Bekàyı isteyen bir kalbe, firâk, çendan bir sâniye de olsa, seneler kadar tahribât yapar. Çünkü hadsiz firâkları ihtar eder. Maddî ve süflî muhabbetler için bütün mâzi ve müstakbel firâkla doludur.
Eleştiriden korkmuyorum, çünkü eleştirinin kendisi eleştirilecek durumda. Sadece akıllı ve erdemli olduğunda ayaklarını kesinlikle sağlam bir kaideye basarsın. Sokrat değilse Diyojen ya da her ikisi birden, işte benim insanlık içindeki müstakbel rolüm bu.
Başarılı fahişeler, yerel halkın cinsel becerilerini detaylıca biliyorlardı. Hatta bazıları bu bilginin değerini kavramış ve paraya çevirmişti. Londralı bir fahişe, evlenmeyi düşünen kızlara müstakbel kocalarının cinsel açıdan güçlü ve zayıf yanları konusunda danışmanlık yapıyordu.
John Burgess Wilson, 25 Şubat 1917 Pazar günü Harpurhey, Manchester'da doğdu. Annesi Elizabeth Burgess, Glasgow ve Manchester'daki müzikhol sahnesinde şarkıcı ve dansçıydı. Babası Joseph Wilson, Birinci Dünya Savaşı'nda Ordu Ödemeli Birliklerine katılmadan önce müzik salonlarında
Muhteşem..
Kitap "Style" lakabına sahip Neil Strauss'un kadın avcıları topluluğu ile tanışmasını ve kendisini bir kadın avcısı olarak yetiştirmesini konu alan otobiyografi. Style bunu yaparken en önemli kadın avcılarından olan Mystery (Erik Von Markovik), David DeAngelo, Ross
Cüceloğlu'nu, vefatından evvel dinler ve takip ederdim. Lakin hiçbir kitabını okumadığımı düşünerek "Kıvanç"ın da tavsiyesiyle -Kıvanç, benim tiyatroda ısırdığım kızdır- okumaya başladım. Haricinde kitabın bana yoldaş ve ilaç olmasını umdum...
Umduğumu buldum mu? Büyük oranda
Deneme, deneme, bir, iki, üç.
Ve işte itiraf ediyorum.
Son duam bu.
Hikayem. Büyüm.
Duy beni. Gör beni. Hatırla beni.
Sevgili Manyak.
Beceriksiz Mesih.
Müstakbel Aşık. Tanrı'ya Teslim Oldu.
Burun üstü çakılan bir uçağın kokpitinde hapisim ve Avustralya anakarasının sarı düzlükleri hızla bana doğru geliyor.
Ve istediğim halde değiştiremediğim o kadar çok şey var ki.
Her şey bitti. Artık her şey bir hikayeden ibaret.
Zevcem olacak meçhul insan etrafında, senelerden beri türlü hayaller kurmuş ve tahminler yapmıştım. "Kim bu kadın? derdim; elbette, şimdi, o da benim gibi yeryüzündedir, hatta fazla bir ihtimal ile Türkiye'dedir ve daha fazla bir ihtimal ile İstanbul'dadır. O da benimle bahtını ve hayatını birleştireceğini bilmeden, kendi kendine müstakbel zevcinin kim olabileceğini sorup duruyor. Nasıl bir tesadüf, nasıl bir hadise veya mecburiyet, hangi yollarda, nerde ve ne zaman bu iki insanı karşılaştıracak, tanıştıracak ve birbirine yaklaştıracak?
İnsan, kelimenin izini sürünce onda derinleşiyor. Evliliğin ne olmadığı kelimenin hakikatine yaklaştıkça daha iyi anlaşılıyor. Öyleyse birine, "benimle evlenir misin?" dediğinizde, 'evim olur musun?', 'sığınağım olur musun?', 'sana si- ğınabilir miyim?'; 'ev'in özüne öz diyarına yoldaşım, yolumu kolay- laştıranım olur musun?' demiş olmuyor muyuz?
Şimdi soruyu tekrar edip soluklanalım: Müstakbel Ev Nerede?.
Çin, insan hayatının gözetimi, ölçümü ve yönetimi ile uğraşan farklı bir modern devlet örneği sunmaktadır. 1911'de Qing hanedanının düşüşünden sonra, Çin siyasi olarak parçalanmış ve az çok devam eden bir iç savaş durumundadır. Çin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Komünist Parti'nin