Ethem bunun arkasından Meclis'e bir telgraf göndererek, onun yasallığı- nı tartışma konusu yapmak istedi. Ülkenin savaşa devam edemeyecek kadar yorgun ve bitkin olduğunu ileri sürüyor, düşmanla barış görüşmelerine girişilmesinde ısrar ediyordu. Telgrafina *Umum Kuvayımilliye Kumandanı" diye imza atmıştı. İstanbul'un kendisini destekleyeceğini umarak, bir örneğini de sadrazama göndermiş, buna eklediği açıklayıcı bir mesajda da Meclis kuvvetlerine karşı saldırıya geçmek niyetinde olduğunu ve bu konuda Yunanlilarla da anlaşmış bulunduğunu bildirmişti. Mebuslar büyük bir öfke içinde, gizli bir toplantı yaptılar. Daha sonraki açık oturumda Mustafa Kemal, Ethem'le kardeşlerinin hem Yunanllar, hem Ruslarla giriştikleri entrikaları açıkladı. Onlardan söz ederken hâlâ nezaketle ""bey"" unvanını kullanıyordu. Mebuslar, * Kahrolsunlar!" diye bağırmaya baş-mladılar. Bir mebus, kızgınlıkla, * Paşa hazretleri, artık bey demeyiniz, hain deyiniz!" diye bağırdı. Mustafa Kemal, Reşit'in mebusluktan atılmasını önerdi. Bu öneri mebusların alkışları arasında kabul olundu. Mustafa Kemal'in birlikleri Kütahya' ya yürüyüp, kenti herhangi bir direnmeyle karşılaşmadan işgal ettiler. Arkadan Çerkez Ethem'i, güneybatt yönünde kovalamaya başladılar, Can kaygısına düşen çeteciler, düzenli ordu kuvvetlerine karşı hemen hiç karşı koymamışlardı. Kısa bir süre sonra, Mus- tafa Kemal'in kendi sözüyle, "Ethem ve kardeşleri, kuvvetleriyle birlikte, düşman saflarında layık oldukları yeri aldilar."
Sayfa 300 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Yüksek Konsey, 1921 şubatinda Türk ve Yunan hükümetlerini, Londra'da Lloyd George'un başkanlığında toplanacak bir konferansa çağırdı. Burada Doğu Sorunu -daha doğrusu Sevr Antlaşması- tekrar gözden geçirilecekti. Konsey, Ankara Hükümeti temsilcilerinin de konferansa katılmaların şart koştu. Bu öneri, Sadrazam Tevfik Paşa tarafindan, dokuz aydan sonra ilk kez bu konuşma için yeniden açılan Ankara-istanbul telgraf hattryla,MUstafa Kemal'e bildirildi.
Sayfa 311 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, “Ortak amacımız, emperyalizmle savaşmak, Doğu halklarını sömürgecilerin boyunduruğundan kurtarmaktır.” dedi. “Ortak çabalarımızla başarıya ulaşacağımıza inanıyorum.”
Sayfa 65 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Dünya basını özel hayatını merak ettiğı Gazi’yi yakından takip ediyor ve yakaladığı en küçük bir ayrıntıyı bile haber konusu yapıyordu. Özellikle de 29 Ocak 1923'te İzmir'de Uşakizadelerin Beyaz Köşkü'nde Latife Hanım'la yaptığı evlilik dünya basının gündemini uzun süre meşgul etmiş ve International News adlı Amerikalı bir film şirketi gelin ile damadın ilk günlerini filme çekmişti. “Türkiye'nin Mucize Adamı Güzel Zengin Kızla Evlendi. Mustafa Kemal Paşa ve Türkiye'nin en zengin kızı olan gelinin ilk özel görüntüleri" yazısıyla başlayan bu sessiz filmde Gazi ile Latife Hanım'ın özel görüntülerine yer veriliyor ve filmin ilk ara yazısında "Londra ve Paris'te eğitim gören Bayan Kemal kadın haklarının kararlı bir savunucusu olarak peçe takmıyor", ikincisinde ise "Kemal Paşa ve eşi çağdaş ve sağlam bir ülkenin kadınların işbirliği olmadan kurulamayacağına inanıyorlar" ifadeleri yer alıyordu.
Sayfa 130 - Yabancı Sinemacıların Gözünden Gazi ve Yeni Türkiye (1922-1938)
“Öylesine sade ve cana yakın ki tıpkı bizim Mustafa Kemal Paşa gibi…”
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ali Fuat Paşa
“1919 yılından beri Mustafa Kemal ile birlikte milletin kurtuluşu için savaşıyorum.”
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ahmet İzzet Paşa, hatıralarında daha sonra Mustafa Kemal Paşa'ya verilen vazifenin hükumetin değil, yaltakçılık ve miskinlik siyasetinin iflas ettiğini görüp Anadolu'da bir direniş başlatmayı düşünen Sultan Vahideddin'in eseri olduğunu, Padişahın bu vazife için önce Rauf Orbay'ı düşündüğünü ama Rauf Bey'in vaadleri kabul etmemesi üzerine hatıra Mustafa Kemal Paşa'nın geldiğini, Babıali ile Harbiye Nezaretinin tayin kararını saraydan aldıkları işaretle uygulamaya koyduklarını fakat bu gerçeğin hem Sultan Vahideddin, hem de Mustafa Kemal Paşa tarafından gizlendiğini söyler
Sayfa 126Kitabı okudu
Belirtilmesi gereken nokta, Sovyetler Birliği'nin Türk Kurtuluş Savaşı'nı, anti-emperyalist bir eylem sayması ve bu nedenle de Mustafa Kemal ve arkadaşlarına yardımcı olmasıdır. Yine Aralov, bu konuda Lenin'in kendisine, Türkiye'ye yola çıkmadan önce şunları söylediğini yazıyor: --Mustafa Kemal Paşa, tabii ki sosyalist
Elimizde, Mustafa Kemal Paşa ile Sultan Vahideddin'in kızı Sabiha Sultan'ın evlenme ihtimalleri hakkında birinci elden tek bir kaynak vardır: Sabiha Sultan'ın kendi ifadeleri . . . Sabiha Sultan, Suat Hayri Ürgüplü'ye yazdırdığı sözünü ettiğim kısa hatıratında Suat Hayri Bey'in sorusu üzerine hadiseden kısa da olsa bahsetmekte ve "Duyduğumuza göre, Mustafa Kemal Paşa sizi istemiş, pederiniz razı olmamış. Doğru mudur?" sorusuna Paşa ile evlenmeyi kendisinin kabul etmediği cevabını verip "Evet, istemiş. Benimle konuşmuş değildir ama ben çekindim ve istemedim. Zira, önümde hiç de iyi örnek olmayan Enver Paşa ile Naciye Sultan'ın hayatı vardı. Sonra, tanınmış . . . bir kumandanla aile hayatı demektedir kurabileceğime inancım yoktu" demektedir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Moskova'da bir dostluk anlaşması parafe edildi. Yusuf Kemal Bey, bunu alarak Türkiye ye döndü. ( Moskova 'dan ayrılırken bindiği trene, bir milyon altin ruble ile (ki bunun çogu Ankara daki memur maaşlarıın ödenmesine harcanacaktı) yardımın sembolik nitelikte ilk taksiti olarak silah, cephane ve donanım yüklenmişti. Bunlar Karadeniz'den motorlarla Türkiye' ye taşınacaktı.Ne var ki, birkaç gün sonra Çiçerin, Bekir Sami Bey'le konuşurken Sınır meselesini ortaya atarak, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ermenistan' a verilmesini istedi. "Türkiye` ye yapılacak yardım, bu ilkenin kabulüne bağlıdır," diyordu. Mustafa Kemal bunu duyunca, kaybedecek vakit olmadığını anladı. Çiçerin'in önerilerini kesin olarak geri çevirdikten sonra orduya Ermenistan üzerine yürüme emrini verdi. Böylece, Kâzım Karabekirin sabrını taşıran uzun bekleyişin sonu gelmişti. Saldırısının amacı, 1877 savaşında Ruslara brakılıp 1918`de Enver Paşa tarafindan geri alınmış, fakatmütarekede itilaf Devletleri'nin zoruyla yine kaybedilmiş olan Türkiye'nin "Ermeni" vilayetlerini; Kars, Ardahan ve Batum'u tekrar ele geçirmekti. Karabekir, ordusuyla 20 Eylül'de saldırıya geçerek Sarıkamış'ı zapl etti. Biraz moladan sonra Kars'a yürüdü ve orayı da bir direnmeyle karşılaşmak- sızın aldı. Ermeni-Rus komutanı bu sırada uykudaydı....
Sayfa 290 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Reklam
Kâzım Karabekir Paşa başkanlığındaki bir heyetin, Bakü'ya gönderilmesi olumsuz bir şekilde sonuçlanmıştı. Büyük Millet Meclisi 'nin kurulmuş olması Mustafa Kemal'e, Moskova'ya resmi bir diplomatik heyet göndermek gibi daha kesin bir adım atma firsatını verdi. Bu heyete, Hariciye Vekili Bekir Sami başkanlık ediyordu. Bekir Sami, Çerkez soyundandı. Babası da, Rus ordusunda generalken, çarlık rejimiyle bozuşmuş ve Türkiye'ye sığmnmıştı. Mustafa Kemal ayrıca Lenin'e bir mesaj yollayarak, diplomatik ilişkilerin kurulmasını önermiş ve emperyalizme karşı mücadelesinde, Türkiye'ye yardım edilmesini istemisti, Bir süre sonra, Çiçerin'in imzasıyla bir cevap geldi. Çiçerin bu mektubunda, Misakımilli'yi tanıdıklarını ve Millet Meclisi'nce "emperyalist hükümetlere karşı Türkiye'nin giriştiği askeri harekâtla Sovyetler'in çabalarının birlestirilmesi yolunda alınan kararı kabul ettiklerini bildiriyor; diplomatik ilişkilerin ve konsoloslukların hemen kurulmasını öneriyordu.
Sayfa 287 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Sayica üstün ve donanımları da modern olan Yunanllar, kısa bir savaşla Ali Fuat Paşa'nın dağınık ve kötü donanımlı kuvvetlerini parçalamayı umuyorlardı. Mustafa Kemal'in dediği gibi, *Bu harekât sırasında, Türk frkaları iskelet halinde ve mühimmatsız oldukları gibi, takviyelerine de henüz imkân yoktu...
Sayfa 277 - Altın KitaplarKitabı okuyor
İktidardaki sacayağının en ilginç bölümü Milli Mücadele'yi yürütmüş olan askerlerdir. Bu kadronun bir kısmı kendini hemen tatlı işlere ve ticarete kaptırarak 'bürokrat' niteliğinden sıyrılmıştır. Mustafa Kemal'lerin, İsmet Paşa'ların dahil olduğu grup ise kendi sınıfsal yapısının çerçevresindeki 'ilericiliğini', namus ve heyecanını, memlekete faydalı olmak tutkusunu sonuna dek sürdürmüş, fakat seçtikleri ya da seçmek zorunda kaldıkları yol ülkenin 'geri kalmışlığını' alt etmemiştir.
Dün ve bugün tekparti yönetiminin muhalifi olarak tanınan birçok insan, bu arada Karabekir Paşa, gerçek bir muhalif kabul edilebilir mi sorusu tekrar önümüze gelecek. Bunun cevabı, -ideolojik olarak farklı cenahlardaki insanların genel kanaati aksi istikamette olmasına rağmen- bize göre hayırdır. Karabekir'le Mustafa Kemal arasında ilk büyük
Sayfa 368Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.