Nutuk, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan aktardığı, Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir eserdir.
Atatürk, Nutuk ile geçmişi anlatıp aynı zamanda gelecekte olabilecek tehlikelerin önceden sezilebilmesi için alınacak derslerden bahsetmektedir. Bazı sayfalarda Atatürk açıkça "sonraki yıllarda durumun kolay ve açıkça değerlendirilmesi için bu kadar ayrıntıya yer verilmiştir" sözünü belirtmiştir.
Aynı zamanda bu kitap, şu an Türkiye'de okutulan T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin ders ve çalışma kitaplarının hazırlamasında en büyük rolü oynamıştır. Bu kitap Atatürk'ün Samsun'a çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919'dan, Cumhuriyet sonrası inkılap dönemine kadarki (1927) zaman diliminde olan olayları anlatmaktadır.
Hendeseden Geometriye.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1936-37 3. Dil Kurultayı’ndan sonra Fransızca geometri kitaplarını
incelemesinin ardından Dolmabahçe’de kaleme aldığı eser.
O yılların siyasi ortamları düşünüldüğünde (iç karışıklıklar, 2.Dünya Savaşı’nın ayak sesleri, Hitler Almanyası Mussolini İtalyası vs) kitap daha da anlam kazanıyor.Birçok terimin Türkçeleştirilmesinin yanında kavramlar tek tek örneklerle öyle açıklanmışki okul hayatı boyunca sayısal derslerle kavgalı olan ben bile anladım. Bu kitap okullarda ücretsiz dağıtılıp derslerde kullanılmalı.
Mustafa Kemal Atatürk
Ağlaya ağlaya okuduğum tek kitap MUSTAFA KEMAL ATATÜRK derim susarım. Pes etmek insanın başarısız kıldığı. Girdiği savaştığı cepheler ve kazandığı zaferler.
Çocuklar Soruyor Tarih Dede AnlatıyorSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202339 okunma
Duayen hoca Halil İnalcık şaheseri: Milli mücadele tarihi 2. Meşrutiyetten (1908) Cumhuriyetin ilanına (1923) kadar nefes kesen milli mücadele rütbeli, rütbesiz tüm askerlerimizin özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ün iç ve dış düşmanlarla mücadelede nasıl ince bir siyaset ,strateji ve askeri taktik izlediği anlatılmaktadır. Malazgirt zaferinden daha büyük ve anlamlı Kurtuluş savaşının önemi Yeni yurt edinmek değil elindeki yurdu kaybetmemekten kaynaklıdır.
Bu kitap okumaya başladığım ilk andan itibaren beni içine hapsetti ve dünyaya,kadın olmaya bakış açımı daha da derinleştiren bir yolculuğa çıkmama sebep oldu. Kadın olmanın korkulacak bir felaket olarak algılandığı kadın olunca da kocaman bir hayatı tam manasıyla zehir zemberek yaşayan insanların olduğu pek çok coğrafya var. Bu kitap başından sonuna kadar bu durumu en acı en gerçek haliyle okuyucusuna sunuyor. Afganistan gibi bir ülkede yaşayan; daha çocuk yaştan kadın olmanın nasıl büyük bir yük olduğunu, bırakın okula gitmeyi sokakta yürümenin bile kadınlara günah olduğu bu toplumda var olmaya çalışan iki güçlü kadının hikayesi okurken hem bitmesin dedirtiyor hem de her satırında insanı gözyaşlarına boğuyor. Din adı altında kadınlara yaşatılan zulmün ve cahilliğin en temel örneğini bizlere çok akıcı bir romanla sunuyor yazar. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi; “kadınlarını geri bırakan toplum geride kalmaya mahkumdur. Ve bizlerin artık kaybedecek zamanı yok, hep birlikte ileriye doğru yol almak zorundayız.” Öncelikle her kadının,kız çocuğunun daha sonra da her bireyin
bu kitabı okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Daha önce Hatıratlarla Karşılaştırmalı Nutuk kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Hem baskı kalitesi hem de içerik olarak muazzamdı. Şimdi Can Yayınlarından çıkan Nutuk'u okuyayım diye elime aldım ama maalesef sadeleştirilmemiş ve okurken bu durum zorluyor. Ayrıca Can Yayınları 1927 senesinin baskısını değil 1934 senesinin baskısını yapmış ve benim bildiğim 1934 yılında basılan Nutuk hatalı basılan bir kitapmış. Bu yüzden maalesef Can Yayınları baskısını tavsiye edemiyorum. Bunun yerine yine sadeleştirilmeden okumak isterseniz bildiğim kadarıyla YKY Delta baskısı 1927 yılının basımı onu okuyabilirsiniz.
