Birinci Dünya Savaşındaki yenilgi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun işgali ile vatanın bütünlüğü iyiden
iyiye tehlike altına girmişti. Ülkenin bütünlüğünü korumak için kadın-erkek, genç-yaşlı demeden her
bir vatan evladının yardımına ihtiyaç vardı. Kastamonu'nun Seydiler ilçesindendi Şerife. Cepheye
taşınacak cephane için insan eksik çıkınca "Ben giderim" diye atılmıştı muhtarın sözüne. Eri Çanakkale
gazisiydi zaten bakıma da muhtaçtı, gidemezdi. Kaynanası da ha keza öyle, kendini zor götürüyordu.
Ya Elif o ne olacaktı? Şerife'nin bebesi. Daha anasını emen bir süt kuzusuydu o. Ama olsundu, sarar
sarmalardı Elif’ini yine de taşırdı askerlere cephaneyi. Çetin kış şartları vardı,o da gözüne görünmedi
Şerife'nin. Vatan için canı fedaydı. Yenecek ekmeği, alacak nefesi kaldıysa...
.
Kıymetli yazarımız Muharrem Kaşıtoğlu'nun kaleme aldığı "Şerife Bacı" 'nın hikayesini inanın boğazım düğüm düğüm gözlerim dolu dolu okudum.
Bu vatan öyle zor koşullarda kazanıldı ki; bastığımız her karış toprakta Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ile böyle güçlü, vefakar, içi vatan aşkıyla dolu Şerife Bacı gibi kahraman Türk Kadınlarının emeği var hakkı var.
Birilerine birşeyleri vermek öyle kolay olmamalı!
Bu kitabın ders kitabı olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum.
Verilen mücadele ve fedakârlıkların gelecek tüm nesillere aktarılması gerekiyor.
Bir gün, yaşı sorulan kocamış bir köylü kadın, "On yedi" diye cevap vermişti; kendini Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'i ilk gördüğü gün doğmuş sayıyordu.
Kütüphanemdeki Kitaplarım:
1.Halil Cibran - Ermiş
2. Halil Cibran - Ermişin bahçesi
3. Halil Cibran - Kum ve köpük
4. Halil Cibran - Gezgin
5. Halil Cibran - Kırık kanatlar
6. Franz Kafka - Dönüşüm
7. İngiliz ve Amerikan edebiyatında kısa öykünün büyük ustaları
8. Jules Verne - Zacharius usta
9. F.Scott Fitzgerald - Benjamin Button’un tuhaf