“Cumhur konuşmuyor, davranıyordu. Teorik olarak mükemmele yakın. Ama hayata oturmuyor bu, eksik bir şey var, hep mizansen mi okuyacağız, sanat filmi mi izliyoruz, iyi bir roman mı okuyoruz nedir bu afra tafra, hayat yaşıyoruz burda! Çünkü ben kendini normal insanlar gibi değil de bir dizi hamle ve duraklamalarla, yarım yamalak eylemleri ve çokluk eylemsizlikleriyle anlatan adamları kitaplarda seviyorum. Romanlarda kahraman kahramanlık taslamamalı. Bu onu derin yapıyor. Hayattaysa tam tersi. Hayatta net ve keskin ve büyük hareketlerin, kesinkes ifade ettiğin arzuların olmalı. Bir roman kahramanı değilsen, etten, kemikten yapılma bir insansan taleplerin olmalı, vermezlerse kavga ederek almalısın. Sen kahraman değilsin. Satır araların, satırlarının altı üstü yok. Hayat bu. Ya git bir roman kahramanı ol, bir kitabın kapağını açıp içine atla ya da hemen şimdi yaşamaya başla. Doğrudan ol, açık ve net ol, söyle, iste, yap!”
"Çünkü gerçek bir acının içinden geçen ve geçerken yine de dünyanın bir anında küçücük bir andan ibaret olduğunu bilen herkes gibi Zeliha'nın da tek kudreti sadece unutmamaktı."
Herkes kim olarak neyin etrafında toplandığını tam da bilmiyor ama etrafında toplanılacak bir fikre susamış insanların çağında sakil bir tanrı ediyorsun etrafındakilerle birleşince.