Muammer ağabeyimiz, onun için ne desem laf-ı güzaf olur aslında. Davasına aşkla bağlı bir mücahid olur kendisi. Makamın-mevkiinin, koltuk sevdasının ve paranın esir alamadığı nadir insanlardandır.
Hal bahsettiğim gibi olunca Muammer ağabeyde bize efsane tespitlerle geliyor elbette. Kitap çok şahane. İçinde kendinizi bulacağınız, "Vaaay be, bu iş böyle miymiş? Eee peki ben bunu neden fark edemedim?" cümlelerini sık sık kuracağınız efsane bir kitap.
Evet... Neden bizim bu kafada olmadığımızı ben söyleyeyim sizlere. Kitap "sisteme entegre olmak" düşüncesi üzerinden yazılmış olup, yüzünüze tokat gibi inme niteliği taşır. Gerçeklerden, bize kurulan oyunlardan, arkamızdan dönen dolaplardan ve yatırıldığımız kış uykumuzdan haberdar olmak istemeyen sevgili vatandaşlarımızın kitabın 5 metre yakınına yaklaşmamaları önemle rica olunur.
Derseniz ki "Eee Nur, amma da uzattın, sadede gel," Sadede koşar adım gidelim; şiddetle tavsiyemdir efendim, Keyifli okumalar dilerim...
Eseri okurken o kadar duygulandım ve o kadar canım acıdı ki.. Hep derinlerde eksikliğini hissedip ‘’bu değil, farkımız olmalı ama bizim her şeyimiz yediklerimiz, içtiklerimiz, kavramlarımız, izleyip/dinlediklerimiz, giydiklerimiz, sancısını çekip dert bildiklerimiz, peşinden koştuklarımız, gündemimiz; kafir olanla da, imansız olup davası olmayanla
İşim nedeniyle kendimi yüzde yüz evime veremiyorum, evim nedeniyle kendimi yüzde yüz işime veremiyorum ve ikisinin de alarm verdiği bu gibi zamanlardan korkarak yaşıyorum.
Selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh ben yeni kullanmaya başladım bu 'calisan kadının ic halleri' başlığını nasıl kalin puntoyla yazdığınız acaba?