464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Sakarya Meydan Muharebesinin 100. Yılı!
Türk Kurtuluş Savaşını anlayabilmek için bu savaşı doğuran nedenleri bilmek gerekir. Nedenler basittir ama bilmediğinizde basit diye bir neden olmaz. Birinci Dünya Harbi kaybedildiğinde Osmanlı Devleti bir av devletine dönüştü, etrafı kurtlarla çevriliydi ve Avrupa ülkeleri zaten eridikçe eriyen, hatta; Birinci Dünya Harbi’nin çıkmasının ana
Sakarya
SakaryaSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2020438 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Son dönemde ülkemizde tartışılan bir konu olan Vahdettin hain miydi? Sorusuna konu özelinde cevap niteliği olabilecek şekilde bildiklerimi aktarmak için bu incelemeyi yazma ihtiyacı duydum.Bence tartışmanın bile gereksiz olduğu bir konu fakat ben yine de bu gerçekleri sizin bilginize sunarak, gerisini vicdanınıza ve muhakeme yeteneğinize bırakarak
Atatürk’ün Bana Anlattıkları: Mustafa Kemal’in Ağzından Vahdettin
Atatürk’ün Bana Anlattıkları: Mustafa Kemal’in Ağzından VahdettinFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2020850 okunma
Reklam
Ben Mustafa Kemal'i önemserim. Önemsememde haklı olduğuma inanırım. Bence Kemal Paşa, iktidarın yapısal niteliğini değiştirdiği için önemli bir devrimcidir, 'mazlum milletler'e karşı azgın saldırganlığını sürdüren emperyalizmle boğuştuğu için de yaman bir Üçüncü Dünya lideridir. Mustafa Kemal Hareketi, Tanzimat'la Mütareke arasında oluşan, ama bir türlü gerçek doğrultusunu bulamayan uluslaşma sürecine gerçek dinamiğini verebilmiş, Osmanlı'nın ümmet toplumundan Türk ulusunu çekip çıkarmıştır, hem de ulusal kuvvetleri (Kuva-yı Milliye), ulusal iradenin (irade-i milliye) buyruğuna vererek! Bir önceki iktidarın hâlâ dinsel nitelikler taşıdığı, hâlâ teokratik bir düzenin üzerinde oturduğu hatırlanırsa, "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur" ilkesinin ne büyük bir devrim sloganı olduğu şıp diye anlaşılır.
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İşgali suçlamayan siyaset..
Efendiler, hatırlayacaksınız, İngilizler Merzifon’u ve arkasından da Samsun’u boşaltmışlardı. Bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesi’nin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı düzenledi ve gösterilerde bulundu. Birtakım söylevler verildi. Bu sırada halk da, “kahrolsun işgal” diye bağırdı. Sivas’ta yayınlanan İrade-i Millîye Gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı. Dahiliye Nâzırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptığı bir bildiride “kahrolsun işgal” şeklindeki yazılar, hükûmetin bugünkü siyasetine uygun değildir diyordu. Bu ne demektir, Efendiler? Hükûmet işgali suç saymayan bir politika mı güdüyordu? Yoksa, “kahrolsun işgal” dedikçe, memleketi daha çok işgale mi yol açılacaktı?
yakamoz yayınları, Epup
İşgali, kınamaya değer bulmayan bir siyaset
Efendiler, hatırlarsınız, İngilizler, Merzifon'u ve ardından Samsun'u boşaltmışlardı. Bu nedenle ve Ferit Paşa hükümetinin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı düzenledi, gösterilerde bulundu. Birtakım konuşmalar yapıldı. Bu sırada halk da "Kahrolsun işgal" diye bağırdılar. Sivas'ta yayımlanan İrade-i Milliye gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı. İçişleri Bakanı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptığı bir bildirimde "'Kahrolsun işgal' şeklindeki yazılar, hükümetin bugünkü siyasetine uygun değildir" diyordu. Bu ne demektir, efendiler? Hükümet işgali suç saymayan bir siyaset mi izliyordu? Yoksa, "kahrolsun işgal" denildikçe, ülkenin daha fazla işgaline mi neden olunacaktı? İşgal ve saldırı karşısında, ulusun sessizlik ve durgunluğunu koruması, işgalden etkilenmemiş görünmemesi mi akla ve siyasete uygundu? Böyle sakat ve hayvanca bir düşünce, çöküş ve yok oluş uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete temel olabilir miydi?
Sayfa 157 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Teslimiyete Karşı Koyan Beyin
"...Bağımsızlığını korumak için dört yılda nüfusunun dörtte birini feda eden Türk milletinin artanını da manda namı altında İngilizlerin tutsaklığına vermek, yalnız insanlık ve uygarlık bakımından bir kıyıcılık ve vahşilik olmakla kalmaz, aynı zamanda bilim ve doğaya karşı işlenmiş bir cinayet de olur..." (Mustafa Kemal Atatürk(?),İrade-i Milliye, 2 Ekim 1919)
Sayfa 174 - Hangisi Haklı Çıktı, Attila İlhan, 29 Mart 1979Kitabı okudu
Reklam
Bence Kemal Paşa, iktidarın yapısal niteliğini değiştirdiği için önemli bir devrimci­dir, ‘mazlum milletler’e karşı azgın saldırganlığını sür­düren emperyalizmle boğuştuğu için de yaman bir Üçüncü Dünya lideridir. Mustafa Kemal Hareketi, Tan­zimat’la Mütareke arasında oluşan, ama bir türlü ger­çek doğrultusunu bulamayan uluslaşma sürecine gerçek dinamiğini verebilmiş, Osmanlı’nın ümmet toplumundaki Türk ulusunu çekip çıkarmıştır, hem de ulusal kuv­vetleri (Kuva-yı Milliye), ulusal iradenin (irade-i milli­ye) buyruğuna vererek!
456 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Yol ayrımı...
Yol Ayrımı, Kemal Tahir' in Esir Şehir Üçlemesi kitapları serisinin üçüncü kitabıdır. Zamanlama olarak Cumhuriyet'in ilk yıllarından 1930 yılı, Serbest Fırka' nın kuruluşu ve kapatılışı arasındaki kısa dönemi, Kuvayı Milliyeciler 'in genç kuşak temsilcileri üzerinden anlatır. Daha önceki kitaplarda genellikle Kamil Bey’ in
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,851 okunma
İşgali Kınamayan Bir Siyaset
Efendiler, hatırlayacaksınız, İngilizler Merzifon' u ve arkasından da Samsun' u tahliye eylemişlerdi. Bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesinin düşmesi üzerine,Sivas halkı fener alayı yaptı ve gösterilerde bulundu. Birtakım nutuklar verildi. Bu sırada halk da, " Kahrolsun İşgal" diye bağırdı. Sivas'ta yayınlanan İrade-i Milliye gazetesi, bu hadiseyi olduğu gibi yazdı. Dahilie Nazırı Damat Ferit Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak Sivas vilayetine yaptığı bir tebliğde "Kahrolsun işgal" şeklinde yazılar, hükumetin bugünkü siyasetine uygun değildir diyordu.
Dahiliye Nâzırı Damat Şerif Paşa, Sivas valiliğine yaptığı bir tebliğ ile, gazetelerde “Kahrolsun işgal!” tarzında yazılar çıkmasının hükümet siyasetine aykırı olduğunu bildirdi. Konunun özü şu idi: İngilizlerin Samsun ve Merzifon’u boşaltmaları üzerine Sivaslılar 4–5 Ekim gecesi şehirde büyük bir fener alayı yapmışlar ve “Kahrolsun işgal” diye bağırmışlardı. Milli mücadelecilerin sözcülüğünü yapan İrade-i Milliye gazetesi de bu olayı ve sözü aynen yayımlamıştı. İşte, dahiliye nazırı buna değiniyordu. Mustafa Kemal Paşa, 13 Ekim’de, durumdan Cemal Paşa’yı haberdar ederek, vatanın bir parçasının boşaltılması üzerine milletin bu şekilde hattâ daha da coşkunlukla duygularını ortaya koymasının tabii olduğunu, hükümetin de işgalleri protesto etmesi gerektiği halde Dahiliye Nazırının bu gösterileri hükümetin siyasetine aykırı bulmasının anlaşılamadığını bildirdi ve hükümetin siyasetinde henüz bilinmeyen taraflar varsa aydınlatılmasını rica etti. Cemal Paşa verdiği cevapta, hükümet siyasetinin Heyet-i Temsiliye tarafından bilinmeyen hiçbir yönü bulunmadığını, haksız ve lüzumsuz işgallere karşı resmi ve gayri resmi teşebbüslerde bulunulduğunu, milletin duygularını açıklamasının hükümet açısından olumlu ve destekleyici olduğunu ve fakat Barış Konferansı’nda yabancıların dostluğuna da muhtaç olduğumuzdan ihtiyatlı hareketle onları darıltmamak gerektiğini açıkladı. (Nutuk: 236, Vesika: 153, 154)
Sayfa 194 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erzurum Kongresi Beyannamesi ve Kararları
1 Hudüd-ı milliye dahilinde bulunan bi'l-cümle aksâm-ı vatan bir küldür. Yekdiğerinden infikâk kabul etmez (Beyannâme, madde 6. Nizamnâme, madde 3'ün tafsilâtı. Nizamnâme ve beyannâmenin birinci maddeleri mütâlaa ve tetkik buyurulsun). 2 Her türlü ecnebi işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti'nin inhilâli hâlinde millet, müttehiden müdafaa ve mukavemet edecektir (Nizamnâme, madde 2 ve 3, beyannâme, madde 3) 3 Vatanın ve istiklâlin muhafaza ve teminine hükümet-i merkeziye muktedir olamadığı takdirde, temin-i maksat için bir hükümet-i muvakkate teşekkül edecektir. Bu hükümet heyeti, milli kongrece intihap olunacaktır. Kongre mün'akid değilse, bu intihâbı Heyet-i Temsiliye yapacaktır (Nizamnâme, madde 4, beyannâme, madde 4). 4 Kuvâ-yı milliyeyi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esastır (Beyannâme, madde 3). 5 Anâsır-ı Hıristiyaniye'ye hâkimiyet-i siyasiye ve muvazene-i ictimâiyemizi muhil imtiyâz ita olunamaz (Beyannâme, madde 4). 6 Manda ve himaye kabul olunamaz (Beyannâme, madde 7). 7 Meclis-i millinin derhal ictimâını ve icrâât-ı hükümetin Meclis'in murakabesine vaz'ını temin etmek için çalışılacaktır (Beyannâme, madde 8).
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
YAZIYOR YAZIYOR ÜLKENİN MAKUS TALİHİNİ YAZIYOR
PRANGA Biat, mutluluktur 21 Ocak 2021 Perşembe Fiyatı: 1 lira
100 Soruda Türk Basın Tarihi
100 Soruda Türk Basın TarihiHıfzı Topuz · Gerçek Yayınevi · 197316 okunma
Damat Serisi
Efendiler, hatırlarsınız, İngilizler , Merzifon' u ve ardından Samsun'u boşaltmışlardı. Bu nedenle ve Ferit Paşa hükümetinin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı düzenledi, gösterilerde bulundu. Birtakım konuşmalar yapıldı. Bu sırada halk da "Kahrolsun işgal" diye bağırdılar. Sivas'ta yayımlanan İrade-i Milliye gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı. İçişleri Bakanı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptıgı bir bildirimde “‘Kahrolsun işgal' şeklindeki yazılar, hükümetin bugünkü siyasetine uygun değildir" diyordu. Bu ne demektir, efendiler?
Sayfa 157Kitabı okudu
İşgali, kınamaya değer bulmayan bir siyaset
“ İçişleri bakanı Damat Şerif Paşa İrade-i Milliye gazetesinin haberlerine dayanarak, Sivas iline yaptığı bir bildirimde “ ‘Kahrolsun İşgal’ şeklindeki yazılar, hükümetin bugünkü siyasetine uygun değildir” diyordu. Bu ne demektir efendiler? Hükümet, işgali suç saymayan bir siyaset mi izliyordu? Yoksa, “ kahrolsun işgal” denildikçe, ülkenin daha fazla işgaline mi neden olunacaktı? İşgal ve saldırı karşısında, ulusun sessizlik ve durgunluğunu koruması, işgalden etkilenmemiş görünmemesi mi akla ve siyasete uygundu? Böyle sakat ve hayvanca bir düşünce, çöküş ve yok oluş uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete temel olabilir miydi?
Sayfa 157 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa, milli mücadeleci Vali Vekili Yahya Galip Bey emrindeki il basımevinden yararlanarak bir gazetenin çıkarılabilmesi imkânlarını arıyordu. Sivas'taki İrade-i Milliye gazetesinin devamı gibi olan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi işte bu çabaların sonunda, Recep Zühtü Bey'in (Soyak) yönetiminde, ilk kez 10 Ocak 1920'de olmak üzere haftada birkaç defa yayınlanmaya başlamıştır.
Sayfa 15 - İş Bankası Yayınları - 2. BaskıKitabı okudu
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.