Garip hayvan doğrusu, herkesin uçan kuşa borcu olduğunu söyleyen atasözüne takılmış. Ona kimsenin borcu yokmuş, bu alacaklı kuşlar neredeymiş, o da onlardan olmak istiyormuş.
Sayfa 174Kitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir miktar açıklama ve ipucu içeriyor! (bir hikaye anlattım) Çok eğlenerek okudum. Remzi ve Kadriye alışveriş yapmak için alışverişe gitmişlerdir Şakir ve Canan'ı teyzelerine bırakırlar. Canan ve Şakir, teyzeleri temizlik takıntılı olduğu için onda kalmak istemezler. Fil Necati'ye bıraktıklarında ev çökmüştür,Uyuz Tanju'ya bıraktıklarında
Dürümler Karışık! - Kral Şakir
Dürümler Karışık! - Kral ŞakirVarol Yaşaroğlu · Eksik Parça Yayınevi · 2019780 okunma
Reklam
Jung, Hızır kıssasını okuyan ya da dinleyen kimse üzerinde kıssanın bıraktığı etkiyi şu şekilde yorumlar: Kıssayı okuyan ya da dinleyen kimse, arayış içindeki Hz. Musa'da ve unutkan Yeşua'da kendini bulur. Kıssa ona, yeniden doğuşun sağladığı ölümsüzlüğün nasıl gerçekleştiğini anlatır.Balık, rüya gören kimsenin ruhunu temsil eder. Ayrıca yenilenme kabiliyetini ve beslenmeyi simgeler. Kıssada, dönüşüme uğrayan Hz. Mûsâ ya da Yeşua değil, balıktır.
Avrupalıların ilimleri, irfanları, medeniyetteki, sanayideki terakkileri inkar olunur şey değildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara karşı olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki bu terakkileriyle ölçmek kat’iyyen doğru değildir. Heriflerin ilimleri, fenlerini almalı. Fakat kendilerine asla inanmamalı, asla kapılmamalıdır. Bunların bütün insanlara, bilhassa Müslümanlara karşı öyle kinleri, öyle husumetleri vardır ki, hiçbir suretle teskin edilmek imkanı yoktur. Sûreta dinsiz geçinirler. Hürriyet-i vicdan diye kainatı aldatıp dururlar. Hele biz Müslümanları, biz şarklıları taassupla itham ederler dururlar! Heyhat. Dünyada bir müteassıb millet varsa Avrupalılar’dır, Amerikalılar’dır. Taassubdan hiç haberi olmayan bir millet isterseniz o da bizleriz.
Sayfa 151Kitabı okudu
“Cihan alt üst olurken seyre baktın öyle durdun ya, Bugün bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda!” Biliyorsunuz düşman aramıza asırlardan beri bölücülük, tefrika tohumlarını ekti ve meyvelerini de topladı. Çünkü analarımız, babalarımız, hocalarımız, siyasetçilerimiz, edebiyatçılarımız, şairlerimiz, yazarlarımız millete ümit ve çalışma isteği değil ümitsizlik aşıladılar. Ben büyüklerimden; “Biz yaşayamayız, Avrupa ilerledi. Siz çok kötü günler göreceksiniz” sözlerinden başka bir şey duymadım.
“Bu kanlı felaketler yok mu işte onlar bizim kendi yüzümüzden, evet, hiç kimsenin değil, hep bizim kendi yüzümüzden meydana geldi. Ey eslâf-ı güzin! Acaba mezarlarınızın yarıklarından bakıp da nesillerinizin bugünkü halini görüyor musunuz? Toprağınızda bir bakiye-i ruh yok mudur ki ortaya çıksın da ölmüş kalplerimizi uyandırsın, yanlışa sapmış fikirleri yola getirsin! Bu millet ne hale geliyor da topraklara seriliyor, bir vatan nasıl oluyor da ayaklar altında kalıyor, bunu görünüz, anlayınız. Tefrikadan sakınınız, yeise düşmeyiniz, birleşiniz!”
Reklam
119 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.