Öyle mutsuzdum ki mümkün olsa anamın rahmine geri dönecektim. Ama olmuyordu. Mecburen bir sabaha uyanıyor, bir akşamı bekliyordum.
Batı Çetesinin Derdi Nedir? Türkiye Cumhuriyeti'ni kaybetmek istemiyor. En önemlisi Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım kalan Atatürk devrimlerinin tamamlanması adına bir yönetime geçmesine hiç tahammül edecek hali yok. Şu anda ki yumuşak karın bol taviz veren mecburiyet ya da aynı yolun yolcusu diğer cenahtan birileri bunun için
Reklam
Çoğunlukla dürüst bir insanımdır. Anladığım zaman anladım, anlamadığım zaman da net olarak anlamadım derim. İkircikli ifadeler kullanmam. Sorunların büyük kısmının ikircikli ifadeler yüzünden çıktığına inanırım. İnsanların çoğunun ikircikli ifadeler kullanmasını, onların aslında içten içe, bilinçsizce de olsa, sorun çıkmayı arzu etmelerine bağlarım. Başka türlü düşünebilmem mümkün değil.
Sayfa 66 - Doğan KitapKitabı okuyor
Kendimi bir sınıflamaya sokmam gerekirse, sanırım dünyadaki olguları, oluşları ve varoluşları işin kolayına kaçarak düşünmeyi tercih edenler sınıfına dahil olurum. Bu benim işin kolayına kaçan mizaçta bir insan olduğumdan kaynaklandığı anlamına gelmesin; elbette, bir nebze öylesi eğilimlerim olduğunu kabul etmem gerekir, ama işin kolay yolunu
Sayfa 10 - Doğan KitapKitabı okuyor
“Tanya... seninle tek bir anımız vardı...” dedi Alexander. “Yaşam süremiz içinde tek bir an... O an başka hayatlara yönelmemiz mümkün olabilirdi.” Eğilip karısını öptü. “Neden söz ettiğimi anladın mı?” Tatyana’nırı başını dondurmasından kaldırıp karşıya baktığı, orada kendisini seyreden o askeri gördüğü an... “O anı gayet iyi hatırlıyorum,” diye fısıldadı Tatyana. “Koşarak karşıya geçip yanına gelmemiş olmamı tercih eder miydin?” “Kesinlikle hayır, Şura. Seni tanımadan önce anne ve babamdan, büyükbabam ve büyükannemden, Daşa’dan, Paşa’dan ayrı bir hayat olabileceğini düşünemezdim. Hayal gücüm buna yetmezdi.” Gülümsedi. “Luga’daki çocukluk yıllarımda bile senin gibi biri aklımdan geçmemişti. Bu kıyametin ortasında kısacık bir süre için de olsa bana hayatın güzelliğini tattırdın...” Kocasının gözlerinin içine baktı. “Karşılığında ben sana ne verdim ki?” “Beni Tanrı’nın varlığına inandırdın,” diye fısıldadı Alexander.
Sayfa 712Kitabı okudu
Her şeyin önceden hazır bulunduğu bu edimsiz dünyaya ışık hızında kaydolunur, kolayca giriş yapılır ve dilendiği zaman oturum kapatılır. Bu sürede ben'in sunuşuna diğer kullanıcılar tarafından itimat edilir. Bu, türlü kandırmacalarına rağmen herkesin kendini inandırmaya mükellef hissettiği topluca ve karşılıklı oynanan bir oyundur çünkü. Her
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.