Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Keşke!
Bir tarafta çocuklar, bebekler, hamile kadınlar ölürken 23 Nisan çocuk bayramını eğlenerek havai fişekler patlatıp sanki hiçbir şey yokmuş gibi vahşetin sesini kahkahalarımız ile bastırmak ve kutlamak yerine, daha duyarlı ve tüm dünyaya ders niteliği taşıyacak gösteriler yapılabilirdi. Hem belki böylelikle çocuklarımız da adil dünya için küçük
Detay bilmediğim için genel daha önce hiç namaz kılmamış ve başlamak isteyen biri olduğunu düşünerek yazacağım. Namaz Allah'ın kuluyla buluşmasıdır en sevdiğiniz kişiyle buluşurken nasıl özeniyorsanız namaza da en az o kadar özenmelisiniz ve o sevdiğiniz kişi hayatınızdan çıkmasın sizi hiç bırakmasın istiyorsunuz namazıda böyle hayatınızdan
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
Keşke uçarak yürümek mümkün olsa yazın karıncalara basacam diye ödüm patliyor
ölümüne savunduğum özgürlüğümle varlıkların ve gerçeğin bütün anlamlarını, bütün yüzlerini görmek isterdim… Kendilerinden tiksinen insanların o sıkıcı gölgesi vurunca günlerime artık uzaklara gitme vaktinin geldiğini anlardım… O sıkıcı gölgeyi çocukluğumdan bilirdim. Çünkü bütün vaatleri anlamsızlaştırmaya başlardı o sıkıcı gölge. Zaten hep aynı
Mümkünse...
Mümkünse rüyalarda. Başkalarının rüyalarını izlediğinde. Girebilmek mümkün olsa girerdin. Başka bir zamanda beni yeniden sevdiğinde. Sevebilmek mümkün olsa severdin. Ezberimdesin...
Reklam
Aklına bir cümle takılır. Cümlenin tamamı, söyleyenin sesi, duyduğun an ne hissettiğin her şey aklındadır ama cümleyi kimden duyduğunu bir türlü hatırlayamazsın. Mümkün olsa da elimi Beynimin içine sokup kurcalaya kurcalaya çıkarsam dersin ama elbette mümkün değildir. Zamanla bu cümleyi Başka şeylerle bağdaştırırsın aklında; Örneğin bir şarkıyla, bir şiirle, bir kişiyle... Fakat bunların hiçbiri doğru değildir. O küçücük cümle günlerce, aylarca, Hatta bazen yıllarca beynini kurcalar durur. Işte öyle bir cümlesin sen. Hep seni düşünmüyorum da aklımda bir yerde sürekli yerin var. Bir gün seni aklıma hangi olay, hangi ses, hangi his yerleştirdi bulup o dakika kazıyacağım beynimden! Şimdilik olduğun yerde kal! Sakın kıpırdama! Eller yukarı!
Filozoflar arasında felsefenin Prensi Spinoza’dır. Bunun en büyük nedeninin Spinoza’nın her argümanının sonsuza dair olmasıdır. Spinoza, sonsuzun filozofudur. Bugünkü hakim bilim birçok “başarıya” imza atmış olsa da ve hatta Kuantum Mekaniği gibi bir paradigma dahi Spinoza’nın sonsuza yönelik düşünceleri karşısında güdük kalır. Temel neden ise, Big Bang teorisi dahi;” başlangıçta top gibi bir enerji vardı ve her şey bu enerjinin içerisinde idi, argümanıdır. Bu enerji gitgide yayılarak bugünkü evreni meydana getirdi. Zaman dahi böyle oluştu, der. Zamanın mümkün olabilmesi için hareketin mevcut olması gerekir. Peki hareketin kendisi zamanı mümkün kılıyorsa ilk hareket ettirici güdümü mümkün kılan şey neydi? Veya şöyle soralım, o enerji topu neyin üzerinde duruyordu? Uzamdan ayrı bir şey nerede durabilir? Demek ki uzam mevcuttu. Uzam mevcut ise “nasıl” sorusu, hareketi akla getirir. Aristoteles ilk hareket ettiriciyi Tanrı olarak addetmişti. Hareketsiz maddeye karşılık temel bir itici güç mevcut olmalıydı ki hareket meydana gelsin. Spinoza ise bu temelsiz yöne karşı oldukça önemli argümanlar ortaya koyar. Sonsuz evrenin ucu bucağı yoktur. Bugün paralel evren diyebiliyorsak bu zorunlu olarak Spinoza felsefesinden mütevellit biçimde ortaya konulabilir. İnsanlar daima bir başlangıç ve son fikrine takılıp kalmıştır. Halbuki temele inersek dinsel bir inanıştır bu inancın temeli.
♤...hayattan ne istiyorum biliyorsun ben sen olayım, sen, tepeden tırnağa sen bin defa gelmek mümkün olsa dünyaya her defasında sen, her defasında sen... ♧Yeryüzü Ayetleri Furuğ Ferruhzad
Sevgili şair , belki de sen haklısın. En iyisi susmak . Susmak ve unutmak. Unutmak mümkün deyilse de , belki de hatırlamamak. Ne de olsa ikisi de aynı şey değil , öyle değil mi ?! 🎞️: Kelebeğin rüyası
Reklam
Johann Wolfgang Von Goethe
“28 Ağustos 1749 tarihinde,öğle vakti kilisenin çanı saat on ikiyi vururken Frankfurt am Main’de dünyaya geldim.Yıldızların durumu olumluydu,Güneş Başak burcunda ve en yüksek noktadaydı,Jüpiter ve Venüs sevimli sevimli ona bakıyor,Merkür de keyifsiz görünmüyordu;Satürn ve Mars ise umursamaz bir tavır takındı,o sırada dolunay formuna kavuşan Ay sadece,gezegen saati başladığında,karşı konumdaki gücünü her zamankinden fazla kullandı ve bu yüzden o an geçinceye kadar gerçekleşmesi mümkün olmayan doğumuma direndi.” Güneş Başak,Yükselen Akrep olan Goethe sözlerini şu şekilde sürdürüyor. “Hayatta kalmamın nedeni galiba yıldızların olumlu konumuydu,çünkü ebenin beceriksizliği yüzünden ölü doğmuş,bir çok uğraş sonucunda dünyaya merhaba demişim.Bu olay aile bireylerimi çok zor duruma sokmuş olsa da,Frankfurtluların yararına sonuç vermiş olmalı,çünkü büyükbabam senato başkanı Johann Wolfgang Textor’un bir doğum hemşiresini işa almasının ve ebelik derslerinin başlatılıp geliştirilmesinin herhalde benden sonra doğanlara faydası dokunmuştur.”
Yaşamımdan Şiir ve Hakikat
Yaşamımdan Şiir ve Hakikat
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
Değerlendirme
Uzun zamandır sürükleyici bir kitap okumamış biri için oldukça sürükleyici bir kitaptı. Üzerindeki nöroroman ifadesini okumadan evvel dikkate almak gerek zira içerisinde bolca beyin işleyişine dair detaylı bilgi var. Romanların besleyici yönünü ziyadesiyle yakalayabilirsiniz bu açıdan. Okumam sonucunda bu kitap bana Raskolnikov'un kendi makalelerinden bahsettiği satırları anımsattı bazı bölümlerde. Bu da belki ileride bir bilim kurgu klasiği olabileceği izlenimini oluşturdu bende. Kitapları yazarlarından bağımsız düşünmek çok mümkün değil malumunuz. Bu kitap da yazarın çalışma alanına dair bize güzel izlenimler bıraktı. Hatta belki hayatı nöronsal açıdan nasıl değerlendirmemiz gerektiğini de... Hikâyenin bir serinin ilk kitabı olduğunu düşünürsek, bu kitapta yaşanıp tamamlanan pek bir olay yok. Bu açıdan ilk kitap, başta sık sık akışı keserek verdiği 'gelecekte olacak, dünyayı etkileyen o büyük mesele'ye pek ulaştırmıyor. Nöronsal açıdan güzel olsa da, serinin tüm kitaplarına peş peşe ulaşamayacaksanız okumayı bir süre bekletebilirsiniz. Herkese iyi okumalar 🌿🙃
Serkan Karaismailoğlu
Serkan Karaismailoğlu
Pia Mater
Pia Mater
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.