sakınmır. Münâfik ise fesatlığı ve yıkıcılığı sever ve bu fesatlık sonunda para toplamak ister. Mü'min, sırf Allah'm emri olduğu için kötülükleri meneder, iyi şeylerin yapılmasını ister. Münâfik ise kendi menfaatı için meneder veya emreder. Hattâ kötü şeyleri teşvik eder, iyi şeylerden meneder.
...Koyunların öndekinin peşine takılıp sürüklendiği gibi, herkesin yaptığı tatili yapabilir mi mü'min? Şüphesiz, seçici ve eleyicidir. Gidilebilir yerlere gider. Gidilebilecek zamanı belirler. Tatil de haktır ama sınırsız bir hak değildir. Namaz bile her yerde ve her zaman kılınamazken, mü'min her yere her zaman tatil için gidebilir mi?... O, Mekke sokaklarında dolaşırken hangi mü'min kimliği ile dolaşıyorsa, tatil için gittiği bir köyde de o kimliği ile dolaşır. Mekke'de bir kimlik, köyde başka bir kimlik onun işi değildir. Zor kıt bilet alıp gidebildiği zamanlardaki imanı, cebi para dolu gittiği zamanına göre farklı olmaz... 'Bir seferliğine' türünden sapık bir mazerete sığınmaz. 'Arkadaş hatırı' da yoktur bu süreçte. O, her zaman ve her yerde mü'min insandır...
Reklam
Ne çekilen meşakkat, ne harcanan para yapılan işe değer katar. Değer katan ve o işi, işe yarar hale getiren niyetlerdir.
Evlilikte denklik
Evlenecek kişiler birbirine denk olmalı. Taraflar arasında servette, fiziki güzellikte, kültürde, dinde,görgüde denklik ara Air. Es adaylarında soyca, dindarlık bakımından, ilim, sanat, meslek, zenginlik ve hürriyet bakımından denklik olmalı. Örf ve adetlerdeki denklik bile evliliği kolaylaştırır. Evlenmede en mühim husus denk olmaktır. Özellikle dindarlıkta denk olmak çok mühimdir. Dinini yaşayan insanlar. dini konularda denklik oluşturmuş eşler, başka konularda da denklik kazanacaklardır. Veya denk olamayacakları konularda. meselelerini dinle halledeceklerdir. Mu'min bir karı koca İslamiyet'le şuurlanmışsa, maddi zenginlik farklılıkları onları mutsuz etmez. Çünkü İslam'da üstünlük sağlamaz. Övünme ve istismar mevzuu olamaz. para Dini, bütün yönleriyle yaşayan bir karı koca arasında güzellik çirkinlik çekişmesi de olamaz. İslam'da üstünlük takva iledir. Ve yaratılan, Yaratandan ötürü hoş görülür.
Medîha Kâmil
"Bir gün Rasulullah'ın bir hadisini okudum:"Güçlü mü'min, Allah'a, zayıf mü'minden daha hayırlı ve sevimlidir."Bu hadisi çok uzun bir süre düşündüm. Allah'ın, kullarının güçlü olmasından hoşlandığını fark ettim ve güçlü olmaya karar verdim. Hayatımı gözümün önünden geçirdim. Ün, şöhret, para ve renkli sahneler, hayatımdaki en zayıf şeylerdi ve beni de zayıflatıyordu. İmanın, kalp huzurunun ve sükunetin kıymeti ise, bunlarla asla kıyas edilemezdi. Ben de sahne ışıklarının gerisine çekilmeye karar verdim."
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.