Din sınanmaz,yaşanır müslümanların hissettiğim zaafların başında dinin hükümlerini riayet hususunda gösterdikleri çekingenlik geliyor.Müslüman imanından kuşku duymaz. Dolayısıyla onun imanıyla Ameli bütünlük gösterir en azından bu bütünlüğü göstermesi beklenir Fakat günümüzün bazı müslümanlarında çoğu kez söz konusu bütünlüğü gözlemlemek güçleşmıştır Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır Gerçi amelin,imanın bir rüknü olmadığı söylenmektedir Özellikle münafıkların Amellerine bakıldığında bu hükmün doğru olduğu kabul edilmelidir fakat bu bizim burada üstünde durmak istediğimizden ayrı bir konu İslam’ı yeniden yaşanabilir planı aktara bilmenin etkili yolu davranışımızı Sünnete uygun hale getirebilmekle ortaya çıkar Tebliğin sözlü icrâsının yetersiz kaldığı yerde ameller tebliğ işini üstlenmiş olur İmam Şafii hazretlerinin sünnete uygun biçimde nasıl yenilecegini öğreninceye kadar kavun yemekten kaçındığı söylenir sünnete uymak hususunda böylesi bir titizliği tecrübe etme cihetine girişmeden İslam’ın yaşınıbileceğini düşünmek Müslümanca yaşamanın doğasına aykırı düşer İmam Rabbani hazretleri güzel bidat yoktur diyor bazılarının bidatları iyi ve kötü diye ayırmalarına karşı çıkıyor,çünkü her bidat ona göre bir sünnetin yerine getirilmesine engel olmaktır böyle olunca bütün bidatların gayrimeşru olduğu meydanda. Oysa bugün Müslümanım diyen insanın hayatı bidatlarle doludur Böyleyken Müslümanın en başta neyin savaşımını vermesi gerektiği hususunda kafa yorması zihin idmanıyla vakit geçirmekten öte bir anlam ifade etmeyecektir
Sayfa 44
Hanefi âlimlerinin büyüklerinden ve İmam-ı Rabbaniden sonra asrın müceddidi olarak kabul edilen Şah Veliyullah Dehlevi, insafı ve gerçekçiliği sonucu olarak taklit konusunda şöyle düşünür: “Eğer bir kimse, sadece şeriatin sahibine yani Resûlüllaha uymak niyetinde; fakat naslardan yani ayet ve hadislerden doğrudan hüküm çıkarmaya ve onları
Sayfa 19 - Sueda yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kötü Bir Dünyada İyi Bir Müslüman Olmak
…Esasen param olmadığı için bankaya para yatırmamışsam, böylece banka ile herhangi bir ilişki kurmamışsam kendimi faizin ortadan kaldırılması için mücadele ediyor farz edebilir ve neticede kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşıyorum diyebilir miyim? Namaz kılmama izin veren bir yerde ve meselâ Almanya’da veya İngiltere’de veya Amerika’da yaşıyorsam, böyle bir müsaadeye bakarak iyi bir dünyada yaşadığımı ileri sürebilir miyim? Süremiyorsam ve sırf namaz kılmama müsaade edildiği için o toplumda İslam’ı hakim kılabilmek için herhangi bir girişimde bulunmuyorsam kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşayabildiğim söylenebilir mi? Demek ki, kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalabilmem için kötülüklerin ortasında bile benim namaz, oruç gibi ibadetlerimi yerine getirebilmem, faiz, fuhuş gibi yasaklardan kaçınmam yetmiyor. Aynı zamanda kötülüğü ortadan kaldırabilmek için mücadelede bulunmak gerekiyor, aksi takdirde kötü bir dünyada sayılamayacak kadar iyi Müslüman bulunduğunu söyleyebilirdik, ama bu kadar iyi Müslümanın yaşadığı bir dünyanın nasıl olup da iyi olmadığını izah edemezdik.
Dâr-u İslam'dan hicretin hükmü
Dâr-u İslam'dan hicretin hükmü ise yerine göre farz, caiz veya haramdır. Müslümanların yaşadığı yerde namaz, oruç, ezan, hacc gibi İslam'ın şiarlarını yerine getirme imkanı olmadığı zaman oradan hicret etmek farz olur. Müslüman yaşadığı ülkede kendisini sıkıntıya sokan bir belaya maruz kalırsa bir başka İslam ülkesine hicret etmesi caiz olur. Müslümanın ülkesini terk etmesi İslami farzlardan birinin ihmalini gerektiriyor ve onun yerini tutan bir başka farzda bulunmuyorsa o zaman hicret haram olur.
Sayfa 119Kitabı okudu
·
Not rated
Türk Edebiyatında ilk kadın romancı olan Fatma Aliye, “hasta adam” olarak nitelendirilen Devlet-i Aliye’nin büyük münevveri Ahmet Cevdet Paşa’nın zihin dünyasında açtı gözlerini. Bir kadının, ismiyle yayın alanında faaliyet göstermesi olağandışı bir durumdu ve kadın yazarların kaleminden çıkan eserler “gölge” olmaktan öteye gidemiyordu. Fatma
Nisvan-ı İslam
Nisvan-ı İslamFatma Aliye Hanım · Kesit Yayınları · 201263 okunma
__Dostluk ve Arkadaşlık Üzerine__
İnsanlarla sağlam dostluk kurabilmenin neredeyse muhal olduğu bir çağdayız. Dostluk diye çıkılan yolda arkadaş oluyoruz ancak o da pamuk ipliğine bağlı oluyor. Bunun sebebi belki fikrî mülahazalardan elde edilen menfi neticeler, belki zıt istikamete doğru yürümeler, belki vefasızlık, belki insafsızlık ya da verilen değeri görememe… Bu liste
Reklam
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.