Mürşide râbıta hakikatde yoktur ve neticede, nihayetde lüzumsuzdur. Buna rağmen sâlik ilk devrelerinde râbıtalı olmak zorundadır.
Sayfa 29 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Peygamberlerin dereceleri en yüksektir, sonra sahâbe-i kirâm hazerâtı, onları takip eder. Evliyaullahın derecesi ne kadar yüksek olursa olsun sahâbenin derecesinde değildir. Hatta Rasûlullah Efendimiz hazretlerinin senasına mazhar olan Veysel Karanî hazretlerinin dahi makamı ashabın derecesine ulaşamaz.
Sayfa 25 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Cenâb-ı Hakkı lâyıkı vechile bilemeyen, korkmadan dâimî mâsiyet işleyen kimsenin ne kadar zâhiri bilgisi olursa olsun, ona âlim demek muvâfık olmaz. Çünkü bilmiş olsa idi, mâsiyete cür'et etmez, kendisini Allah'ın emirleri yolunda, kemâle erdirmeye gayret ederdi.
Sayfa 25 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Hadîs-i şerîfte buyurulmuştur: “Âlimler peygamberlerin vârisleridir.” Âlim, vâris-i enbiyâ demektir. Çünkü Cenâb-ı Hakk'ı bilen, seven, O'ndan korkan ve O'nun emirlerini îfâ edenler ancak bunlardır.
Sayfa 24 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Bazı kimseler tasavvufun, seyr ü sülûkun ne olduğunu bilmedikleri için bu manevî yolun aleyhinde konuşmuşlardır. Çünkü perdeli, hicablı kişilerin zannettikleri gibi bu mânevî yollar, gelişi güzel sonradan uydurulmuş, icat ve ihdas edilmiş bid'at yolu değildir. Kökleri Ebû Bekir Sıddık ve Aliyyü'l- Murtazâ efendilerimize dayanan Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretlerine vuslat yoludur.
Sayfa 17 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Tasavvuf, vakti en değerli olan şeye sarf etmektir.
Sayfa 16 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
470 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.