Fatih Sultan Mehmed Han
Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefere çıkmıştı. Şehre arka dan ulaşmak için dağlık ve ormanlık bir araziden geçiliyordu. Bazen baltacılar, önden yol açıyorlardı. Yolun müsait olmadığı bir yerde Fâtih'in atı kaydı. Fâtih, bir kayaya tutunmak için uğraşırken elleri kanadı. Bu hali müşahede eden beraberindeki Uzun Hasan'ın anası Sārā Hatun, tam fırsatı olduğunu düşünerek "-Oğul! Han oğlu hansın! Bir yüce hükümdarsın! Trabzon gibi küçük bir kale için bunca meşakkate katlanman revâ mıdır?" dedi. Çünkü Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık tesis etmiş ve bu yüzden anasını, bu seferden vazgeçmesi için Fâtih'e ricacı göndermişti. Fâtih, ellerı sıyrıklarla dolu olduğu halde doğruldu ve şöyle dedi: "-Ey ihtiyar ana! Bilmez misin ki, elimizde tuttuğumuz din-i İslam'ın kılıcıdır. Sen zanneyleme ki, çektiğimiz bunca zahmetler, kuru bir toprak parçası içindir. Bilesin ki, bütun gayretlerimiz Allah'ın dinine hizmettir. İnsanları hidâyete kavuşturmaktır. Yarın Allah'ın huzūruna vardıkda, yüzümüz kara olmasın diyedir. Eli mizde İslam'ı tebliğ ve ta'zîz imkânları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gâzı denilmesi revâ olur mu? Ehl-i kufre İslâm'ı götürmezsek, onların azgınlıklarına mânî olmazsak, huzûr-i ilâhîye hangi yüzle çıkarız?!" Subhânallah
Sayfa 121 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Mu ülkesinde din, bilim ve eğitim merkezi olan yedi büyük ya da baş şehir vardı. Üç kara parçasına dağılmış diğer daha pek çok büyük şehir, kasaba ve köy de bulunmaktaydı. Pek çok şehir büyük nehirlerin denizle buluştuğu yerlere ya da yakınlarına kurulmuştu ve buralar gemilerin dünyanın dört bir yanından gelip gittiği ticaret ve alış-veriş merkezleriydi. Mu ülkesi dünya medeniyetinin, eğitimin, ticaret ve alışverişin baş merkeziydi; dünyadaki düğer tüm ülkeler Mu'nun kolonileri ya da onun koloni imparatorluklarıydı.
Sayfa 40 - 2 - Kayıp KıtaKitabı okudu
Reklam
Televizyonda bir yemek programı vardı, sağ alt köşede adı şu şekilde yazılmıştı: Damatlar Mutfakta. Belli ki kayınbabaları da sofradaydı.Beş adam bir sofranın başında oturmuş, günün damadı olan esmer adayın pişirdiği pirzolayı tartışıyordu.Sofranın başında așina olduğum bir yüz vardı, normalde akşam haberlerini sunan ünlü bir spiker. Masanın
Sanki bu sözleri bekliyormuş gibi birdenbire, kendine hakim olamayarak öfkeli bir eda ile bağırdı; – Seninle alay edip, yüzüne karşı kahkahalarla gülerek söylerdi! Kibar bir insan, daha çok kibar bir kadın senin kirli ruhunu görerek tiksinti duyar. Saçlarını yaptırmışsın, en iyisinden çamaşır giyiyorsun, elbiselerini terzide diktirmişsin ama
Sayfa 688Kitabı okudu
? Soru İşaretlerinden Biri
Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş Gömleğin üzerine kadar çıkmış kalbteki kara leke Dikilsen dağların ötesini tutar elin Bir iki tank çer çöp olmuş gözüne perde Petrol ya da banker sellerinde boğuluyorsun Külçe külçe dolar ya da sefalet secden olacak yerde O eski kadim iklim kimbilir nerde sürer Perişan birkaç evde kimbilir veliler
Sayfa 412Kitabı okudu
Toplumlar arasında yeniliğe açıklık farkları nasıl ortaya çıkıyor? Teknoloji tarihçileri en azından 14 açıklayıcı etmenden oluşan uzun bir liste sunuyorlar bize. Birincisi ortalama ömür uzunluğudur... çağdaş tıp sayesinde çok fazla artmış olan ömür ortalaması yakın zamanlardaki icatların artmasına katkıda bulunmuş olabilir. Daha sonraki beş etmen
Reklam
1.000 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.