"Tarihselcilere, Mealcilere, İndirilen Dincilere Reddiye..."
- " İsrail ordusuna konuşan bir haham, “Kur’an en büyük düşmanımızdır. O, Müslümanların elinde olduğu müddetçe onlarla anlaşmamız nasıl mümkün olabilir ki?” demişti. Geçen asrın başlarında Libya’yı işgale hazırlanan İtalyan askerleri de marş söylerken, “Lanetli bir topluluğu yok etmek, Kur’an’ı ortadan kaldırmak için gidiyoruz” diyordu.
"Kur'an Uydurmadır! Diyen Oryantalistleri Tasdik Eden, M. Öztürk'e Cevap...
- " (...)Allah Rasûlü , etrafı dağlarla çevrili bir beldede Mekke’de Dünyaya geldi. O doğduğunda insanlar ne Roma okullarını, ne Yunan filozoflarını, ne de Hind felsefesini biliyordu. Kâbe’den dolayı Arap Yarımadası’nın çekim merkezi olan Mekke’de okur-yazar olanların sayısı on yediydi. Tevrat ve İncil İbranice olduğundan ümmî olan halk doğal
Hüküm Kitap
Reklam
Mustafa ÖZTÜRK Hocadan
Daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yeni makale: Ölülerin Ardından Dua ve İstiğfar Niyetiyle Kur’an Okumanın Meşru Olup Olmadığı Meselesi Giriş Kur’an-ı Kerim’in hem dua, niyaz maksadıyla ve hem de uhrevi âleme göçmüş müminler için Allah’tan af/mağfiret talebinde bulunmak ve aynı zamanda sevap bağışlamak amacıyla tatavvu kabilinden okunmasının meşru olup olmadığı, müctehid imamlar döneminden itibaren İslam’ın geleneğinde tartışılan bir konudur. Bu konunun günümüzde de zaman zaman tartışmaya açıldığı malumdur. İşte bu makalede bilhassa ölülerin ardından sevap bağışlama niyetiyle Kur’an okunmasının meşru olup olmadığı konusu iki farklı görüş açısından ele alınıp değerlendirilecek ve her iki görüşün delilleri objektif bir yaklaşımla zikredilecek, değerlendirme ve sonuç kısmında ise söz konusu görüşleri de dikkate alan bir kanaat belirtilecektir. Başka bir ifadeyle, bu çalışma, Kur’an’ın dua ve sevap niyetiyle okunmasının temel dinî kaynaklar ve referanslar açısından meşru olup olmadığı konusunu ele almayı ve klasik dinî literatürdeki farklı görüşleri dikkate alarak tartışmayı amaçlamaktadır. Ancak bu tartışmada, iki farklı görüşten birini sahiplenip karşıt görüşü değersizleştirmek gibi bir peşin hükme tabi olunmayacak, bilakis anlayıcı bir yaklaşımla her iki görüşün de delilleri ortaya konulup sağlıklı bir sonuca ulaşma hedefi ön planda tutulacaktır.