Çocukların büyük bir kısmı, diş çıkartmaya başladıktan 3 yaşına gelene kadar dişleri kaşındığı için oyuncağını, arkadaşını, kardeşini, anne babasını ısırırÖnceleri dişleri kaşındığı için, sonraları oyun olarak gördüğü için (ısırdığında annesi "ayyyy, offff" diye bağırıyor, düşünsene ne eğlenceli), daha sonra da kendini ifade etme aracı olarak ısırmayı kullanır. Yani çocuk zaten konuşamıyor. Elinden oyuncağı alınmış, siniri tavan yapmış! Diğer çocuğa "sevgili arkadaşım, o benim oyuncağımdı, şimdi müsadenle geri alabilir miyim" diyemeyeceği için ısırır (Diğer taraftan, çocuk oyuncağı elinden alındığında tepki vermediği zaman da anneler "Kendini korumayı bilmiyor, itiraz etmiyor, ezilecek büyüdüğünde" diye şikayet ediyor. Kabul edelim, bize de yaranmak güç)
Aslında diş, oyun ve tepki dışında çocuğu ısırmaya teşvik eden bir neden daha var: Biz... Önce bi bak bakayım, siz bu çocuğu nasıl seviyorsunuz. Yumuşak ve sevgi dolu dokunuşlarla mı, yoksa yanaklarını sıktırıp, poposunu ısırıp, sımsıkı sarıp, var gücünüzle, tüm sevginizle "Oyyy yerim ben seniii" diyerek mi? Milletimizin sevgi anlayışı ikincisine daha yakın, dolayısıyla çocuklar da sevgilerini gösterirken kendilerinin nasıl sevildiğine bakıyorlar. Annem ikizleri öyle bir severdi ki bebekken "Ha yuttu ha yutacak şimdi" derdim. Açıklama şu: Çocuk dediğin öyle sevilir! Biz böyleyiz, hakikaten severken sıkıştırıp, hırpalamayı pek severiz ve çocuklar davranış kalıplarını bizlerden öğrenir.