★ARAF★
"Yanlızlığın kuyusundayım,
sevdiklerim itti beni o çukura..."
Ya "Yusuf" gibi tutunacağım
bir yıldızın kuyruğuna,
kurtulacağım bu çukurdan,
Yada gözyaşlarım ile dolduracağım kuyumu,
"Firavun" gibi kendi kendimi,
kendi okyanusum da boğacağım...
Acım dinene kadar saklayacağım, paklayacağım ruhumu orada..
Bir "Musa" olup, denizi ikiye bölene kadar içimdeki sel dinmeyecek..
Ya "Mevlana" gibi, dönüp dönüp sekiz çizeceğim etrafımda.
Yada "Süleyman" gibi bekleyeceğim koltuğumda, asa kolumun altında..
Ya "İsa" gibi kendimi çarmıha gerip elimi ayağımı çivileyeceğim.,
Yada "Tanrı" beni görecek,
Semaya çekecek..
Ya "Bilal-i Habeşî" gibi göğsüm de
bir taş ile yaşayacağım,
Yada bir "Ebubekir" tutacak elimden, bağırıp haykıracağım içimdeki Ezanı...
Ya "Habil" olacağım
"Kabile" öleceğim..
Yada "Kabil" olup, içimdeki habilleri öldürüp ilk cinayetimi işleyeceğim..
İki seçenekten biriyim..
Gülmedi yüzüme bir felek..
Ve "Cennet" ile "Cehennem'in" arasındayım..
"Beni bulmanız için artık ölmeniz gerek."
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
Kafası bu kitap yüzünden karışık olan Müslümanlar, Toplanın!
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
"Hastalık denince bedende ya da zihinde yaşanan bir bozukluk anlaşılıyor. Fakat kim ve ne bu durumu belirliyor? Biri çıkıp şu micmoller ne kusursuz varlıklardır dese, bu doğru bir söz olabilir mi? Doğruyu belirleyen toplumun kendisi değil midir, sevgili Vincent? Bu toplum, kusursuzluğun ne olduğunu bilmeyen, kendisi gibi yürüyebilen, kendisi gibi konuşabilen, kendisi gibi düşünebilenleri kusursuz olarak tanımlayan bir çoğunluğun ölçütü değil midir? Ötesi ise onlar için kusurdur, hastalıktır. Söylesene Vincent, şu ölü arazinin sıradan görüntüsünü hâyâl aleminde canlı kılan sen gerçekten hastalıklı olabilir misin? Hayır, hastalık onların kusursuzluğu bilmedikleri hâlde kusur yaratan zihinleridir."