Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tanrım ne de rahat oluyordu bu sonradan görmeler!.. aptallığa mı vuruyorlardı, yoksa gerçekten mi öyleydi... pat diye sayıp döküyorlardı her şeyi... içlerinde hiçbir şey kalmıyordu...onun için de böyle turp gibiydiler. Ne hastalık ne birşey. Yan yan et bağlıyorlardı.
Reklam
...sorumsuz bir baba değildi sadece!!
Dokuz on yaşlarında bir kızken, birtakım seslerle uyandığında, pijamasının altını çekerek nefes nefese kardeşinin yatağından süzülen o karaltı... dudaklarının arasındaki sigarayı yakmak için peş peşe çaktığı kibritlerin aydınlattığı o yüz... buydu işte! Söylediğinde annesinin "sus bakayım, uydurkçu seni! Ağzına biber sürerim!" diye geçiştirdiği için defalarca tanığı olduğu bir olayın kahramanının uğursuz yüzü...
İnsanın bir bakışta yüzünün süzüldüğünü, bir şeye canının sıkıldığını anlayan bir yakınının olması fena mı?
...kavgaların da bir tür iletişim olduğunu görüyordum. Sonu barışmalarla bitiyor ve şakalı şamatalı günler belli bir süreliğine de olsa yeniden yaşanıyordu. Dolayısıyla bir bakıma aile ilişkisinin sürekliliğini sağlayan bir öğe oluyordu bunlar.
Ne kolay suçlayıveririz değil mi bir başkasını? En küçük bir fırsat geçmeyiversin elimize, acımasız birer yargıç kesiliriz hemen!
Reklam
Onlar kendi dünyalarında yaşıyorlardı. Mekanını aynı odaların, dekorunu aynı eşyaların oluşturduğu; aynı lambaların aydınlattığı; aynı seslerin yankılandığı bir ortamda, cam bir fanusa kapanmışçasına dış dünyaya kapattıkları; içinde kendilerinden başka kimseye yer ayırmadıkları tek kişilik dünyalarında...
Bazı sözcükler vardır, duyar duymaz bir yerlere sürükleyiverir insanı. Bir takım çağrışımlar, duygular yaratır onda. Bir anda kaşlarının çatılmasına yol açar ya da gözlerinin içi parıldayarak gülümsemesini sağlar.
Kendini yaşama bağlayan kordonlar kesilince bir ceninin yaşaması beklenir mi?
Sayfa 11
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
#spoiler# 3 Ağustos ... 3 Agustos ... zihnimde su dalgası gibi yankılanıyor . ...telefon geldi .. ben açtım o telefonu . 3 Agustos dedi SES! Bu TÜNEL bitecek!
Tünel
TünelStoyan Daskalov · Eren Basımevi · 19785 okunma
Reklam
Ne tuhaf şu insanoğlu, biri kendisine benzemedi mi vuruyor hemen damgayı.
Sayfa 154
Zerre kadar yalanım varsa Allah çarpsın, bir ayağını kaldırmayı da ihmal etmiyor.
Sayfa 85
İnsanın bir bakışta yüzünün süzüldüğünü, bir şeye canının sıkıldığını anlayan bir yakınının olması fena mı?
Sayfa 33
83 syf.
·
Puan vermedi
"Neyiz ki biz:- Rüzgar çoktan ters taraftan esmeğe başlamışken kıyıya vuran gecikmiş dalgalardan başka ..." Kıpırdayamıyorum. Kuşatıldım, yavaşlık tarafından. Hareketsizliğin hacimsizliğine kapılıp, bir sigara daha yakıyorum. Dünya neden bu kadar yavaş, Badenheim 1939'da akvaryumundan koparılan balıklardan biri ben miyim yoksa? "Riski göze almalıyım;' diyordum, başım önüme eğik, küvetin emayesini okşayarak, "soyut yaşamımın huzurunu tehlikeye atma riskini göze almak zorundayım, buna şu­nun için" ... Bu cümleyi kuran roman kahramanı, luzümsuz adamlığının üniformasında bana da bir yer ayırıyor işte, tüm o at -rat race olsun hadi ifade - koşturmacasının içinde siz nereye sığıyorsunuz, banyo? tuvalet? ruhunuzun kara deliği nereye açılyor? Yoksa bağırsaklarınız üzerindeki güzergahta mı? Zehir, daha fazla zehir mi?
Banyo
BanyoJean Philippe Toussaint · Ayrıntı Yayınları · 199035 okunma
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.