Zamanında söylenmeyen elvedalarla, hakkıyla tutulmayan ve yeni yaşantılarla bastırılan yaslarla, üzerinden atlanıp da geçilmeyen çocukluk travmalarıyla velhasıl herkes kendi zehriyle zehirlenmiyor mu?
"Anlamadan inanmanın ve sormadan bilmenin mümkün olduğu gibi. Mucizenin basitte, şahanenin aleladede, zehrin panzehirde mündemiç olduğu gibi. Mutlak dilsizliğe gereksinen hakikatin yine dile muhtaç olduğu gibi."
“Bırakmıyorlar ki kendi felaketimizi yaşayalım! Bırakmazlar ki herkes kendi felaketini yaşasın. Kendi zihninin dehlizlerine, kendi hafızasının koridorlarına dalsın!”