Keşke "Müze Şehir" olsaydı. Hiç olmazsa tozu alınır, tamiri yapılır, barındırdığı eski eserler muhafaza edilir, etrafı ağaç-çiçek-çimen ile süslenirdi.
Ellerinden öperim Mustafa Kemal
Senin dalın yaprağın biz senin fidanların
Biz bunları yapmadık
Sen elbette bilirsin bilirsin Mustafa Kemal
Elsiz ayaksız bir yeşil yılan
Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal
Hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler
Çün buyurdun kesenleri astılar
Sen uyudun asılanlar dirildi
Mustafa'm Mustafa
Denizi deniz olmaktan çıkardık. Ağaçları tıraş ettik, balıkların kökünü kuruttuk. Havayı mazotla doldurduk. Toprağı dejenere ettik. Bir yerden şöyle kazara çıkmış bir yeşil çimen ucu görsek, hep birlikte oraya hücum ederek ezdik onu, mahvettik.
— Her çeşit olacak. Elma, armut, kiraz, dut, ne istersen. Hem biz yeriz taze taze, hem hastalar.
— Bak beni de heveslendirdin şimdi.
— Bahçenin, meyvenin, çiçeğin iyileştirici bir gücü de var. Hastane balkonları güneye bakıyor, yani tam bahçeye. Hastalar balkona çıktıkları zaman ağaçların çiçek açtığını görecekler. Zemini çimen, çiçek. Arılar, kelebekler.
— Yahu cennet bahçesi gibi anlatıyorsun. Çok romantik.
— Hayır efendim, bir bahçe kadar doğal ne olabilir? Yeter ki uyduruk ve bakımsız olmasın. Sonra meyveler olgunlaşacak, kızaracak, hastalara ikram edeceğiz.
— Harikasın, oldu bu iş.
*Eğitim ve kültüre büyük yatırım yaptı. Aralarında Voltaire ve Diderot'un da olduğu devrinin önde gelen aydın ve düşünürleriyle yazışmalar yaptı. Zaten ona Büyük Katerimı adını verenin de Diderot olduğu söylenir. Bu arada Voltoire'in kitaplığının tamamını satın almak için oldukça yüklü bir meblağ ödediğini de ekleyelim.
...
* Rusya'ya bugünkü Fransa'ya eşit büyüklükte toprak kazandırdı.
* Haşmetli Polonya'yı ortadan kaldırıp, Kırım Hanlığı'nı tarihe karıştırdı. Gürcistan'ı da aldı. Osmanlı'dan aldığı topraklar sayesinde Ruslar Karadeniz'e açılabildi.
* Kendisine büyük diyenlerin yanı sıra özellikle I. Alexander dönemindeki abartılı tarih yazımından dolayı tarihteki rolünün şişirildiğini düşünenler de vardır. Sevenleri kadar kendisinden nefret edenler de mevcuttu. Sözgelimi Marx onun için taçlı fahişe bile demişti!
* III. Mustafa, I. Abdülhamid ve III. Selim olmak üzere üç Osmanlı padişahına zor anlar yaşattı. Tarihçilere göre III. Selim ve II. Mahmud onun idaresindeki Rusya'nın yarattığı tehditlerden dolayı reform hareketlerine girişmişti.
Cinnah'ın Pakistan'ın kuruluş sürecinde Atatürk'ten etkilendiği bilinir. İngiliz yazar Hector Bolitho, Cinnah'ın Türk liderden nasıl etkilendiğini Pakistan'ın Kurucusu Cinnah adlı eserinde şöyle anlatıyor:
"Bir ara siyasetten çekilen Cinnah, Londra'ya yerleşmişti. 1930'da H. C. Armstrong'un Atatürk'ü konu alan Grey Wolf (Bozkurt) isimli kitabını iki gün boyunca hiç elinden bırakmadan okumuş ve ardından da okuması için kızına vermişti."
Cinnah, Atatürk'ü İslâm toplulukları bakımından 'sislerin arasından ışıldayan ve yepyeni bir kaderin yolunu gösteren parlak bir yıldız' olarak kabul ettiklerini açıklamış, Atatürk'ün ölümünden kısa bir süre sonra Aralık 1938'de Patna'da toplanan Hindistan İslâm Cemiyeti Kongresi'nin 26. oturumunda yapmış olduğu konuşmada şöyle demişti: "Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsında İslâm dünyası büyük bir kahramanını kaybetmiştir, Hindistan Müslümanları önlerinde bir ilham kaynağı olarak duran bu büyük Müslüman'ın kendilerine verdiği örneği gördükten sonra da hâlâ bu batağa ayakları saplanmış olarak kalmakta devam edecekler mi?"
Cinnah, ayrıca 1954'te yine Atatürk hakkında "O, Türkiye'yi kurtarmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti" demişti.