Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çok üzücü :c Şiirin tamamını okumanızı tavsiye ediyorum
Adı Güher'di* Kim olduğum önemli değil, İçinizden biriyim. Sizlere Güher’in, Solan bir menekşenin hikayesini anlatacağım… Parmakları ince inceydi Güher’in,
Sayfa 81
Cümle kuşlar insin bu mutlu ilahiye güzel cuma! sen taşır güzel içimi
Reklam
Atatürk, Nutuk’un sonundaki “Gençliğe Hitabe”yi okurken 36 saatlik yorgunluğunu unutarak adeta cephede askere hitap edercesine sesini yükseltti; heyecanlandığı sesinin titremesinden anlaşılıyordu. “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” diye sözlerini bitirdiğinde gözleri nemlenmişti. O sırada kongre salonunda bulunanlar Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”yi okurken sesinin titrediğini ve heyecanına hakim olamayarak gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gözlemlemişlerdi.” Atatürk’ün, 15 Ekim 1927 Cuma gününden 20 Ekim 1927 Çarşamba gününe kadar, altı günde okuyup bitirdiği Nutuk’a yabancılar “ six day speech” adını verdi. Bu uzun konuşmadan bir Batılı yazar “ Hayret Verici Hitabet” diye söz etti.
Dünyada hangi kadın vardır "Seni Seviyorum" denildiği zaman mutlu olmasın; hatta bunu söyleyen deli ve hatta cani olsa bile hatta bu sözü gecenin yarısından sonra uyandırıp o kadına telefonla söylese bile. 6 Ekim 1989 Cuma , saat 00:07
Sayfa 328
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
Bu dava önce senle başlayacak!
Sultan Selahaddin, Zengi'nin açtığı yolda Kudüs'e giden kilometre taşlarını sabırla döşedi... Her sabah namazından sonra cemaate sabırla Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı anlattı... Bir gün gencin biri "yeter artık Selahaddin, Kudüs işgal altında sen hala bize Kudüs'ü anlatıyorsun, gidip kurtaralım" dediğinde, o büyük Sultan cevap vermedi gence... Ertesi gün sabah namazında Sultan Selahaddin yine cemaate Kudüs'ün önemini anlatırken, gözleri dünkü genci aradı ve göremeyince sordu: "Dünkü genç nerede?" "Bugün gelmedi Sultanım" cevabını alınca, bize yol haritası olması gereken şu cümleyi kuruyor o kutlu Sultan; "Ne zamanki Cuma ve bayram namazlarına gittiğimiz gibi sabah namazına gideriz, o zaman Allah bize Kudüs'ü nasip edecektir..." Farkında mıyız, bırakın sabah namazına cemaate gitmeyi, vakit namazlarında bile dünya telaşından cem olamıyoruz... Hele ki sabah namazlarını üstümüzü bile giyinmeden pijamalarımızla kılıyoruz!..
Reklam
En fazla sessizlikten korktum ben hayatımda. Ne zaman bir sessizlik hakim olsa etrafa, mutlu edecek bir haber çıkmadı ardından. Konu sen olunca da değişmedi bu şansızlığım. Önce bir sessizlik, sonra gitmeliyim dedin. Nerden bilebilirdim ki bu son gidiş… Peki, diyebildim sadece ve sen gittin. Sonrasında yine bir sessizlik… Bitmedi bu son sessizlik adı sensizlik oldu ama hiç bitmedi.
... ne mutlu ki geçen hafta, cuma günü öldü. Tekrar ediyorum, kardeşim için büyük bir mutluluk.
Batı yaşam tarzıyla bizi istila etmeden hemen önce
Cuma günü -yani Müslümanların bayram günü- Şam'daki hayatın ritminde bir değişiklik görürdünüz. Tüm şehir mutlu bir heyecan seline kapılır, aynı zamanda da törensel bir hava eserdi. Avrupa'daki Pazar günlerimizi düşünüyordum, şehrin sessiz caddelerini ve kapalı dükkânları; bomboş geçen bütün o günleri ve o boşluktan ileri gelen bunaltıyı
Sayfa 169
Ne mutlu ilk sınıfta olanlara
" ABD'li çağdaş bir bilim insanının gözlemlediği gibi, Türkiye'de tek partili dönemde sadece iki " Müslüman görevli " sınıfı vardı : " mevcut düzen hakkında söyleyecek olumlu hiçbir sözü olmayanlar ve cuma hutbelerinde güzel şeyler söyleyen, hatta Ankara tarafından dağıtılan hutbelere bile olumlu bir gözle bakanlar. İlk sınıf büyük oranda işsizdi ; en azından din işlerinde görev alamıyorlardı. "
Sayfa 99 - Fol Yayıncılık, İkinci BaskıKitabı okudu
Reklam
Problem'sizleşin
• "Sekreterim aradığını söyledi, sorun ne?" yerine "Merhaba, hangi konuda konuşmak istiyordun?" • "Toplantıya son vermeden, tartışmamız gereken bir problem kaldı mı?" yerine "Toplantıya son vermeden önce, dikkate almamız gereken başka bir konu var mı?" • "Cuma öğleden sonra erken çıkmanızda sorun görmüyorum." yerine "Elbette, cuma öğleden sonra erken çıkabilirsiniz. Bunu hak ettiniz." • "O müşteriye davranışınızla ilgili bir problemim var." yerine "Bay Mappano ile ne oldu?" • "Sorun değil, sadece görevimi yaptım." yerine "Rica ederim, yardımcı olabildimse ne mutlu" ya da "Benim için bir zevktir." • "Senin problemin ne, bilmek istiyor musun? Sadece kendini düşünüyorsun." yerine "Çevrendeki insanlara biraz daha özen gösteremez misin?"
Ne zaman ki Cuma ve bayram namazlarına gittiğimiz gibi sabah namazına gideriz, o zaman Allah bize Kudüs'ü nasip edecektir.
Sayfa 12 - ZarifKitabı okudu
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
"Est in vita quasi cuma ludas tesseris: si is quod jactu opus erat forte bin cecidit, is quod cecidit arte corrigas (sic fere)." * *(Hayat zar atmaya benzer: Zar ihtiyaç duyduğun şekilde düşmezse, rastlantının sunduğunu sanat düzeltmek zorunda kalır.)
Robot -Cuma- haklı
"Zaten bütün yaşamınızı bir tek insana bağlamanızı, o size güldüğünde mutlu olmanızı, sizi görmezden geldiğinde kahrolmanızı da anlayabilmiş değilim. Yaşam o kadar zengin, o kadar güzel, o kadar fazla ilgi alanıyla dolu ki, bir insanın mutluluğunu bir başka insanın davranışlarıyla sınırlaması bana çok saçma geliyor..."
Sayfa 98 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.