Bir Hasan Ali Toptaş okuma serüvenim daha bitti maalesef. Okudukça, okuyacak daha az kitabı kalması üzüyor beni. Hasan Ali Toptaş, okurken kendimi başka yerlerde bulduğum, bazen kahramanlarının yerine kendimi koyduğum, bazen de cümlelerinin peşine takılıp bilinmeze ve karanlığa sürüklenerek kurtulmaya çalıştığım bir yazar. Kelimelerin ve
Açıkcası pek bir umudum yoktu bu kitaba dair. Kapak tasarımını pek beğenmemiştim çünkü kapağında insan odaklı olan kitaplar hoşuma gitmiyor pek. Tabii istisnalarda olabiliyor,çok beğendiysem alıyorum. İlk olarak okuduğum melek veya öteki dünyayla dünyamız arasındaki ilişkiyi anlatan ilk kitap olduğu için,bu tür içinde başarılı olup olmadığı
Sen benim
Onyedi yaşımsın, deli çağımsın
Sen benim
Ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım
İlk aldanışımsın
Sen benim
İlk ütülü beyaz gömleğim
Sen benim 17 yaşımsın
Deli çağımsın
Sen benim ayakkabımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü gömleğim
İlk şiirim,ilk kavgam, yaşamı ilk fark edişimsin.
Sen benim 17 yaşımsın…
Yazlık sinemanın kapısında, saçları taralı bir oğlan
Cebimde iki gazoz parası,
Gönlüne tarifsiz
Herkesin bir siyasi düşüncesi vardır. Bende uyandırdığınız izlenime göre sizin de siyasi bir görüşünüz var. Bana kalırsa, ulusal muhafızlık kurumunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Birliğimde çavuştum ve inanın çok keyifliydi.