Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gökhan

104 syf.
·
Puan vermedi
Adını çokça duyduğum hatta temasını kısmen bildiğim bu kitabı sonunda okuyabildim. "Herkes eşit olmalı" fikrinden yola çıkarak siyaseti, dini ve bir çok konuyu harmanlayan yazarımız insanların sorunlarını, değişmeyen insanı fabl türünde hayvanlar üzerinden anlatmış. Çok iyi de başarmış. Köşk çiftliğinde yaşayan hayvanlar bilge domuzun rüyasını dinlerler. Onun ölümünden sonra ne zaman isyan olacak sorusu akıllarını kurcalarken beklenmedik bir anda isyan çıkar ve insanlar çiftlikten atılır. Hayvanlar artık çiftliğe sahip olmuştur. Herkes eşittir artık. Zaman geçtikçe herkes eşit, bazıları daha eşit görüşünde olan domuzlar yönetimi ele alır. Kendi aralarında bile anlaşamayınca Cumhuriyet adı altında Napolyon adlı domuzun eline kalır. Düşünemeyen diğer hayvanlar ise her şeyi olduğu gibi kabul eder. Eskisinden zor bir yaşamları vardır ama bunu göremezler. Tanıdık geldi mi? Yazıldığı yılları düşününce hala değişen bir şey yok. Hepte böyle olacak gibi dünya düzeni. İnsanın evrene fayda verdiği ne zaman görülmüş ki? Hep yok etmeye odaklıyız. Beni düşündürdü. Gerçekten güzel ve kesinlikle okunmayı hak eden bir kitap. İnsanları, düşünemeyen insanları kandırmak ne kolay. Günümüzde baktığımızda din yolu ile nasıl kullanıldığımızı görmek zor olmasa gerek.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021245,8bin okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Baba, Oğul ve Hayalet olmak üzere üç kısımdan oluşuyor. İhsan Sait karakterinin merkezinde olduğu, farklı farklı olaylara geçiş yaptığımız, sonunda hepsinin bağlantılı olduğu dili sebebiyle okuması zor olan bir kitap. Neyseki yazarın okuduğum ilk kitabı değildi. Osmanlı döneminde geçen bir kitap. Anladığım kadarıyla II. Abdulhamit dönemi.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,744 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Evrenin kurallarına tezat bir kitap. Yaşlı bir insan olarak doğup herkes yaşlanırken karakterimiz gençleşiyor. Bu süreçte yaşananları hızlı bir şekilde anlatıyor. Bir saatte biten akıcı bir kitap. Ben uzun zaman önce filmini izlemiştim. Filmi çok daha iyiydi. Şimdi tekrar izleyesim geldi.
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
·
Puan vermedi
Arthur Schopenhauer ile de bu kitabı ile tanışmış oldum. Ayrıca Eudaimonoloji kelimesi ile tanıştıran kitap. Erdemli ve anlamlı bir hayat sürerek mutluluğa ulaşma öğretisi anlamına geliyormuş. 53 sayfadan ve içerisinde 45 tane hayat kuralı bulunan kısa ama çok dolu bir kitap. O yüzden yavaş yavaş okudum. İçerisinde Seneca, Aristoteles, Homeros, Goethe gibi birçok düşünürün sözlerini de görüyoruz. İnsana bir şeyler katabilen kitaplardan. Felsefi yönü olması cümleleri, sayfaları tekrar tekrar okutuyor. Bazen bu ne anlattı şimdi dedim. Özetle de sonsuz mutluluk diye bir şey yok. Düşüncelerimiz aslında mutlu ve mutsuz olmamızı sağlayan. Kafada bitiyor her şey :) Ayrıca sağlık en önemli şey. Sağlık yoksa zaten neşe de mutluluk da imkansız hale geliyor. "Benim olsaydı nasıl olurdu? " sorusunu da hep sorarız ya aslında elimizde olanları düşünüp "Benim olmasaydı nasıl olurdu?" sorusunu sormamız gerektiğini de söylüyor. Biraz şükürcü de olmak lazımmı. Ben de hiç yok bu. O yüzden mutsuzum demek ki :) Ya da Türkiye similasyanunda maddiyatsızlık, isteklerin birazına bile ulaşamamakta olabilir. Daha sonra tekrar okuyacağımı düşünüyorum.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Gogol ile tanışmam bu kitap ile 2024 de oldu. Kitabımız birden fazla öyküden oluşuyor. Bunlar: Neva Bulvarı, Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Anı Defteri ve son olarak Faytondur. Betimleme kısmı iyiydi, kendimi o dönemde hissedip hayal edebildim. Bunu her kitapta yapamıyoruz. Benzer mekanları gördüğümüz oluyor. Her öyküde farklı bir şeyle görüyor, öğreniyoruz. Neva Bulvarında kadınlar üzerinden bir erkeğin tutkusu peşinden gitmesini, Burun da absürd anlatım tarzıyla makam mevkileri, sosyal statü farkını, dış görünüşün önemini (Saçlarım döküldükçe ben de takılmaya başladım buna sanırım :) ), Portre de ne istediğimize dikkat etmemizi, (Dorian Gray Portresi canlandı gözümde) Palto da Akakiy Akakiyeviç karakteri sayesinde aslında ne kadar lüks içinde yaşadığımızı, ne kadar çok eşya aldığımızı, bu yüzyılın kölesi olduğumuzu, Bir Delinin Anı Defterinde bir memurun nasıl gerçeklikten koptuğunu, Fayton da ise söz verip söze sadık kalmadık mı nasıl da rezil hallere düşeceğimizi gördüm. Zaten alıntılardan nasıl bir kitap olduğu da biraz anlaşılıyor. Ben sevdim. Daha dikkatli ve detaylı olarak tekrar okuyabilirim.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,4bin okunma
Reklam
258 syf.
·
Puan vermedi
Dorian Gray filmini izledikten sonra etkilendim. Kitabını okumalıyım dedim ve okudum. Sıkmayan, akıcı ilerleyen aynı zaman da insanı düşünmeye sevk eden fazlaca cümle olan bir kitaptı. Konusuna gelirsek; Yakışıklı mı yakışıklı karakterimiz kendisinin portresini gördüğünde kendine aşık olur. Keşke benim yerime bu portre yaşlansa, ben hep genç kalsam der. Gerçek olur. Ardından ruhunun iyiden kötüye yok oluşunu görürüz Dorian Gray'in. Lord Henry bilgece konuşmalarını görüyoruz. Dİnlenildiğinde insanı bir çok bağlamda değiştiren sözler bunlar. İyiliği kötülüğü tartışılır. Güzel insanların hayatı zor olurmuş. Güzelliği yüzünden neler yaşadı Dorian neler. Sibyl gibi birine neler etti neler... Hayatın güzellikte olduğuna aldanmamak gerek. Benim kitaptaki favori karakterim Lord Henry oldu.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202372,6bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitaba gecenin ilerleyen saatlerinde, arka fonda keman sesi çalarken önce arka kapağındaki yazıyı hemen ardından giriş bölümünü okuyarak başladım. Bu saatler duygusal olduğum saatler sanırım. Gözlerimi bu birkaç sayfa sulandırmaya yetti. Evli, mutlu, çocuklu bir adamın kanser olması ve çok kısa bir ömrünün kalmasını anlatıyordu. Etkilenmiştim.
Son Konuşma
Son KonuşmaRandy Pausch · Butik Yayınları · 2008305 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
Sıkılmadan okuyacağınız ve çok şey öğreneceğiniz "Cehaletim altında eziliyorum" diyeceğiniz bir kitap. Celal Hoca, tam adıyla Ali Mehmet Celâl Şengör 1955 de doğmuş, Oyanın Eşi, Asım'ın babası. TV programlarıyla, sözleriyle gündemde gördüğümüz, kimin çok sevdiği, kiminin sevmediği, alanında dünyada önemi olan bir bilim insanı. Ben
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı EtkiliyorCelal Şengör · Masa Yayınları · 20232,293 okunma
199 syf.
·
Puan vermedi
Sonuna geldiğimde şimdi noldu dediğim bir kitap oldu. Hoca ve kölesi. Hikayeyi anlatanı önce köle sanıyoruz, sona geldik mi hoca mıydı bu diyoruz. Kitabın sonunda yazarımız kitabı nasıl yazdığını, kimlerden ilham aldığını, hangi olayı nereden esinlenerek yazdığını anlatmış. Kitabımız başka bir kitap kahramanı olan Fuat'ın arşivlerde dolaşırken bulduğu bir yazma üzerinden gidiyor. Bu da ayrı bir nokta. Çok sıkmayan, okulda boş derslerde ve okuma saatlerinde okuyarak bitirdiğim için biraz zamanımı aldı. Osmanlı döneminde geçiyor. Evliya Çelebi gibi tarihten bildiğimiz gerçek kişilikler de kitaba konu edilmiş. Konusu özetle Türkler tarafından esir edilmiş bir köle bir efendiye satılıyor. Bu efendi de normal biri değil. Köle ile birbirlerine benziyorlar. Hoca efendi astronomi ile falan da ilgileniyor. Çok iyi anlaşamayan ama aynı zamanda anlaşan ikili diyebiliriz. İstanbulu, o dönemlerde olan vebayı, bilimsel düşünceden müneccimliğe gidiş falan derken değişik bir kitaptı. Bundan daha iyi kitaplar okudum. Bende bir anısı, al benisi bırakmadı.
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 20128,9bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Emek verilmiş, ince ince işlenmiş bir kitap. Sonunda kaynakça bölümü de bunu kanıtlar nitelikte. Kapağı da çok güzel olmuş. Tıpkı ilk kitap gibi... İlk kitabı bitirdiğim de ikincisinin geleceği tarihi beklemiştim. Şimdi okuma fırsatım oldu. Bu defa da 3. kitap ne zaman gelecek diye bekleyeceğiz. Bir sosyal medya kullanıcısının kitabını bu kadar beğeneceğimi tahmin etmezdim. İlk kitapta Mustafa Kemal'in düşünce yapısının geliştiği gençlik yıllarını gördük. Bu kitapta Mustafa Kemal'e daha az yer verilmiş. Kurtuluş Savaşı öncesinde olan olanlardan, İleride kesişimler olacak bir çok insandan, onların yaşadıkları olaylardan bahsedilmiş. Hepsini hafızamda tutmam zordu. O kadar bilgiye rağmen o kadar da akıcı ilerliyor. Her bölüm başına müzikler koymuş. Enstrumental şekilde. Erinmedim. Tüm listeyi çıkardım. En alta ekliyeceğim. Kitabı nasıl okuduysam yeri geldi sinirlendim. Yeri geldi tüylerim diken diken oldu. Sonuna doğru gözlerim bile yaşardı. Gözümde canlandı o anlar. İzmir'in işgali kısmı, halkımızın katledilişi... O sırada Mustafa Kemal'in Samsun'a gitme durumu da heyecanlandırdı. Hikayeyi biliyoruz. Ama ne kadar? Devam kitabını merakla bekliyorum. youtube.com/playlist?list=P...
Yarının Adamı
Yarının AdamıCon Sinov · Masa Kitap · 2023311 okunma
Reklam
616 syf.
·
Puan vermedi
Sonunda bitti. Hayatımda okuması en uzun süren kitap oldu. Kuran’ı okumak bile bu kadar sürmemişti. En baştan söylemeliyim ki burada herkesin aksine çok iyi şeyler yazamayacağım. Konya’da doğup büyümüş olduğum için Mevlana ismine birçok insandan daha fazla aşinayım. Konya’ya gittiğiniz birçok yerde Mevlana sözlerini görürsünüz, Türbe tarafında ve
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,478 okunma
234 syf.
·
Puan vermedi
Kitabımız elinde kamelyadan başka bir çiçek görülmediği için Kamelyalı kadın adı ile anılan, insanlar içinde ahlaksız olarak bilinen güzel bir kadının ve ona âşık olan, toplum içinde statüsü olan bir gencin umutsuz aşkını anlatıyor. Kısa sürede ne kadar mutlu yaşanabilir onu gösteriyor. Ahlaki değerlerimizi sorgulatıyor. Bir fahişenin de
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,5bin okunma
52 syf.
·
Puan vermedi
Genelde dergi okuyan biri değilimdir. Uzun zamandır kitap okuyamıyorum. Genelde bozuk olan ruh halim her geçen gün daha kötüye gidiyor. Gün geçtikçe olumlu şeyler olsun derken daha büyük olumsuzluklarla karşılaşıyorum. Durum böyleyken elime bu dergi geçti. Kapakta Mustafa Kemal Atatürk'ü de görünce okuyayım dedim. Farklı farklı yazarlardan yazılar var. Başlarda Atatürk'ü görürken sonraları farklı farklı konularda yazılar vardı. Bazı isimler tanıdık. Bazılarını ilk kez duyuyorum. Zaten geçen yıla ait bir sayı. Hoşuma da gitti. Ara ara dergi okusam iyi olur.
Masa Dergisi - Sayı 61 (Mayıs 2022)
Masa Dergisi - Sayı 61 (Mayıs 2022)Masa Dergisi · 2022103 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın 3. Kitabı. Her kitabında olduğu gibi sanki karşımızda oturmuş bizimle konuşuyor gibi. Youtube videoları ile başlayıp kitapları ile devam ettikçe kendimi, çevremdeki insanları daha iyi tanır, anlar oldum. Hepimizin farkında olmadığımız travmaları var. Kimine göre anlamsız gelen şeyler kimine göre çok büyük geliyor. Empati kurma olayını pek
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde AramaBeyhan Budak · Sahi Kitap · 20214,305 okunma
622 syf.
·
Puan vermedi
“Ya şimdi ya hiçbir zaman!” Sizde her zaman her konuda “hallederiz ya” diyenlerden misiniz? O zaman bu kitabı okumalısınız. Önsözde dediği gibi “Bu kitapta önemli olan Oblomov değil, Oblomovluktur”. Bilinçli bir tembellik hali diyebiliriz. Hayatımızda hep bir kararlar alırız. Bazen erteleriz hatta öyle bir erteleriz ki aylar geçer, yıllar geçer.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.