erhan

Kitaplar ve Paha
Kitap fiyatları iyice çığırından çıkmış vaziyette. Pek çok şey gibi burada da fiyat algısı kırılmak üzere. Nasıl ki Hatay soslu dürüm A mekanında 150 tl B mekanında 230 tl gibi arada %50'nin üzerinde fiyat farkı oluşmuşsa ve bu sadece malzeme fazlalığı/kalitesi, mekanın konumu/ismi gibi parametrelerle açıklanamıyorsa kitaplarda da aynı durum söz konusu. Demek ki böyleymiş, düşüncesiyle kitabı almak yerine fiyatı kağıt sayfasına oranlayıp değerlendirir oldum artık. Sayfa başına 1 TL'yi de aşan absürt fiyatlama yapan cani yayınevleri de var; sayfa başına 0,35 TL'den fiyatlama yapıp okur dostu olduğunu belli eden yayınevleri de nadir de olsa mevcut. Sonuç olarak şunu diyebilirim; ben nasıl ki B mekanını boykot ediyorsam cani yayınevlerini de elimden geldiğince boykot ediyorum. Ya indirimli kampanyalarını bekliyorum ya da ikinci elden bulup almaya çalışıyorum. Konusu gelmişken, cani yayınevleri sebebiyle ikinci el "piyasası"nın da uçtuğunu müşahede etmek pek tabii kolay. Şimdi burada işin içinde sadece kağıt masrafı -ki kağıt kalitesi de çok belirleyici- yer almıyor denebilir fakat diyebilirim ki ağırlıklı olarak kitap insandan önce kağıttır ve öyle değerlendirilmelidir. Pdf savunucularını hariç tutarsam; insana ulaşmak kitaba ulaşmaktan zor olmamalı, deyip noktayı koyuyorum.
Reklam
Haydar Ergülen
Haydar Ergülen
'in beni arayıp "yazını beğendim bunun üzerine konuşmak isterim" dediği bir rüyadan uyandım. Telefonu bende kayıtlıymış. Kendisini bu zamana değin ne görmüşlüğüm ne okumuşluğum ne de hakkında konuşmuşluğum var. Zaten bunlar dışında da gariplik yok.
Ne için okuyorum, sorusuna layıkıyla yanıt verebildiğim zaman o sıra yüz göz olduğum kitaptan aldığım lezzet daima artmıştır. Amacımsa bu düsturu hayata teşmil etmekten başka bir şey değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bayramımız mübarek olsun dostlar. Çocukları başlarını okşamayla, maşallahlarla ellerini sıkmayla da olsa sevindirmeyi asla ihmal etmeyin.
Dün
Muhammed Yazıcı
Muhammed Yazıcı
hocayla tanıştım. Tanıştım derken şahsi anlamda bir tanışıklıktan bahsetmiyorum. Sosyal medya sağ olsun, Arif'in Manchester'a attığı golü arar gibi videolar arasında dolanırken kendisine rast geldim. E böyle bir giriş akabinde de kendisine ünsiyet duyduğum tahmin edilmiştir.
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
hoca ile sayısı çok denebilecek sohbetleri var. Bir tanesinde kitap okuma üzerine konuşuyorlar ve ikisi de pek değerli tespitler de bulunuyor. Misalen, Melikşah Hoca su gibi akan kitaptan değil zihnen onu yoran, ikinci sayfaya geçince ilk sayfada yaşadığı karmaşayla şaşkınlığa sebep olan kitaptan hazzedermiş. Muhammed Hoca işe kendini tanımaya yardımcı olduğunu düşündüğünden ötürü psikoloji ve psikoterapi kitaplarıyla hemhal olmaktan aşırı keyif alıyormuş. Öyle ki bu türde kitapların olduğu odaya kilitlense çıtı çıkmazmış. youtu.be/qxycBHlPWiM?si=... Aralarındaki muhabbete de maşallah demeden geçemeyeceğim. Gözlerden, nazarlardan ırak. Diğer videolarını izleyeceğim inşallah. Böylelikle sizlere de tavsiye etmiş olayım.
Reklam
Çok konuşuyoruz maalesef. Diğer yandan maşallah çok okuyor da olabiliriz. Gündelik (dünyalık) olayları ortalamanın üstünde çok iyi yorumluyoruzdur. Yahut futbolundan siyasetine, diniyatından felsefesine, ekonomisinden teknolojisine, edebiyatından yedinci sanatına değin her türlü gelişim ve değişim bizi çok ilgilendiriyordur. Ne yazık ki bu çoklar arasında aklımıza gelmeyen bir mühim durum var gibi görünüyor. Bugün ramazanın yirmi üçüncü gecesi. Bugün bin aydan hayırlı olan o gece, kadir gecesi olabilir. Amele, ibadete, taate, duaya yönelelim. Selamla...
Yayladayız. Cuma vakti geldi ezan okunuyor. Toplasan belki 30 kişi var. Hoca sohbetini irad ediyor. Ezan bitti, hoca halen sohbete devam ediyor. Hani çok da geçmedi aslında ama arka saflardan bir amcanın sesi yükseldi; "Hoca hoca çok da uzatmayalım prostatı olanlar var da" Ve hocamız sohbeti bitirdi ayrı, hutbede meallerini dahi vermeden sadece ayet hadis okuyup farzı kıldırmaya geçti. Tavrın inat mı yoksa anlayış mı olduğuna karar veremediğim trajikomik bir anımdır.
Oldi

Oldi

@oldi
·
10 Mart 06:16
Bu Cuma, namazı kıldırmaya genç bir İmam geldi. Müftülüğün yanındaki camii olduğundan mıdır, eğitim, izleme gibi faaliyetlerden midir bilmiyorum tâbi.. Genç hutbeye çıktığından kitap okuyan birisi olduğu o kadar belliydi ki. Vurgu ve tonlamaları, sesindeki samimiyet, diksiyon; hutbenin de hakkını yemeyerek istifadeliydi. Herkes pür dikkat genci dinliyor, eline telefon alanı görmedim. Herkes şok içinde kala kaldı. Hutbe bitti geçti namazı kıldırmaya. Hayda yine yanık ve samimi bir sesle okumaya başladı. Yine vurgu ve tonlamaları, nağme yapması; Türk musikisi ile kıraat arasındaki yakınlığı ,biraz aşina olan yakalar. Neyse ki genç selâm verdi. Hanım kardeşler buradan sonrasını pek bilmez. Hoca cuma farzında selâm verince camideki bir kısım cemaat son sünneti kılmadan yangından kaçar gibi çıkmaya çalışır camiden. (bunu yargılamak maksadıyla söylemiyorum) Bu kez ve hayatımda ilk kez kimsenin çıkmadığına şahit oldum. Herkes tahiyyata mıhlanmış üstündeki şoku atlatmaya çalışıyordu.
Üzücü
Tahi anlamındaki te/ta'nın yazılışı...
Ben neden profilimde elin kullanıcısını görmek zorunda kalıyorum sayın
1000Kitap
1000Kitap
Reklamın da haddi hesabı olmalı.
Eve Dön... Bu Yolla...
Evden çıktığım an, aklım hep dönüş yolunda olmuştur.
Nedamet Dergisi
Nedamet Dergisi
muhabbetle.
Reklam
Hangi kitaba başlayacağıma karar verirken geçen süre, kitap okuduğum süreyle yer yer kapışabilir.
zeynepbetül

zeynepbetül

@zeynbet
·
31 Ağustos 2022 19:33
hangi kitaba başlayacağıma karar veremiyorum deliricem. hepsi çok güzel bebekler.. 🫠
l*vaneli, b*kowski, ş*riati okuyup öven kimseleri ciddiye almıyorum.
Pek çoğunuzun horul horul uyuduğu, güneşin kendini yeni yeni gösterdiği, ufak sineklerin vızır vızır uçup milleti rahatsız ettiği vakitte otobüs beklerken durakta benden başka küçük bir kızla annesi vardı. Kız mavi gözlü, sarı saçlı ve bu kombinasyonun gerektirdiği şekilde tatlı bir minik. Önce akbil makinesinde para yüklediler. Geçip oturdular sonra. Ayakları yere değmiyor, sallıyor. Sesi de kendi gibi şirin olduğu için davetsiz de olsam kulak misafiriyim. Küçük kız "yüzüme vurdum" dedi bir ara. Annesi sebebini sorunca şu bilgece cevabı verdi; "sinek kondu". Benim de sabah tebessümüm yüzüme kondu. Sağ olasın kader.
Pek çok şeyi es geçememe hastalığı var insanların. Her gidene yetişmek, her soruya cevap vermek, her problemi dert edinmek... Bu hastalık yaş aldıkça seyrelse de tümüyle ona bağlı değil. Esasında bu bir garip kültür. Ne ilginçtir ki yine aynı kültür grubundakiler her koyun kendi bacağından asılırın da olunmaz savunucusu. Hem bana ne hem dur bir bakayım. Hem ne halleri varsa görsün hem malzeme çıkar ya geleyim. Özgür ruh sanrısındaki kontrol manyakları...
Mübarek demlere yaklaşırken bir hayır duası edin şu arkadaşınıza. Zaten henüz dua ederken melekler de sizin için edecek ama ben de şimdiden diyeyim ki duanızın misli güzeli size ve efradınıza gelsin.
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.