Türk ulusunun izlemesi gereken siyasi ilke: Ulusal siyaset
Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele ve çarpışma demektir. Hayatta başarı, mutlaka mücadelede başarıyla mümkündür. Bu da, manevi ve maddi kuvvete, güce dayanır bir durumdur. Bir de insanların uğraştığı bütün sorunlar, karşılaştığı bütün tehlikeler, elde ettiği başarılar, toplumsal, genel bir mücadelenin dalgaları içinde doğagelmiştir. Doğu uluslarının Batı uluslarına saldırısı, tarihin belli başlı bir evresidir. Doğu ulusları arasında, Türklerin başta geldiği ve en kuvvetli olduğu bilinmektedir. Gerçekten Türkler, İslamiyet'ten önce ve sonra Avrupa içerisine girmişler, saldırılar ve istilalar yapmışlardır.Batı'ya saldırılar, yayılmalar yapmışlardır. Batı'ya saldıran ve İspanya'da Fransa sınırlarına kadar yayılan Araplar da vardır. Fakat efendiler, her saldırıya karşı sürekli karşı saldırı düşünmek gerekir. Karşı saldırı olasılığını düşünmeden ve ona karşı güvenilir önlem bulmadan hareket edenlerin sonu, yenilmek ve bozguna uğramaktır, yok olmaktır.
Sayfa 296 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal, komünist propaganda ve kışkırtmaları kontrol altına almak için yakın arkadaşlarına Resmi Komünist Fırkası'nı kurdurmuştur. "Allah'ın inayetiyle" kurulduğu ilan edilen bu fırka, başlangıçta açıkladığı beyannamesinde, komünizm, İslamiyet ve milliyetçilik esaslarını birleştiren bir görüşü benimsediğini açıklamış ise de esasında "Türk milletinin vahdetini korumak için alınmış bir tedbir" olmuştur.
Sayfa 239
Reklam
Necip Fazıl'ın Büyük Doğu makalesinden
Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarası'nda "Türkler'in istiklalini ne için tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevab: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz." Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk Milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır. Artık bunun üzerine herşey apaçık anlaşılıyor değil mi?.. .
Anayasaya eklenen iki yeni maddeyle İslamiyet resmi din ve Türkçe resmi dil olarak belirtiliyordu. Mustafa Kemal (daha sonraları resmi dinden söz etmenin 'lüzumsuz' (72) olduğunu ama o tarihte taktik açısından gerekli bulunduğunu açıklayacaktı.
26.02.1920 Amerikalı Gazeteci Streit'le Mülakat
Bizim dinimiz Islamiyetir. İslamiyet, doğmatik kısmı dışında nazara alınırsa, en geniş anlamıyla hoşgörü temeline dayanan "sosyo-politik" bir sistemden başka bir şey değildir. Ve ferdiyetçilik ile komünizm arasında orta bir yol teşkil etmektedir.
Sayfa 119 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
İslâm dünyası ve manevî kuvvet
Bittabi selamet ve kurtuluş için yegane kaynak İslam aleminin kuvvetleri olmuştu. İslamiyet alemi, birçok bakımdan milletimizle devletimizin bağımsızlığıyla yakından ve fevkalade bir surette alaka ve dini bağlılığı olmakla ve bu vecihle bütün İslam aleminin mânen bize yardımcı ve destek olduğunu zaten kabul ediyoruz. Düşmanların maddi kuvvetleri karşısında biz de bu manevi kuvvetlerin maddi tecelliyatına gelmek zaruretindeydik. Dolayısıyla evvelâ sınırımızda temasta bulunan bölgedeki dindaşlarımızla temasa gelmek lazım geldi. Ondan sonra Doğu'da Kafkasya İslam milletleri ve Batı'da Batı Trakya; bunların hepsiyle muhtelif surette münasebetlere girişmiş bulunuyoruz.
Sayfa 105 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
159 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.