Doğrudan Murathan Mungan- ya da ilk defa keşfetmiş gibi sıkı sıkı sarılmak istediğim Muro-
Bir kitabı okuduktan sonra söyleyecek söz bulamadığım sanırım olmamıştı. Bu sefer kitap bitti ve ben hüzünlü, suskun kaldım. Daha çok sevdim. Daha çok merak ettim. Bir an önce Harita Metod Defteri'ni de okuyacağım sanırım.
bir yola çıkarken neleri almadık yanımıza
bir yangında neleri ilk kurtarmadık
nerede çürüttük
bir zamanlar her şeye kanan kalbimizi
yerini bulmamış incelikler, bozguna uğramış düşler,
atlanmış serüvenlerle hangi hayatların yanından geçtik
nerede yitirdik
erken itiraflar
ergen isyanlarla
bir korsan gibi yaşadığımız gençliğimizi
Büyüdük, büyüdük sandık
Kaybetti bazı şeyler artık önemini
Acı çekmek istiyorum; acı çekemiyorum, sahiden acı çekemiyorum.(Peki bu çektiğimin adı ne?) Hiçbir şeyi sahiden yaşayamıyorum. Sevinemiyorum, sevemiyorum. Bütün duyarlılıklarım sahte, düşünülmüş, tasarlanmış, bütün inceliklerimin etkisi ve sonuçları hesaplanmış. Bütün duyarlı yanlarımın çürüdüğünü hissediyorum.
bir yola çıkarken neleri almadık yanımıza
bir yangında neleri ilk kurtarmadık
nerede çürüttük
bir zamanlar her şeye kanan kalbimizi
yerini bulmamış incelikler, bozguna uğramış düşler,
atlanmış serüvenlerle hangi hayatların yanından geçtik
nerede yitirdik
erken itiraflar
ergen isyanlarla
bir korsan gibi yaşadığımız gençliğimizi
Büyüdük, büyüdük sandık
Kaybetti bazı şeyler artık önemini
"Algının toplumsal dolaşımında yazı dikey derinleşme, görüntü ise yatay yaygınlaşma olarak ifadesini bulur. Günümüz dünyasında "yazı" ile "hız" arasındaki ilişki, büyük ölçüde yazı aleyhine işliyor. Yazı sizden durup dinlemenizi, derinleşmenizi, bakışlarınızı bilemenizi, aklınızı ve ruhunuzu açmanızı istiyor. Oysa biz görüntüden görüntüye koşmanın hipnozunda içimize bakmaktan kaçıyoruz. Yazının "derinleşmesi" ile "yaygınlaşması" arasındaki ilişkideki denge bizim gibi toplumlarda bir türlü sağlanamıyor. Yazının hem derinleşmesine hem yaygınlaşmasına zaman kalmadan, görüntünün yayılma hızı, yazıyı ihtiyaç dışı bırakıyor. Akıp giden görüntülerin sersemleticiliğinde günlerin akışına, zamanın geçip gidişine bırakıyoruz kendimizi."