Birinci Dünya Savaşı'nda Ermeniler Rus ordularıyla birlikte Osmanlılara karşı savaşan ve onlara hizmet eder durumdaydı. Yerli halkla çatıştılar, mukatele (karşılıklı öldürme) oldu ve bazı yerlerde katliam da yaptılar. Tabii bu infial yaratıyor. Karşılıklı çatışmalar oldu. Nihayetinde hükümetin "1915 - Tehcir Kanunu" ile Ermenilerin daha kontrol edilebilir bir yer olan Suriye'ye nakline karar verildi. Bu kitlenin naklinde örgütsüzlük ve ulaşım araçlarının kıtlığı nedeniyle bir felakete dönüştü. Müttefik Almanya ve Genelkurmay Başkanı görevi gören General Bronsart von Schellendorg tehcir planları üzerinde ısrar etmiştir. Talat ve Enver Paşalar da bu teklif ve tehcir düzenini kabul ettiler. Fiilen ortaya çıkan isyan sonucunda düşman orduyla işbirliğine karşı alınan bu tedbirin bazı yerlerde yürütülmesine karşılık Anadolu'nun uzun mesafeleri içinde felakete yol açtığı gerçektir. Yurtdışındaki bazı bilgisiz kaynaklarda da Mustafa Kemal Paşa'nın Ermeni Tehciri'nde rol oynadığı söyleniyor. 1915 ve öncesi itibariyle Sofya'da ataşemiliter olduğu için paşanın burada rol oynayamayacağı açıktır.
Sayfa 79
Alıntılamazsak ayıp ederiz değil mi?
Yeşim Gökçe

Yeşim Gökçe

@yesim_gukce
·
30 Kasım 13:20
Ümmid-i Aşkım
İçsem de bir kadeh hayat iksirinden, Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye'den. Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden, Ümmid-i aşkım saracak seni, cefakâr teninden.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Parasız, ordusuz
400 ile 500 milyon lira borcumuz var, bu parayı kimse kimseye bağışlamaz. Oysa bizim gelirimiz bunun faizine bile yetmez. O zaman zor durumda kalacağız. Bundan dolayı bağımsız yaşamaya mali durumunuz yeterli değildir. Sonra yanıbaşımızda bizi bölmeyi amaç edinmiş hükümetler var. Onların ihtiraslarına karşı mahvoluruz. Parasız, ordusuz ne yapabiliriz? Onlar uçakla havada uçuyorlar, biz henüz kağnı arabasından kurulamıyoruz. Onlar zırhlı savaş gemisi yapıyorlar, biz yelkenli bir gemi yapamıyoruz. Bu şartlar altında bugün bağımsızlığımızı kurtarsak bile yine günün birinde bizi bölüşürler...
Sayfa 80 - Kitap ZamanıKitabı okuyor
Anadolu’da büyük bir Ermenistan kurmak şöyle dursun, muhtar ve bölgesel idareler bile oluşturmak mümkün değildir. Nüfusları yok, toprakları yok.
Sayfa 73 - Kitap ZamanıKitabı okuyor
Amerika’nın yönetim mekanizması dinsiz ve milliyetsizdir.
Sayfa 68 - Kitap ZamanıKitabı okuyor
Yüce Türk Milleti! Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Türk ordusunu, senin askerine karşı duyduğun güven ve sevgi üzerine inşa etmişlerdir. Bu ordu, senin güven ve desteğinle adeta yoktan var edilmiştir. Bu ordu, böylece senin güvenine mazhar olmuş, gönlünde de şerefli bir konum elde etmiştir. Türk ordusu “milli ordu”dur; çünkü vatanın her karış toprağından gelen vatan evlatları bu orduda kendilerine yer bulabilir.
Suriye'de aradığını bulamayan Fransa, zararını Türkiye'den kapatmak istiyor. İtalya, namuslu bir emperyalist olduğundan, savaşa, ancak Anadolu'nun bölüşülmesinde pay almak için girdiğini açıktan açığa söylüyor. İngiltere'nin oyunu biraz daha incedir. İngiltere, Türk'ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor.
Sayfa 66 - Kitap ZamanıKitabı okuyor
2023 cumhurbaşkanlığı bütçesi 6.7 milyar TL. Günlük 18 milyon.
Ankara'ya gitmek zamanı yaklaşıyor. Hazırlanmak için lazım gelenlere emir verdim. Sen de kesenin ağzını aç bakalım .. Ben - Hangi kesenin ağzını, ağzı açılacak kese mi var ? Mustafa Kemal Paşa - Şakayı bırakalım, yol için para lazım. Mevcudumuz nedir ? Ben - Hangi mevcut, bir iki liramız var! Mustafa Kemal Paşa - Çare düşünelim. Ben - Çaresi, bankalardan biraz ödünç para almak. Mustafa Kemal Paşa - Bu kat'iyen caiz değildir. Maluma bize İstanbul, yani Ferit Paşa Celali eşkıyası diyordu. Şimdi de bankaları soymağa başladılar diye aleyhimizde propaganda­lara başlarlar. Başka bir çare düşünelim.
Sayfa 134 - Türk Tarih Kurumu.
Harbte,beceriksiz ve zayıf müttefik düşmandan daha büyük yüktür,yani felakettir.
Mustafa Kemal Paşa - Kazım Karabekir Paşa, anlaşılıyor ki, hükümeti darıltmıyalım, İngilizleri kızdırmıyalım diye saman altından su yürütmek istiyor ve bu suretle sükunetle çalışalım, meydan okumıyalım demek istiyor. Halbuki ben, canım kadar sevdiğim askerlikten niçin çıkarak milletin arasına girdim ? Sa­man altı, su filan bilmem. Gizli çalışmayı anlamam. Milletimle beraber serbest çalışırım. Şu darılacak, bu kızacak dersek, da­vamız hallolunamaz. Olduğumuz gibi görünelim ve göründü­ğümüz gibi olalım. Ben başka türlü çalışmasını bilmem...
Sayfa 119 - Türk Tarih Kurumu.
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.