Harbiye Nazırı Nâzım Paşa, 30 Temmuz 1919 tarihli şifre telgra fında Kâzım Karabekir Paşa'dan şu istekte bulundu: "Mustafa Ke mal Paşa ile Refet Bey'in mukarreratı hükümete muhalif fiil ve hareketlerinden dolayı hemen derdestleriyle İstanbul'a gön- derilmeleri konusunda mahalli memurlara emir verildiği ve ko lorduca da ciddi
“Büyük Türk milletine, onun bütün emeklerini kısır yapan çorak yol dışında, kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lazımdır. Bu okuma yazma anahtarı ancak, Latin esasından alınan Türk alfabesidir. Milletler ailesine, münevver (aydın) yetiştirmiş büyük bir milletin dili olarak girecek olan Türkçeye, bu yeni canlılığı kazandıracak olan üçüncü Büyük Millet Meclisi, yalnız ebedî Türk tarihinde değil, bütün insanlık tarihinde mümtaz bir sima olacaktır..."
Sayfa 305
Reklam
Hiç bir millette hiç bir münevver genç yoktur ki kendi lisanının geçmişine vakıf olmasın.
Sonra Leonardo da Vinci veya Ömer Hayyam gibisi artık yok. Bu tipte bir münevver yetişmiyor. Ömer Hayyam büyük edipliği, şairliği, tarihçiliği yanında, çok da büyük bir matematikçiydi. Leonardo da Vinci aynı şekilde çok büyük bir matematikçi, fevkalâde anatomi biliyor, tıp biliyor, mimarî biliyor. Bu tip insan yok artık. Onun için bu tip ilerleme çizgileri üzerinde düşünürken, çok dikkatli olmak gerekiyor.
KABİLE-İ MÜNEVVER
Senin kabile-i münevverinde musallalar vardı Bir beşikte sallandı dünya, dünya ahugüzardı Neden yürüdün kabrinin üzerine Kabirde sorgu sual vardı Çerçeveydi nigah nigah çehren Bakan bir daha bakardı Zümrüdün bir boyunda sille Sille-i haşimdi elin elimde Yıkılırdı yeryüzü, yansıyınca yüzün güneşe Gittin çağ yetim, dergahlar kimsesiz kaldı.
Sayfa 49 - Liman YayıneviKitabı okudu
Reklam
Meselâ, Hollanda idaresinin aleyhinde çalışmış Cavalı bir Müslüman münevver, Osmanlı olduğu için ne fazla hapsedilebiliyor ne de ağır bir cezaya uğruyor, belki sürgüne gidiyor, yani bizim hoşumuza gitmeyen kapitülasyonların mütekabili de bir ölçüde orada işliyor; çünkü Osmanlı İmparatorluğu 1856 Paris Barışı’yla Avrupa Konserti’nin üyesi olmuştur.
Siz onları uzaktan bir şey zannettiniz, fakat yavaş yavaş ne mal olduklarını gördünüz... Hiç hayret etmeyin... Hatta onların küstah ve mütecaviz hallerini bile mazur görün... Çünkü alelade bir insan bile olmadıkları halde kendilerine bir de münevver insan payesi verilince ve hayattaki mevki ve itibarlarını kaybetmemek için bu sıfatı akla hayale gelmeyecek hokkabazlıklarla muhafazaya mecbur kalınca, pek tabii olarak dalavereci olacaklar, ahlaksızlaşacaklar ve mütemadiyen birbirlerinin kıymetsizliklerini ortaya vurarak kıymetsizliğin esas olduğu kanaatini uyandıracaklar...
Sayfa 248Kitabı okudu
Nihayet gün gelir, ruh; dünyadaki seyahatlerini bitirmiş olarak temiz bir halde ruhani hayata girer. Orada fenalık, karanlık ve hata yoktur. Ve dünyalık son maddi tesirler orada sönmüştür. Orada eski zamanı endişeleri ve acıları yerine, sükunet, huzur ve derin bir emniyet hakim olmuştur. Orada ruh, tecrübelerinin son haddine varmıştır. Artık o, bir daha ıstırap çekmiyeceğinden emindir… Münevver, sebatkar ve tatlı ruhların ortasında yaşadığını hissetmek ne kadar hoş bir şeydir! Hiç bir şeyin koparamayacağı sevgi bağlarıyla onlara bağlanmak, onların ilhamlarına, onlar tarafından anlaşılmış olduğunu, desteklendiğini, sevildiğini duymak ve ölümden kurtulduğunu, asırların değiştiremeyeceği bir gençliğe kavuştuğunu bilmek ne kadar mestedici bir şeydir!...
Reklam
Anısına saygıyla...
"Vatan ve millet kitaplardan okumakla sevilmez. Münevver olarak Anadolu'ya gideceksin, köylerde kalacaksın, onlarla birlikte çalışacaksın, bu toprak o zaman bize vatan olur."
Sayfa 5 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
Öldürülme biçimi ve ailesinin hak arayışıyla toplumun tanıdığı Münevver, aslında modern bir liseli olarak, sonraki yıllarda artan biçimde şiddete en çok maruz kalan metropollerdeki genç kuşakların da profilini veriyordu.
Yürüyüşlerde öldürülen kadınların isimleri ve yüzleri taşınıyor, Münevver'e daha önce "namus bahanesiyle" öldürülmüş Güldünya Tören, dünya barışı için yürüyüşe geldiği Türkiye'de tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen Pippa Bacca ve isimlerini gün gün yeni öğrendiğimiz öldürülen kadınların suretleri eşlik ediyordu.
Zengin ailenin, Münevver'in, emeğiyle geçinen acılı ailesine teklif ettiği paranın miktarı utanmazca olağanlaştırılarak konuşuluyor, el birliği ile kadın cinayeti gerçeği "magazinleştirilerek" örtülmeye çalışılıyordu. "Sanki ölüm Münevver'i çağırmış! Cem'in Münevver ile yaptığı MSN konuşmalarındaki şok detaylar." "Cesedin başında SEVİŞTİLER Mİ?" gibi, büyük harfle yazılan rezil manşetlerle, kadınlara karşı işlenen çok ciddi bir suç, utanmazca başka suçlarla örtülmeye çalışılıyordu.
Her zaman hakikati kendine mal etmeye istekli ve kendi hakikatini başkalarına dayatmaya çalışan münevver birileri çıkacaktır…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.