İlk Cemre
Benim var ya, herkesin de kendine özgü cemresi vardır diye düşünüyorum. Bazılarının belki henüz düşmemiş sandığı, bazılarının bildiği, beklediğini bulduğu. Her güvenişin ardından, insancıl hayal kırıklığı yaşamadan. O, bunu nasıl yapar duygusunu yutkunmadan. Ne düşmek ne de kimsenin düşmelerini seyretmeden. Elimizin yettiği kadar yeri düzeltip, nefesimizin yettiği kadar dua ekleyerek, yaşanan tüm sıkıntılı anlara derman, yaralara şifa niyetiyle eksik yanlarımızın son bulduğu.. Umarım ilk cemre sabahında güneş doğduğu andan itibaren aldığımız her nefeste şükredecek sayısız güzel anlarımız ile birlikte; Düşüşünden tek mutlu olacağımız şey de cemre'ler olsun.. youtu.be/v47y4yjW8ag
Sevgi... Nedir sevgi? Tadına doyamadığımız yemek mi? Hasretini çektiğimiz vatan mı? Çocuklarına bütün sevgisini veren ebeveyinler, ben dahil...Gerçekten anlıyor muyuz onları? Ulaşabiliyor muyuz onların dünyasına? Eğer cevabınız "evet" olursa..daha detaylı düşünün derim. Uslu çocuğumuz var. Konuşuyor muyuz onunla yeterince? Anlatıyor mu, yada anlatabiliyor mu acısını, tatlısını bize? Bir de geçmişimize gidelim. Kendi çocukluğumuzla karşılaşalım. Mutlu anlarımız, üzgün anılarımız...Kim vardı yanımızda? Yada var mıydı olması gerekenler? Bizi şu halimizle şekillendirenler mi daha mutluydu, biz mi? Hadi bir de en üzgün, yalnız, kimsesiz anımızı çıkaralım belleğimizden. O an ne düşünüyorduk? O anı tekrar gözden geçirelim. Biz bize sarılalım, şuankı benimizle çocuk benimize sarılalım, "yalnız değilsin", "artık ben varım, beraber aşacağız!" diyelim. İşte bunu yaparsak belki, ama belki anlarız çocuklarımızı. Neden hırçınlar? Nerede yanlış yaptık? Acaba yeterince yanında olabiliyor muyuz? Ben bu soruları veriyorum kendime. Onlar bunu anlamasa da, bazen sinirli, bazen çekilmez, bazen huysuz olabiliyorum, ben bile bana dayanamıyorum bazen. İletişim kurmak için çabalarken doğru adımı atmayan benimdir belki... Sahiplenelim, lütfen, çocuklarımızın bize yansıtmadıkları, yansıtamadıkları yanlarını görmeye çalışalım. Kırgın, üzgün, incinmiş çocuklar bazen bizi üzmemek için "her şey yolunda" mesajı verebilir. Aldanmayalım. Bu gün bizden alamadıkları sevgini yarın yaralar alacakları yerde ararlar....
Kitabsever
Kitabsever
Reklam
En üzücü en mutlu anlarımız da geçti, hiçbir şey kalıcı değil.
Mutluluk yaşanmaz, hatırlanır diye bir cümle okumuştum gerçekten çok doğru yaşarken farkında olmayız hiçbir zaman mutlu olduğumuzun seneler sonra bir gün alelade bir anda burnumuzun direği sızlar ve o ana gider zihnimiz , senle ne çok güzel mutlu anlarımız varmış baba ..
"...anılar ölmüş değil, yalnızca uykuda."
... umut­suz dönemlerimizin yanı sıra mutlu anlarımız da var, yüreğimizin, ruhumu­zun neşeyle dolduğu, sabahları cıvıl cıvıl ötmekten kendini alamayan tarla kuşu gibi coştuğumuz.. Ruhumuz kimi kez sıkışsa, korkulara kapılsa bile... Sevdiğimiz herkesin, her şeyin anısı olduğu gibi duruyor ve yaşamımızın akşamında yeniden uyanıyor... Evet anılar ölmüş değil, yalnızca uykuda. Ve bunlardan bir hazine toparlamak hiç de kötü değil. ....
104 syf.
10/10 puan verdi
insanın kaderi kendisidir. benim kaderden anladığım şey, duygu, istek ya da arzuların olumluluk-olumsuzluk, iyi-kötü, imkanlılık-imkansızlık gibi bir çok ikilem içerisinde gerçekleşen çatışmayla ortaya çıkan ve insanın bunda son belirleyici olduğu ve açılan bu yolda yürümesi meselesidir. Nietzsche de çatışmalardan doğan bu yolu yürürken
Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche
Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - NietzscheTaner Şanlıoğlu · Destek Yayınları · 20202,739 okunma
Reklam
Umutsuz dönemlerimizin yanı sıra mutlu anlarımız da var, yüreğimizin, ruhumuzun neşeyle dolduğu, sabahları cıvıl cıvıl ötmekten kendini alamayan tarlakuşu gibi coştuğumuz... Ruhumuz kimi kez sıkışsa, korkulara kapılsa bile... Sevdiğimiz herkesin, her şeyin anısı olduğu gibi duruyor ve yaşamımızın akşamında yeniden uyanıyor... Evet anılar ölmüş değil, yalnızca uykuda. Ve bunlardan bir hazine toparlamak hiç de kötü değil.
Sayfa 27 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Aersen’in naaşının yanında durduğum sırada, ölümün dinginliği, vaka­rı, görkemli sessizliği biz yaşayanlara kıyasla öylesine üstündü ki, hepimiz kızının büyük bir yalınlıkla söylediği şu sözlerin doğruluğunu içimizde duy­duk: “Yaşamın ağır yükünden kurtuldu, bizlerse katlanmaya devam etmek zorundayız.” Yine de o eski yaşamımıza öylesine bağlıyız ki.. Çünkü umut­suz dönemlerimizin yanı sıra mutlu anlarımız da var, yüreğimizin, ruhumu­zun neşeyle dolduğu, sabahları cıvıl cıvıl ötmekten kendini alamayan tarlakuşu gibi coştuğumuz.. Ruhumuz kimi kez sıkışsa, korkulara kapılsa bile... Sevdiğimiz herkesin, her şeyin anısı olduğu gibi duruyor ve yaşamımızın akşamında yeniden uyanıyor.. Evet anılar ölmüş değil, yalnızca uykuda. Ve bunlardan bir hazine toparlamak hiç de kötü değil.
404 syf.
·
Puan vermedi
ELİMİZİN HAMURUYLA TÜFEK TUTTUK!
"Savaşı erkekler yapardı. Erkekler (erkeklerin çoğu) savaştan hoşlanırlardı, çünkü erkeklerin gözünde "savaşmakta bir şan, bir zorunluluk, bir tatmin" vardı, oysa kadınlar (kadınların çoğu) böylesi duyguları hiç hissetmezler ya da savaştan hiç hazzetmezlerdi." -
Başkalarının Acısına Bakmak
Başkalarının Acısına Bakmak
-
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın YüzündeSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Yayınları · 20161,051 okunma
..En çok anneanneye ağlarız. O bizim çocukluğumuzdur. Mutlu anlarımız, renkli şekerlerimiz, azarlamalara karşı önümüzde duran yumuşacık kalkanımız, 99'luk tespihinde dönen bin bir türlü duamız, masallarımızdır anneannemiz. Anlatığı dev babadan kaçıp eteğine, yeleğine saklandığımız, sığındığımız o efsunlu kokusuyla elbette en çok ağladığımız olmayı hak etmiştir anneannelerimiz...
Reklam
En mutlu anlarımız en plansız yaşadığımız anlar sanırım. 😊
24 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sevginin eşsiz gücü
Yolumuzu kaybetmişsek, gözlerimizi kapatıp düşlediğimiz en mutlu anlarımız, yolumuzu aydınlatacaktır. Çocukların sosyo-duygusal gelişim alanına yönelik kazanımları hedefleyen, inanılmaz güzel çizimlere sahip sıcacık bir kitap. Keyifli okumalar, çocuk kitaplarıyla kalın.
Sevginin Gücü
Sevginin GücüCaroline Richards · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019201 okunma
Resim