7 Mart 1999
25 sene önce bugünlerde, sinema dünyasının en iyi yönetmenlerinden biri olan Stanley Kubrick vefat etti.
Kubrick, 
Stephen King'in " 
Medyum" isimli romanını sinemaya uyarlamış ve resmen bir şaheser ortaya çıkarmıştı.
Filmin başrol kadın oyuncusu Shelley Duvall, 41 yıl sonra filmin sahnelerini tekrar izlediğinde eski günleri
Dikkat Sürprizkaçıran (Spoiler) içerir :)
Başka Zaman Kütüphaneleri kitabının harika tasarlanmış kapağı için 
Harun Tan 'ı tebrik ediyorum. Görür görmez beni almalısın dedirtiyor. Kategori olarak post-modern roman mı hikaye mi okuyucular karar versin. Kapağına "Roman" yazılmış ancak bence roman olmaktan çok uzak. "9.Sınıf Roman Türleri ve
Reklam içermezse olmaz. :)
Kitabın her cümlesi öylesine etkileyici ki 1 kere okudum ama tekrar okuyacağım. Çocuk kitabı olduğuna bakmayın, her yaştan kişinin okuyabileceği müthiş bir kitap. Bugüne kadar okuduklarım arasında her cümlesini alıntı yapmak istediğim tek kitaptı. Çok faydalı olacağına inanıyorum ve herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Mutlu, bol kitaplı ve kahveli günler dilerim.
Çocuk, Köstebek, Tilki ve At
Saçma ama gerçek
kendi kendimizin reklam yüzü olmak istersek de, kaç TL idi, hemen oluyor anladığım kadarıyla...fakat, üstünde reklam yazan ve habire karşıma çıkan üyelere gıcık oluyorum! bence reklam işe yaramıyor, en azından benim tarafımda burada bir karşılığı yok..niye yazdım şimdi bunu bilemiyorum!
aslında beynimde ne kadar kıskanç bir beyaz yaka olduğum gerçeği dönüp duruyor, pazartesi gününü düşünüyorum..jung'un tabiriyle gölge tarafımda müthiş bir kıskançlık ve insanlar üzerinde güç sahibi olmak isteği var ve/fakat manipülasyon konusunda zayıfım..bence her başarılı yöneticinin içinde kocaman bir manipülatör var! kıskançlık çok kötü bir şey yaaa, vallahi içim içimi yiyor son 3 gündür! bahse konu kıskançlık başarı ve statü üzerine, çekememezlik tarzında! kimsenin ayağını da kaydıramadığım için, içim içimi yiyor!
reklamdan buraya nasıl geldim bilmiyorum!
bir de dün yazdım ve sildim; dsg şanzıman mekatronik arıza verdi, önermiyorum, almayın dsg li araba!
176 syf.
6/10 puan verdi
Her gün bir bilgi yağmuruna tutuluyoruz: makyajlı ergen kızların kadın
kılığına girerek ebedî güzellik vaat eden mucizevi güzellik ürünlerini sundukları reklam afişleri;
evlilik yıldönümlerini kutlamak için Everest’e tırmanan ihtiyar bir çift; yeni model masaj aletlerinin
ilanları; zayıflama ürünleriyle dolup taşan eczane vitrinleri; hayatı olduğundan farklı gösteren filmler;
müthiş sonuçlar vaat eden kitaplar; kariyerde yükselmek ya da iç huzuru bulmak konusunda insanlara
öğütler veren uzmanlar. Bütün bunlar yüzünden kendimizi yaşlı hissediyoruz, maceradan yoksun
yaşamlar sürüyoruz, bu esnada cildimiz pörsüyor, fazla kilolar kontrolsüzce birikmeye başlıyor,
Sayfa 34Kitabı okudu
İyi de ne zaman? :'(
"Düşünebiliyor musunuz," dedi Bay Wonka, "bunu tüm ülkede uygulamaya başladığım zaman... siz evde oturmuş televizyon seyrederken birden ekranda bir reklam belirecek ve bir ses şöyle diyecek: WONKA'NIN ÇİKOLATALARINI YİYEN PİŞMAN OLMAZ! WONKA'NIN ÇİKOLATALARI DÜNYANIN EN İYİ ÇİKOLATALARIDIR! BİZE İNANMIYORSANIZ, BUYRUN KARARI KENDİNİZ VERİN! ŞİMDİ! Ve elinizi uzatıp ekrandan bir çikolata alacaksınız! Nasıl ama, müthiş, değil mi?"
Sayfa 174 - Can ÇocukKitabı okudu
Bankadaki Kadın
1993 yılının Kasım ayında Makedonya'nın Üsküp kentinde dolaşırken attığım her adımda ayağımın altında eziien Sonbahar yapraklarının sesini unutamam. Kent sokaklarında değil de, sanki bir parkta geziniyordum. Sosyalizm, parkın içine kurulmuş bir kent bırakmıştı geride!..
Sosyalist ülkeleri görenler yeşillikler içindeki kentlere tanık
Sayfa 117 - Çınar Yayınları, 8. Basım İstanbul, Mayıs 2002Kitabı okudu
Dünya üzerinde müthiş bir sayı üstünlüğüne sahibiz. Bu çok büyük bir avantajdır. Eğer reklam ve propagandaya, eğilim ve haberleşmeye hakim olursak zor oyunu bozacak ve bize zulmeden, insafsız, bencil, mutlu ve putlu azınlığın saltanatından kurtulacağız.
Sayfa 275 - Seha Neşriyat, 1992 İstanbulKitabı okudu
136 syf.
·
Puan vermedi
Farklı hayatlardan farklı öyküleri önümüze getirmiş yazar. Yaşanmışlık kokuyor öyküler.
Hayat, yazmak, okumak gibi pencerelerden bakmış. Harika cümleler, müthiş betimlemeler, üzerinde uzun uzun düşündüğüm yerler oldu. Tabi altını çizdiğim bir çok satır.
Yazarın özellikle okur-yazar ilişkisi üzerine verdiği örnekler çarpıcıydı. Evet yazar okuru tanımıyordu ama okurun kurduğu sımsıkı bağı başka bir hikayede karşımıza çıkarırken öncesinden aradaki kopukluğa dikkat çekiyordu. Eseri hiç okumamış ama imza bekleyen kalabalığın içini okuyordu adeta. Haklıydı.
Satış oranlarına göre değer biçiliyordu kitaplara. İmza günleri kitap çıkar çıkmaz reklam için yapılıyordu. Halbuki önce kitap okunmalıydı.
Hikaye arayanlarda bambaşka bir dünyaydı. Yine yazmak üzerine ele alınan öyküler. Çok çok güzeldi.
Görüyorum ki Fatma Barbarosoğlu burada pek tanınmıyor. İsterim ki sizlerde tanıyın, okuyun. Yazarın eleştirisi gibi diyeceğim bir kitabın iyi olması için illaki yıllanması mı gerekiyor.!? Daha önce bir kaç eserini daha okuduğum Barbarosoğlu'nun derin bir kalemi var. Tekrar okunacaklara eklendiğim kitaplardan biri oldu.
Tanısanız sizde çok seversiniz. Tavsiyemdir. Kitaplarla kalın.
Fatma Barbarosoğlu
Acı Deniz
