Mü'minûn Suresi, 115-116
Sizi sırf boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Gerçek egemenliğin sahibi olan Allah yüceler yücesidir. O’ndan başka tanrı yoktur. O, şerefli arşın sahibidir.
Sizi sırf boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Mü'minûn Suresi 23/115
Reklam
115. Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza getirilmeyeceğinizi mi sandınız?
Mü'minûn Suresi
60-61.Ayet Ve kalpleri, Rablerine döneceklerinden titreyerek, vereceklerini (esirgemeden) verenler/yapmaları gerekeni yapanlar var ya, işte onlar, hayırlı işlerde koşuşurlar ve bu uğurda yarış ederler. Dipnot Yüce Allah’ın huzuruna mahcup olarak varmaktan kalpleri ürperenler ve O’nun azabından korkanlar, O’na kulluk ederler, O’nun yolunda infak
Mü'minûn Sûresi 115. Âyet
Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?
Mü'minûn Suresi, 101-115. Ayetler Arası
Sûr’a üflendiği zaman o gün artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de soramazlar. Kimin terazisi-nde sevapları- ağır gelirse, işte onlar kurtulanların ta kendileridir. Kimin de terazisi-nde sevapları-hafif gelirse, onlar kendilerine yazık edenlerdir; artık onlar süresiz cehennemdedir. Ateş, yüzlerini yalar, orada dişleri dışarı fırlar bir hâlde bulunurlar. -Onlara şöyle denecektir:- “Ayetlerim size tilavet edilmemiş miydi -/okunup aktarılmamış mıydı-! Siz de onları yalanlamıştınız. Onlar şöyle diyeceklerdir: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize galip geldi; biz bir sapkınlar topluluğuyduk. Rabbimiz! Bizi buradan çıkar! -Önceden yaptıklarımıza- Bir daha dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız.” -Allah şöyle buyuracaktır:- “Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık! Gerçek şu ki kullarımdan, ‘Rabbimiz! İman ettik, bizi affet; bize merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın’ diyen bir grup vardı. Siz onlarla alay etmiştiniz; sonunda -bu alaycılığınız- size beni anmayı unutturdu; -sadece- onlara gülüp duruyordunuz. Şüphesiz ki bugün ben de onlara, -dünyada- sabretmelerinin karşılığını verdim; şüphesiz ki onlar başarıya erenlerdir.” -Allah, inkârcılara- şöyle diyecektir: “Yeryüzünde kaç sene kaldınız?” Onlar da şöyle diyeceklerdir: “-Muhtemelen- bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık; sayanlara sor*.” -Allah- şöyle diyecektir: “Sadece az bir süre kaldınız; keşke -bunu- bilmiş olsaydınız! Sizi boş yere yarattığımızı ve mutlaka huzurumuza döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
*: Sayanlara sor ifadesi; 'bunun hesabını tutan meleklere sor' veya 'uzun süre yaşamış insanlara sor' şeklinde tercüme edildiği gibi +Kitabı okuyor
Reklam
" Yoksa sizi boş yere yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" Mü'minûn Suresi - 115
Mü'minûn Suresi 115, 116, 117, 118. Ayet
115. Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve şüphesiz ki huzurumuza döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” 116. Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. O’ndan başka ilah yoktur. O, değerli arşın sahibidir. 117. Kim Allah ile birlikte başka bir ilaha yalvarırsa –ki bu kişinin hiçbir delili yoktur– o kimsenin hesabı ancak Rabbinin katındadır. Şüphesiz ki kâfirler kurtulamayacaklardır. 118. De ki: “Rabbim! Affet! Merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın.”
Sayfa 348 - Haliç Üniversitesi YayınlarıKitabı okuyor
Şura Suresi'nin 11. ayetinde bir parçanın, Diyanet'in resmî çevirisindeki anlamı şöyledir: "... O'nun (Tanrı'nın) benzeri hiçbir şey yoktur..." Parçanın sözlerinin tam karşılığıysa şöyle: "... O'nun (Tanrı'nın) benzeri gibi bir şey yoktur..." Bu şöyle yorumlanır: "O'nun kendisinin
Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? ( Mü'minûn Suresi - 115.ayet )
Reklam
BİÇİMİ de insan gibidir bu "Tanrı"nın: İnsan gibi "yüz"ü vardır. Birçok ayette, Tanrı'nın "vech"inden, yani " yüzünden söz edilir (örneğin bkz. Bakara Suresi, 115. ayet; Rahman Suresi, 27. ayet...). "El"inden, "iki el"inden söz edilir. Âdem için "iki elimle yarattım" diyor (bkz. Sâd Suresi, 75. ayet). Kendisi için "iki eli açık" denir (bkz. Mâide Suresi, 64. ayet). "İki göz"ünden söz edilir. Kimi zaman "aynî", yani "gözüm" der (bkz. Tâ-H â Suresi, 39. ayet), kimi zaman kendi "gözler"inden "a'yunina", yani "gözlerimiz" diye söz eder (bkz. Hûd Suresi, 37. ayet; Mü'minûn Suresi, 27. ayet; Tûr Suresi, 48. ayet...)
Sayfa 29 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.