Meal okumanın getireceği problemlerden bir başkası da Müşk'ilu’I-Kur’ an sahasına giren ayetlerin anlaşılmasıdır. Nitekim, Kur’an-ı Kerim ayetleri arasında hiçbir şekilde teâruz/ çelişkinin bulunmadığı her bir müminin iman ettiği bir esastır. Fakat, bazı âyet-i kerimelerin zahiren çelişik gibi görülmesi ulemanın bu noktaları izah etmesini
Bugün dillerinin tutulacağı gündür. Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler"
(Mürselât: 35, 36)
Bu ayetleri dinlemekte olan İmam Şafiî Hazretlerinin rengi sarardı, tüyleri diken
diken oldu, dehşetli bir sarsıntı ile bayılıp yere düştü. Kendine gelince, şöyle dua etti
Yüce Allah'ım! Yalancılardan olmaktan ve gafillerin yüz çevirmesinden sana sığınıyorum. Allah'ım, âriflerin gönlü senin rızana eğilir. Seni dileyenlerin boynu. senin huzurunda bükülür. Allah'ım, cömertliğinle beni bağışla ve benim günahlarımı settar isminle ört. Lütuf ve kereminle kusurlarımı mağrifet buyur
"O gün yalanlayanların vay haline!"
"Bugün, konuşamıyacakları gündür."
"Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler."
"O gün yalanlayanların vay haline!"
"Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık."
Yine bir gün ben, İmam Şafiî ve Haris İbni Lebid beraberce Safa tümseğine çıktık Haris, Salih El-Merî'nin talebesi olup yanık bir sesi vardı. Orada şu ayetleri okudu:
هَذَا يَوْمُ لا يَنْطِقُونَ وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ.
"Bugün dillerinin tutulacağı gündür. Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler." (Mürselât: 35, 36)
Bu ayetleri dinlemekte olan İmam Şafiî Hazretlerinin rengi sarardı, tüyleri diken diken oldu, dehşetli bir sarsıntı ile bayılıp yere düştü. Kendine gelince, şöyle dua etti:
- Yüce Allah'ım! Yalancılardan olmaktan ve gafillerin yüz çevirmesinden sana sığınıyorum. Allah'ım, âriflerin gönlü senin rızana eğilir. Seni dileyenlerin boynu, senin huzurunda bükülür. Allah'ım, cömertliğinle beni bağışla ve benim günahlarımı settar isminle ört. Lütuf ve kereminle kusurlarımı mağrifet buyur.