Not
Evet, iktisat bölümü lisans bitiren biri serbest muhasebecilik yapabilir. Ancak bunun için bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır¹: - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) olmak için SMMM Staj Eğitimi Yönetmeliği'ne göre 3 yıllık staj süresini tamamlamak. - Staj süresi boyunca SMMM Staj Eğitimi Programı'na katılmak ve ara dönem değerlendirmelerinden başarıyla geçmek. - Staj süresi sonunda SMMM Yeterlilik Sınavı'na girmek ve başarılı olmak. Bu şartları sağlayan iktisat bölümü mezunları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ruhsatnamesi alarak kendi bürolarını açabilir veya başka bir SMMM'nin yanında çalışabilirler. Serbest muhasebeciler, özel veya resmi kurumların ekonomik açıdan tüm defter kayıtlarını tutan, kar ve zarar, bilanço ve beyanname gibi tüm işlerini yerine getiren kimselerdir².
Dengeli mütavazılık, huzur verir.
Reklam
Bilesin ki kalp bir kale gibidir, şeytan da oraya girip onu ele geçirmek,fethetmek isteyen bir düşman.Kaleyi düşmana karşı savunmak için onun kapılarından giriş yerlerinde ve gidiklerinde nöbetçi bulundurmak gerekir.Bu nobetcillik ve muhafızlik görevini kaleyi iyice tanımlayanlar başaramaz "
Sevdiğim adama yazdıklarımdan minicik bir kesit
"İki yabancı bile daha yakın birbirine çünkü tanışabilirler ama çoktan tanışıp birbirini yitirenlerin mesafeleri neyle aşılabilir?" Bugün onun doğum günü ve biz ayrılalı on ay geçti. Onu rahatsız etmekten korktuğum için sessiz sedasız onu anıyorum. Bu yüzden buraya da ondan bir şey eklemek istedim. Güncelleme: Bir kitapta bir söz okudum ve bu gerçekten görmezden gelinemez bir işaret gibiydi. Bir şeye niyet ettim olursa yazacak olmazsa yazmayacaktım ve niyet ettiğim şey oldu. Birkaç dostuma da danışıp yazdım ona ve bir buçuk yıldır sevdiğim adamı o gün yeni tanıdım. Toz konduramadığım insana gelen tozlar gözlerime kaçmış olmalıydı. Bu nasıl bir körlüktü. Yine de ne benim ne onun suçu vardı. Ben onu kendim gibi sanmış, farklı görmüştüm. O bana farklı olmadığını söylemiş, ben bunu mütavazılık sanmıştım. Ben onun yolunun üstünden geçen diğer yolculardan farksızdım ama yine de bir fark vardı ki ben onu gönülden sevmiştim. Şimdi de seviyorum ama sevgim şekil değiştirdi. Artık onu tanımadığım bir insanı sever gibi seviyorum, sadece bir can olduğu, bir insan olduğu için seviyorum. Diğerlerinden bir farkı yok artık. Yüreğimde farklı bir yeri yok. Ne garip, daha dün kalbinde bambaşka bir yere sahip olan bir insanın bugün diğerlerinden hiçbir farkı olmaması. Daha net anladım ki birini seviyorsam onu gözümde farklı kılan benim ona verdiğim değer, onu görme şeklimdir. Yoksa hepimiz etten kemikteniz.
Yaptığı hiçbir işin hakkını vermeyen, adamlıktan nasipsiz sallabaşların adamdan sayılmasına imkân tanıdığı için Atatürk ölmedi, ölemedi. Atatürk’e can pompalayabilme gayesiyle “Atatürk yaşasaydı Refah Partili olurdu” diyenler de ülkemiz ahalisi içinden çıktı. Simasına resmiyetin ve kanunların mutlak desteği sebebiyle rozetlerden, pullardan, paralardan aşina olduğumuz Atatürk 1938’den bu güne neden ölmedi? Çünkü Atatürk’ün canlı kalıp bir sandık veya kutunun kapağında oturması gerekiyor. Atatürk ölürse sandığa tıkılmış ne varsa taşar tehlikesini hissedenler var. Atatürk canlı kaldığı sürece kimsenin gücü bazı gizli kapakları kaldırıp millete ayna dağıtmağa yetmez. O mahut kapaklar Türkiye içinde ve dışında sayısı belki milyonlara varan insanın servetine, itibarına, iktidarına muhafızlık ediyor. Onlar servetlerine, itibarlarına, iktidarlarına sahip çıktığı müddetçe Atatürk ölemez.
İsmet Özel
İsmet Özel
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.