Nihâi Vesika
Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır." Artık bunun üzerine herşey ap açık anlaşılıyor, değil mi?..
Mustafa Kemal.... 1. Müslüman'ız. Müslümanlığı reddetmiyoruz. 2. Fakat tarih gösteriyor ki, din siyaset vasıtası yapılarak menfaat ve ihtiraslara alet edilmiştir. 3. İnanç ve vicdanımıza ait kutsal duygularımız, böyle ihtiraslara alet edilmemelidir.Onu bu durumdan kurtarmak vazifemizdir.... Mustafa Kemal bu din görüşünde, 1890-1914 arasında Türk eğitiminde laikleşme ve aydınlanma çağının İslamiyet görüşünü benimsemiş ve uygulamaya koymuştur. 19. yüzyılda İslam dünyasında İslamiyet'in nass denilen temel kaynaklarına, Kur'an ve hadise inerek hurafelerden arınmış saf bir İslamiyet anlayışı, özellikle Seleffiye ve İslah(Reform) hareketleriyle ortaya çıkmış, II. Abdülhamid devrinde bu akımlar etkili olmuştur ( Cemaleddin Afgani 1838-1897) 1908 İttihad ve Terakki döneminde din ve devlet işlerinin ayrımı fikri güçlenmiştir.... Mustafa Kemal'e göre İslam dini her şeyden önce akla, mantığa dayanan tabii bir dindir. Onun içindir ki, insanlık için son din olmuştur( 1922 ve 1923'teki beyanları).
Sayfa 187 - Timaş
Reklam
Büyük Doğu'nun yirmidokuzuncu sayısında; "Lozan'ın İçyüzü" diye yazılan makaleden: İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en manidar sözünü söyledi. Dedi ki: "Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulus birliği etmiş olur ve Hristiyan dünyasının hürmet ve
Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarası'nda "Türkler'in istiklalini ne için tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevab: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz." Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk Milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır.
Sayfa 32
Ulus egemenliği anlayışı, imparatorluktan cumhuriyete, ümmetten ulusa, tebaadan vatandaşa geçen süreçte bir tür manivela görevi görmüştür. Ancak Ahmet Yıldız’ın da ifade ettiği gibi, ferdin devlet karşısındaki konumlandırılması ve haklarının korunması bağlamında, halkın eğitilmesi gerekliliği üzerine kurulu, müdahaleye açık, etno-politik bir ulus
Sayfa 144Kitabı okudu
İnsanlar konuları, kavramlar ve tanımlarla algılamakta ve düşünmektedirler. Bu nedenle Kur’an kavramlarının Allah tarafından nasıl tanımlandığı Kur’an’dan çıkarılarak insanlığa sunulursa, insanlar Kur’an mantığına göre düşünmeğe başlarlar. Allah’ın Elçisi Muhammed (a.s) ve ilk dört halife döneminden hemen sonra Kur’an kavramları “ilahî tanımlamalarından” uzaklaştırılmak amacıyla içleri boşaltılarak özünden saptırılmış yeni anlamlar bu sözcüklere yüklenmeye başlanmıştır. Günümüze değin sürdürülen bu çalışmalarla “indirilen din” dışında daha farklı yeni bir din yani “uydurulan din” ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu suretle insanlar dıştan gelen bu yabancı kalıplar içinde İslamiyet’i anlamak eksenine çekilmiştir. İnsanlar “Allah ile Aldatılmış” ancak farkına varamadıkları için de kendilerini “uydurulan dinin” kucağında gerçekten Müslüman zannı ile yaşaya gelmişlerdir.
Sayfa 104 - Togan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
231 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.