Anılar önemlidir. Anılar, yaşananları hatırlatır. Yapılan kötülükleri ve iyilikleri, acıları ve mutlulukları. Anılarını unutursan, yaşananları da unutursun. Yaşananları unutursan, geçmiş tekrar eder.
Herkese yeniden merhabalarr. Bugün Ahmet Ümit'in kaleminden Kayıp Tanrılar Ülkesi yorumu ile geldim. Kendisi yazardan okuduğum ilk kitap oldu ve tek kelimeyle bayıldım! Şahsen cinayet romanlarını çok severim hatta bir ara sadece cinayet romanları okuyordum. Bu türün bende yeri ayrıdır o yüzden. Kitaba gelecek olursak: Berlin'de Türk asıllı olan Cemal Ölmez'in öldürülmesiyle olaylar başlıyor. Berlin Emniyet Müdürlüğü'nden başkomiser Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias Becker da bu cinayeti çözmeye çalışıyorlar. Olay örgüsü, karakterler ve yazarın dili o kadar güzeldi ki elimden bırakamadım. Özellikle son 200 sayfayı tek oturuşta soluksuz bir şekilde okudum.
Kitabın içerisinde işlenmiş bazı yan konular da çok hoşuma gitti. Özellikle Osmanlı Dönemi'nde arkeolojik kazılar sonucu çıkarılan tarihi eserlerin Almanya'ya taşınması beni çok şaşırttı. Bunun yanında yazarın ırkçılığı da hikayenin içine eklemesi güzel bir detay olmuş bence.
Bir de bölüm aralarında Zeus'un ağzından yazılmış mitolojiye değinmezsem olmazdı. Mitolojiye meraklı biri olarak hikayeleri bir de Zeus'un ağzından okumak benim çok hoşuma gitti.
Hızlıca toparlayacak olursak mitolojiye ilgisi olanlara özellikle önerdiğim ama mitolojiyle ilgilenmiyorsanız da okumaktan keyif alacağınızı düşündüğüm bir kitap oldu.
Bugünlük benden bu kadar diyor, hepinize musmutlu, bol kitaplı günler diliyorum:)
