Merhaba arkadaşlar,
Düzenli okuma imkanı bulamıyorum diyorsanız bu kitaba hiç dokunmayın. Neden diye soracak olursanız kitaplardan sıkılabilir'siniz.
Öncelikle kitap dar bir alanda yaşanıyor. Siz '12 kızgın adam' filmi izlediniz mi 12 kişilik bir salondan film gerçekleşir. ( İzlemedim diyorsanız mutlaka izleyin bakış açısını değiştirecektir)
Kitap gerçekçiliği yeniden anlamlar yükleyerek 'yeniden yaratma' peşindedir. İnsan biraz düşünür, geçmişte onca hata onca yanlış yapmamak adına bir daha yeni yeniden kendini yaratır.
50 yaşındasınız ve eşinizle sorunlar yaşıyorsunuz. Sonra düşünüyorsunuz neden ben bu kadınla evlendim. Veya sürekli özen gösterdiğiniz bir konu yıllar sonra ben neden buna önem gösterdim diye düşünmeye başlıyorsunuz. Bu kitap tam olarak bu yönde gelişim gösterir.
Yıllardır yaptığı gibi, sevdiği bir eseri (Henrik Ibsen’in Yaban Ördeği’ni) bir sınıf dolusu ilgisiz lise öğrencisine heyecanla yorumlamaya başlar. Ne var ki görünüşte küçük bir olay hiç beklenmedik bir krizi tetikleyecek, Elias’ın hayatında derin izler bırakmış bir dostluğun hatırasına dönmesine, evliliğini, kendisini ve içinde yaşadığı toplumu sorgulamasına yol açacaktır.
.
Mahcubiyet ve Haysiyet, yükte hafif pahada ağır, dili ve atmosferiyle akılda yer eden, okuyanların tekrar tekrar dönmek isteyeceği o özel romanlardan. “Bütünüyle hipnotize edici, bütünüyle insancıl bir yazar.”