"İnsan, ne kadar tahrif edilir, ne kadar özünden uzaklaştırılırsa uzaklaştırılsın, insanı aşar, “öte”lidir, sonsuz mekânın baş oyuncusu kılınmıştır..."
| Mürsel Sönmez
Hüzünlü ama aynı zamanda sevinçli, kimi durumlardan dolayı umutsuz ama aynı zamanda 'İnsan varsa umut da vardır.' diyerek umutlu bir hâl ile geçmiş ve şimdi harman oluyor içimde.
/ Mürsel Sönmez
Radyoda ikimizin de sevdiği bir şarkı çalıyor
Bir yerlerde radyoyu mu açtın acaba
Cemre düşüyor içime bu kış kıyamette
Sokağımdan mı geçtin ne
Takılıp kalıyor bakışlarım bir yere
Aynaya mı bakıyorsun orada
Mürsel Sönmez / Sen/drom
ben nerede bitiyorum, sen nerede başlıyorsun belli değil
bir deniziz, başucunda kıpkırmızı bir güneş
ayrılınca nereye gidiyoruz, kavuşunca nereye belli değil
nereye uçar, nereye konar belli değil ellerimiz
Mürsel Sönmez / Bir Tek O
Bu günler geçecek elbette. Yaşanılanların; inançlarımız; kişiliğimiz, kimliğimiz, ruh halimiz üzerinde kalıcı arızalar oluşturmaması gerekir. Yani, ölüm korkusu Allah korkusunun üzerine çıkmamalı.
Mürsel Sönmez
Ölümden bu kadar korku duyulmasından korkmaya başladım. Dilerim, bu korku bizi hayatta hayattan daha değerli olan şeyleri unutmaya götürmesin.
Mürsel Sönmez
- "... Tasavvuf şu anda çok tehlikeli bir alan!
Yeryüzüne hakim olan egemen güçler İslam’ın zahirini gevşetip yoruma açık tasavvufu -çünkü sembolik dil ya- kullanarak Müslümanların şeriat hassasiyetini ortadan kaldırmak gibi bir niyetleri olabileceği ihtimalini çok yüksek görüyorum.
Meselâ gelenekçiler var batıda bu adamlar çok güzel şeyler söylüyorlar.
İyi güzel şeyler söylüyorlar ama gelenekçilik, Peygambersiz Kur'an, Şeriatsız İslâm anlayışına dönüştürülüyor..."
(Mürsel Sönmez ile Mülakat, Birdenbire Dergisi)
- "... Muhammed Aleyhisselam'dan bir adım öne geçemezsiniz. Ama dikey olarak istediğiniz kadar lutfedilsin ve gidin. Dikey serbest ama yatay asla. Yani şimdi bunu nasıl söylersiniz. Hiçbir trafik ameli kuralı kabullenmeyen modern dünya... Mesela teorik müslüman fertler diye bir ibare vardı eskiden. Şimdi teorik tasavvufçular çıktı. Diyor ki ben tasavvuftan yararlanıyorum öykülerimi yazarken. Yazsın. Tasavvuftan yararlanılmaz ya hu. Bu çok acayip bir şey bu.
Ömer Ferid Kam’ın bir lafı var: “Yoksa işin laf ile kandır beni/önce inan sonra inandır beni” der Ömer Ferid Kam.
Arkadaşlar bu işler öyle kolay işler değil..."
(Mürsel Sönmez ile Mülakat, Birdenbire Dergisi)