Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kadın
Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bü­tün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.
"Türk komünistlerinin öldürülmesini, çoğu Enver Paşa'nın Teşkilat-1 Mahsusa'sında çalışmış olan sağ kanat İttihatçılar gerçekleştirmişti. Daha sonra Mustafa Kemal, Enver'in tekrar Trabzon yoluyla Türkiye'ye dönme isteğini reddetti ve bu adamlar da ortadan silindi..."* *(Andrew Mango, “Atatürk", yazı dizisi, Yeni Binyl gazetesi, 14 Mart 2000 [Sabah Kitapları])
Sayfa 111
Reklam
Adana'da, bir gün Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Valiyi ziyarete gidiyorduk. Merdivenlerin yukarı başında, Ulusal Mücadelede "Sultan Ana" diye çok sevilen, yaşlı bir kadın mücahit; elinde bir demet sarı, kırmızı çiçekle karşımıza çıktı. Gazi Mustafa Kemal Paşa, teşekkür ederek çiçekleri aldı. "Sultan Ana" şöyle seslendi: - Benim çakır oğlum. Seni öpmeden bırakmam ... Gazi Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanımı göstererek dudaklannda bir tebessümle şakalaştı: - Eğer, o izin verirse öpersin: ..
Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bü­tün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.
Mustafa Kemal Atatürk:
"Kadınlarımız hadd-i zatında hayat-ı ictimaiyye'de er­keklerimizle her vakit yanyana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, eski zamanlardan beri kadınlarımız erkeklerle baş başa hayat-ı cidalde, hayat-ı ziraatte, tedarik-i maişette erkeklerimizden yarım hatve geri kalmayarak yürüdüler. Belki erkeklerimiz, memleketi istila eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısmda isbat-ı vücud ettiler; fakat erkeklerimi­zin teşkil ettiği ordunun hayat menbalarını kadınlarımız iş­letmiştir. Memleketin esbab-ı mevcudiyyetini hazırlayan kadınlarımız olmuştur ve kadınlarımız olmaktadır. Kimse inkar edemez ki bu harbde ve ondan evvelki harblerde mil­letin kabiliyyet-i hayatiyyesini tutan hep kadınlarımızdır: “Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu ve kereste­yi getiren, mahsulatını pazara götürerek paraya kalp eden, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber hayvanı ile, kağnısı ile, kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, çamur demeyip, sıcak demeyip Cephe'nin mü­himmatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi efkar, o ilahi Ana­dolu kadınları olmuştur; binaenaleyh büyük ruhlu, büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyyen taziz ve takdis edelim!"
Sayfa 104
Devrim kolay değildi ve sadece “Bu şapkadır!” demekle olmayacaktı. Mustafa Kemal bir yandan cahillik bir yandan da yobazlıkla savaşmaktaydı. Buna kadınlara yönelik ikinci sınıf vatandaş gibi davranılması ve buna karşı çıkışı da dahildi. Bu durumu kendi ifadesiyle şöyle anlatır: “Seyahatim esnasında köylerde değil bilhassa kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif ve itina ile kapamakta olduklarını gördüm. Bilhassa bu sıcak mevsimde bu tarz kendileri için mutlaka mucibi azap ve ıstırap olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar, bu biraz bizim hodbinliğimizin eseridir. Çok afif ve çok dikkatli olduğumuzun icabıdır. Fakat muhterem arkadaşlar, kadınlarımız da, bizim gibi müdrik ve mütefekkir insanlardır. Onlara mukaddesatı ahlakiyeyi kuvvetle telkin etmek için, milli ahlakımızı anlatmak ve onların dimağını nur ile, nezahetle teçhiz etmek esası üzerinde bulunduktan sonra fazla hodbinliğe lüzum kalmaz. Onlar yüzlerini cihana göstersinler. Ve gözleriyle cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur.”
Reklam
Aile önemi
Medeniyetin esası, ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak toplumsal, iktisadi, siyasi acze sebep olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların tabii haklarına sahip olmaları, aile vazifelerini idareye muktedir bulunmaları gereklidir
Sayfa 289
1923 yılında Muhsin Ertuğrul, ilk önemli filmi " Ateşten Gömlek" i çeker. Halide Edip'in aynı adı taşıyan romanından sinemaya uyarlanan bu filmde Mustafa Kemal Atatürk filme destek verir. Ateşten Gömlek filminin bir başka özelliği de ilk kez Türk kadın oyuncuların bir filmde rol almasıdır. Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir filmde başrolleri paylaşır. Film büyük beğeni kazanır.
Atatürk’ün arkadaşlarından biri, yazdığı bir kitapta, “Kadın toplumun süsüdür. “ cümlesini kullanır. Atatürk bu cümleyi çizmiş ve şöyle yazmıştır: “Biz kadınlar için böyle düşünmeyiz … Kadın varlığı, ulusun binbir noktadan temelidir!..
Sayfa 100Kitabı okudu
Cumhuriyetimizin 100. Yılında ülkemize Dünya ve Avrupa şampiyonlukları kazandıran A Milli Kadın Voleybol Takımımızın kaptanı Eda Erdem'in Kuşdili Çayırı'na konulan heykeli parmağıyla, yıllar önce aynı yerde bisiklete binen, kadınlarımızı kölelikten kurtararak özgürlüğün yolunu açan Mustafa Kemal Atatürk'ü gösterir.
Sayfa 18 - Sunay Akın- Eda Erdem'in heykeli parmağıyla nereyi gösteriyor?Kitabı okudu
Reklam
Kadınlar...
Yetişkinler yeniden okul sıralarına oturmak zorunda kaldılar. 42 yaşın altındaki bütün kadınların ve erkeklerin yeni yazıyı öğrenmeleri emredilmişti. Bir yaş sınırının konulmasından mıdır bilinmez, şaşılacak derecede çok kadının bu kurslara katıldığı görüldü, herhalde hiçbir kadın 42 yaşından büyük sayılmak istememişti.
1921 yılında Ankara'da yabancı bir kadın gazetecinin, "Bu kadar değişen bir Türkiye'de bundan sonra kadının kararı ne olacaktır?" şeklindeki sorusu üzerine Mustafa Kemal Paşa'nın verdiği "Mutlak eşitlik... Onlar bu kazanımları bizzat elde ettiler." cevabı ise Türk kadınının gelecekte seçme ve seçilme hakkını kazanarak tam bir eşitliğe ulaşacağının habercisi niteliğindedir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Mahallede bulunan Fatma Molla Kadın Okulu’na başlayacağı günü daha sonra Mustafa Kemal şöyle anlatır: “Okula gideceğim sabah annem bana beyaz bir entari giydirmiş, başıma da sırma işlemeli bir sarık sararak süslemişti. Elimde yaldızlı bir dal vardı. Sonra hoca efendi, yanında bütün okul çocuklarıyla, evimizin yeşilliklerle bezenmiş kapısına geldi.
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütle­nin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?
918 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.