440 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Defne SUMAN'ın Emanet Zaman romanı okuma grubumuzun Mart ayı kitabıydı.Okuyan 13 arkadaşımız da aşırı memnuniyetsizliğini ve rahatsız olduklarını dile getirdi.Nedeni ise kesinlikle taraflı yazılmış olması.Başta karmaşık olsa da dili ve kurgu fena değil dedim.Özellikle ben İzmir Bornova da yaşadığım için Levantenler,Frenk ve Rum' ların
Emanet Zaman
Emanet ZamanDefne Suman · Doğan Kitap · 2016133 okunma
237 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mustafa Kemal'le 1000 Gün
Nezihe Araz; Apa Ofset Basımevi; İkinci baskı/ Ekim 1993 ; 226 Sayfa (10) (Cumartesi,5 Mayıs 2018) Devrettim MUSTAFA KEMAL'LE 1000 GÜN adlı Sevgili Nezihe Araz Ablamızın, Mustafa Kemal Atatürk'ü ve O'nun eşi Latife Hanımefendiyi anlatmış olduğu kitabını. Aslında Nezihe Araz Ablamız, Latife Hanımefendiyi anlatmak niyetiyle başlıyor bu kitabı yazmaya,,, ben böyle anlıyorum. Lakin Mustafa Kemal adı ve yaptıkları o kadar baskın ki, Latife Hanımefendiyi gölgede bırakıyor olaylar. Bu kitaptan öğrendiğim kadarıyla bin gün kadar evli kalıyor Latife Hanım ile Mustafa Kemal. Latife 1923 yılında bir emrivaki ile İzmir'in kurtuluşuyla birlikte işi başından aşkın olan Mustafa Kemal'in ellerinden öpmek üzere, O'nun karargâhına gelir... Geliş o geliştir. O zamanlar Mustafa Kemal 41 ve Latife Hanım 23 yaşındadır. Tanışırlar. Latife karargâh olarak kendi evlerini açar Mustafa Kemal ile yaverlerine...Bu davranış her ikisine evlilik yolunu açacaktır.
Mustafa Kemal'le 1000 Gün
Mustafa Kemal'le 1000 GünNezihe Araz · Dünya Aktüel · 200580 okunma
Reklam
Eğer bir gün yolunuz.düşer de bir Alevi-Bektaşi evine konuk olursanız, bu yoksul ama sıcak evde bir olay hemen dikkatinizi çekecektir: Bir köşede bir bağlama sazı, gazete ya da dergiden kesilmiş soluk bir Hz. Ali resmi ve hemen yanında da Mustafa Kemal'in bir portresinin asılı olduğunu göreceksiniz.
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmus bir milletiz. -Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 138Kitabı okudu
“Tehdit esasına dayalı ahlak, ahlak olmadığı gibi güvenilir de değildir.“ Mustafa Kemal Atatürk
...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
Reklam
Belirtilmesi gereken nokta, Sovyetler Birliği'nin Türk Kurtuluş Savaşı'nı, anti-emperyalist bir eylem sayması ve bu nedenle de Mustafa Kemal ve arkadaşlarına yardımcı olmasıdır. Yine Aralov, bu konuda Lenin'in kendisine, Türkiye'ye yola çıkmadan önce şunları söylediğini yazıyor: --Mustafa Kemal Paşa, tabii ki sosyalist
Bir ulus, varlığı ve bağımsızlığı için düşünülebilen girişimleri ve fedakârlığı yaptıktan sonra başarılı olur. Ya başarılı olamazsa demek, o ulusun ölmüş olduğuna karar vermek demektir. Dolayısıyla, ulus yaşadıkça ve özveriyle girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Memleketimiz baştan nihayete kadar hazinelere doludur. Biz o hazineler üstünde aç kalmış insanlar gibiyiz. Hepimiz bütün bu hazineleri meydana çıkarmak, servet ve refahımızın kaynaklarını bulmak vazifesiyle mükellefiz"
Reklam
"... Atatürkçülük bir ilim ve bir heyecan sistemi olmaktan ziyade, bir ruh ve bir zihniyettir. bu ruh ve zihniyetin yapısı ise, his ve heyecandan ziyade, çağın akışına dayanır. milletin yaşadığı şartların, doğru değerlendirilmesine dayanır. geriye değil, ileriye, çağın ilkelerine yönelen, akıl ve mantık icaplarına uygun, bir dinamizme dayanır. bu, atatürk'ün fethedebildiği siperlerden bir adım geri atmadan, bir tanesini bile feda etmeden, çağın icaplarına ve hızına ayak uydurmak demektir. Atatürk'ün daha ilk günden başlayarak, daima <<her şey>> saydığı halk yararına yeni kanunlar, yeni organlar, yeni müesseseler peşinde koşmak demektir. işte Atatürkçülük budur. atatürkçülük, Atatürk'e dönüş demek değildir. Atatürkçülük, Atatürk'ün bıraktığı yerden, onu daha ileriye götürmektir ve bunun ölçüsü basittir: etrafımıza baktığımız, toplumun sesini dinlediğimiz ve ruhumuzun dileklerine kulak verdiğimiz zaman kendimizi, eğer hâlâ Atatürk'ün fethedebildiği sınırlar içinde buluyorsak, ondan sonra ilerlememişiz, hatta gerilemişiz demektir. eğer bulunduğumuz ve teneffüs ettiğimiz hava, onun bize sağladığından da geri ise, ona ihanet ettiğimizi düşünebiliriz..."
Sayfa 535 - 1969 baskısındaKitabı okudu
Mustafa, daha ilkokul çağında babadan yetim kalmıştır. Ancak öğretim düşüncesi devam ediyor, o her şeye rağmen okuyor, 1893'te Selanik'teki Askeri Rüştiye'ye sınav vererek giriyor. Burada matematik öğretmeni Mustafa Efendi, öğrencisinin yetenek ve yetkinliğine hayran olduğu için, ona Kemal adını veriyor.
392 syf.
·
Puan vermedi
Türk Tarihinin bu en zor evresinde tesadüf nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk orada bulunmuş ve Türk milletinin makus talihini yenmesine önderlik ettiyse aynı şekilde Şevket Süreyya da tesadüf eseri bu önderlik esnasında orada bulunarak belki de tarihin benzerini yazamayacağı olayları eşsiz edebi kişiliği ve yorumlarıyla süsleyerek geleceğe aktarmıştır.#tekadam#mustafakemalatatürk
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi Yayınları · 20202,438 okunma
Moskova'da bir dostluk anlaşması parafe edildi. Yusuf Kemal Bey, bunu alarak Türkiye ye döndü. ( Moskova 'dan ayrılırken bindiği trene, bir milyon altin ruble ile (ki bunun çogu Ankara daki memur maaşlarıın ödenmesine harcanacaktı) yardımın sembolik nitelikte ilk taksiti olarak silah, cephane ve donanım yüklenmişti. Bunlar Karadeniz'den motorlarla Türkiye' ye taşınacaktı.Ne var ki, birkaç gün sonra Çiçerin, Bekir Sami Bey'le konuşurken Sınır meselesini ortaya atarak, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ermenistan' a verilmesini istedi. "Türkiye` ye yapılacak yardım, bu ilkenin kabulüne bağlıdır," diyordu. Mustafa Kemal bunu duyunca, kaybedecek vakit olmadığını anladı. Çiçerin'in önerilerini kesin olarak geri çevirdikten sonra orduya Ermenistan üzerine yürüme emrini verdi. Böylece, Kâzım Karabekirin sabrını taşıran uzun bekleyişin sonu gelmişti. Saldırısının amacı, 1877 savaşında Ruslara brakılıp 1918`de Enver Paşa tarafindan geri alınmış, fakatmütarekede itilaf Devletleri'nin zoruyla yine kaybedilmiş olan Türkiye'nin "Ermeni" vilayetlerini; Kars, Ardahan ve Batum'u tekrar ele geçirmekti. Karabekir, ordusuyla 20 Eylül'de saldırıya geçerek Sarıkamış'ı zapl etti. Biraz moladan sonra Kars'a yürüdü ve orayı da bir direnmeyle karşılaşmak- sızın aldı. Ermeni-Rus komutanı bu sırada uykudaydı....
Sayfa 290 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Bekir Sami Bey Ankara'ya gönderdiği bir raporda Rusların her an için Ermenistan hükümetini devirebileceklerini bildirdi. Bu yüzden Anadolu' dan girişilecek harekâta hemen başlanmalıydı. Mustafa Kemal, bunun üzerine, Meclis'te bir açıklama yaptı. Kendi görüşüne göre, bugünkü Rus siyaseti, İslam âlemini iyi niyetleriyle kandurarak Türk etki alanının yayılmasını engellemek, Batı' ya karşı Türk devrimini kendi eseriymiş gibi göstermek ve sonunda komünizmi Türkiye`ye yerleştirerek uydu devlet durumuna getirmek amacını güdüyordu.
Sayfa 289 - Altın KitaplarKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.