Cumhuriyet döneminde, kendisine yakın bireylerden toplanan bilgilerle hazırlanan bir diplomatik raporda, Mustafa Kemal'in ilerleyen yıllarda Türk Ocakları çevresinde üretilen milliyetçilikten etkilendiği ve bunu benimsediği ileri sürülmektedir.129 1914 yılına gelindiğinde, Mustafa Kemal'in bu alandaki yaklaşımı daha da netleşmiştir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Buchner, Hıristiyanlığın evrensel bir inanç sistemi niteliği taşımadığını, İslâmiyetin ise ancak göçebe ve yarı göçebelere uygun bir din olduğunu, Müslümanlığın kabülü sonrasında, Arap medeniyetinin ciddi bir gerilemeye girdiğini ileri sürmüştür. Bu iddia, Mustafa Kemal'in seküler Türkçü tarih yaklaşımı çerçevesinde ulaştığı, Türklerin İslâmiyeti kabül sonrasında medeniyet açısından düşüş yaşadıkları tezini desteklemektedir. Büchner'e göre, tek tanrılı olma paydasında birleşen İslâmiyet ve Hıristiyanlık, bilim ve uygarlığa yönelik olarak benzer bir hoşgörüsüzlüğe sahip olup, bu anlamda, paganizmden geriye gidişi temsil etmektedir. Alman materyalist buradan yola çıkarak, deneysel bilimin mevcut tek tanrılı dinlerin yerini almasının gerekliliğini dile getirmiştir. Belirttiğimiz gibi, kitaba düşülen notların bir bölümü, kütüphanedeki kopyanın Mustafa Kemal öncesinde bir diğer okuyucu tarafından gözden geçirildiğini düşündürmektedir. Buna karşılık, seçilen bölümler, onun tarzı ile işaredenmiştir. Bunun yanı sıra kendisinin diğer kitaplarda ilgi gösterdiği konuların, örneğin Hunlara yapılan atıfların altının çizilmiş olması, bunların onun elinden çıktığı tezini desteklemektedir.“ 66
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyet kurucusu, bir mülâkatında Hz. İsa üzerinden dile getirdiği gibi, peygamberlerin “insani boyuta indirgenmesini” anlamlı bulmakla beraber, bu yapılırken onların “aşırı ölçüde yüceltilmeleri”nin sakıncalı olduğunu varsaymıştır."118Amerika Birleşik Devletleri Sefiri Sherrili ile yaptığı bir sohbetinde de Kur'an'ın Türkçe
Sayfa 148Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in kadının toplumsal yeri ve rolü hakkında değişik forumlarda ileri sürdüğü düşünceler, İslâmiyeti kabül öncesinin “açık alınlı” eski Türk kadınlarının daha yüksek bir kültürün ürünü olduğunu vurgulaması,181 Erzurum Kongresi sonrasında fes ve tesettürün kaldırılması konusunda Mazhar Müfiv'e yazdırdığı not,182 İkinci Meşrutiyet entelektüel tartışması çerçevesinde incelenmelidir. Bunların, bu bağlamdan çıkarılarak gündemde olmayan, kimsenin aklına gelmeyen ve getirmeye cesaret edemeyeceği avant-garde görüşlere dönüştürülmesi, değerlendirilmelerini de zorlaştırır. Cumhuriyet kurucusunun bu tartışmada, ilhamını Garbçı yaklaşımlardan alan görüşler ortaya koyduğu görülmektedir. Örneğin, tesettürün, “bugünkü, zemin-i medeniyette” anlamının kalmadığını vurgulaması, kadınların “açıl”masını, dimağlarının “ulüm ve fünün” ile süslenmesinin uygun olacağını savunması, Garbçı medeniyet tasavvurunu paylaştığını göstermektedir.183
Sayfa 164Kitabı okudu
Erzurum Kongresi
Müslüman milliyetçiliği söylemi, etnik aidiyetlere atıf yapmamaya hassasiyet göstererek, anti-emperyalizmi İslâmi kavramlar üzerinden üretmiştir.Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi'nde bu milliyetçilik ve retoriğini ilk elden müşahede edecek ve bunlara şaşırtıcı bir hızla uyum gösterecektir. 1920 yazında yabancı basında yapılan bir yorumda,
Sayfa 296Kitabı okudu
Darwinist bağdaştırmalarla on dokuzuncu asır bilimciliğini 1920'lere taşıyan Welis, Mustafa Kemal'in, “din” ve oynadığı toplumsal rol hakkındaki düşüncelerini iki savaş arası dönemin bu alandaki değerlendirmelerine uyarlaması ve daha geniş bir bağlama yerleştirmesine yardımcı olmuştur. Yeni Türkiye'nin mimarı, bunun yanı sıra, the Oxtline of History'nin İslâmiyetin evrensel bir çağrı olmaktan ziyade Mekke ve Medine toplumlarının geleneklerine uygun bir inanç biçimi olduğu tezini önemli bulmuştur.” 353 Bu, kendisinin, Arapların, İslâmiyeti diğer kavimleri yönetmek için araçsallaştırdığını savunan yaklaşımını da destekleyen bir yorumdur.
Sayfa 485Kitabı okudu
Reklam
234 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.