Sonsuzluğun Sahibine inanmanın, güvenmenin ve teslim olmanın zevki iki dünyada da mutlu eder.
Sayfa 23 - Timaș Yayınları, 28. Baskı, Haziran 2023Kitabı okuyor
Mutlu yarınlara.
"Çünkü tragedya insanı değil,insanın eylemlerini ve hayatını taklit eder.Hayat,eylemlerden oluşur ve ereği de eylemin biçimidir,niteliği değildir.İnsan olarak karakterimiz,niteliklerimizi belirler ama mutlu ya da mutsuz oluşumuz eylemlerimizden anlaşılır."
Reklam
... neşeli ruh hali ne zaman gelirse gelsin, -ki asla yanlış zamanda gelmez- içeri girmesine izin vermeden önce, hoşnut olmak için her bakımdan bir nedenimizin bulunup bulunmadığını öğrenmek istediğimiz için ve önemli sorunlarımızda rahatsız edilmekten korktuğumuz için ciddi ciddi düşünmektense -ki bunlarla neyi düzelteceğimiz de çok belirsizdir- ona tüm kapıları açmak gerekir: Neşelilik doğrudan doğruya bir kazançtır. Yalnızca o, mutluluğun nakit parasıdır ve tüm ötekiler gibi sadece bir banka senedi değildir; çünkü yalnızca o, doğrudan doğruya şimdiki zamanda mutlu eder; bundan dolayı öz için en yüce mülktür, gerçekliği iki sonsuz zaman arasında bölünemez bir şimdiki zaman biçimindedir.
Başımıza bir iş geldiğinde, kendimizi bizden daha iyi durumda olanlarla karşılaştırıyoruz ve gözümüzü onlara dikiyoruz. Kendimizi aşağıdakilerle kıyaslayalım. Avunacak bin örnek bulmayan tek bir bahtsız çıkmaz. Kendimizin üstünde olanı görmekle mutsuz, altımızda olanı görmekle mutlu olmak bizim kusurumuzdur. Solon diyordu ki, tüm kötülüklerden bir yığın yapılsaydı, sonra bu yığının tümünden eşit olarak bölüşüp payını almayı kimse istemez. Herkes sadece kendi kötülüğünü alıp götürmeyi tercih eder.
Sayfa 222
Herkes günün yorgunluğuyla yaşamında acele eder ve gelecek arzusuyla çabalar durur.
“BİZ Bilinci”nin baskın olduğu ailede çocuğun, “Ben yapabilirim;birkaç denemede başarısız olsam da,deneye deneye öğrenir ve sonunda başarırım,”anlayışı içinde olması teşvik edilir. Böylece çocuğun güçlü olması,bağımsız olması önem kazanır. Bu anlayış içinde olan anababa,çocuğun elini bırakır ve onun muhteşem alan içinde coşkulu biçimde koşmasına olanak sağlar.Çocuğunun coşkusu onları mutlu eder.
Reklam
"Bu maddi bağlar, kör tutkular bizi tenimizden, aklımızdan, yüreğimizden, kursağımızdan yakalamış, sonu gelmez istekler hiç doyurulmayacak açlıklarla ruhumuzu lanetlemiştir... Henüz alışkanlıklarımızı kirli bir gömlek gibi çıkarıp atabilecek olgunluğa erişemediğimiz için ömrümüzü, kendi hırsımızın bizden bağımsız olarak çizdiği bir daire içinde koşturarak tamamlayacağız... İnanmak insanı mutlu eder. Ben ise kendi yolumun doğru değil, zorunlu olduğunu biliyorum. Zorunluluk insana sıkıntı verir. İşte o zaman ortaya benim gibi tepeden tırnağa matık, tepeden tırnağa irade, sıkıcı bir adam çıkar."
Sayfa 333Kitabı okudu
Bastian Balthasar Bux için bu, kitaplardı.
İnsan tutkuları bilmecemsi şeylerdir ve bu, çocuklarda da yetişkinlerdekınden daha farklı değildir. Buna yakalananlar ne olduğunu açıklayamazlar; benzeri bir şeyi hiç yaşamamış olanlarsa kavrayamazlar. Bir dağ doruğuna ulaşmak uğruna hayatlarını tehlikeye atan insanlar vardır. Nedendir; hiç kimse, kendileri bile açıklayamaz. Kimisi, onun adını bile duymak istemeyen birinin gönlünü fethetmek için kendini harap eder. Bir başkası, damak zevklerine -ya da şişeninkine-karşı duramadığı için kendini mahveder. Bazısı, şans oyunlarında kazanmak uğruna bütün varını yoğun verir ya da her şeyini asla gerçek olmayacak bir saplantıya feda eder. Kimisi, ancak olduğundan başka türlü olursa mutlu olabileceğine inanır ve hayatı boyunca dünyayı dolaşır. Bazısı da güç sahibi olmadan huzur bulamaz. Kısacası, ne kadar değişik insan varsa, o kadar da değişik tutku vardır.
Sibernetik
üç kere üç dokuz eder bilirsin birin karesi birdir kare kökü de bilirsin "mutlu aşk yoktur" bilirsin ama baharda ya da dışarda sonsuz göğün altında aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur
Sayfa 33 - Can Yayınları
İnsanın kısa bir süre için de olsa doğayla yeniden baş başa olması, onu eski bir dostla birlikteymişçesine mutlu eder. Bu, hem birlikte hem özgür olmanın verdiği, benzeri olmayan bir mutluluktur.
Reklam
bir güveye rastladım geçende bir ampulün içine girmekti derdi ve kızartmak kendini tellerde derdiniz nedir sizin kuzum diye sordum güveye bu töresel bir şey falan mı nedir bu camla kaplı bir ampul değil de bir mum olsaydı eğer kömür olmuştun şimdiye hiç sağduyun yok mu senin var, hem de istemediğin kadar diye cevapladı güve ama bazen gına geliyor sağduyudan sıkılıyoruz hep aynı sıradanlıktan ve güzelliğe acıkıyoruz ve heyecana ateş güzel biz de biliyoruz çok yaklaşırsak bizi öldüreceğini ama ne fark eder ki yeğdir bir anlığına mutlu olmak ve güzellikte yanmak uzun uzadıya yaşayıp da müebbet sıkıntıdan biz de bu yüzden bütün ömrümüzü tek bir küçük ruloya sarıyor ardından o ruloyu yakıyoruz bunun içindir yaşam yeğdir bir anlığına güzelliğin parçası olup sonra yok olmak sonsuza kadar var olup da asla güzelliğin bir parçası olmamaktan bizim yaşama karşı tavrımız haydan gelen huya gider yaşamlarımız insanların aşırı gelişip de hayattan zevk almaz olmadan önceki hallerine benzer ve daha ben onu bu felsefesinden caydırmaya fırsat bulamadan kurban etti kendini eski bir puro çakmağının üzerinde onunla aynı fikirde değilim ben olsam mutluluğunun yarısını ve ömrünün iki katını yeğlerdim ama aynı zamanda onun kendini kızartmak istediği kadar çok istediğim bir şey olmasını isterdim New Yorklu ünlü makale yazarı Don Marquis'nin 1927 tarihli eserden bir şiir.
Sayfa 233Kitabı okudu
Ölüleri mezarlığa taşıyan ağıt arabaları geçer üstümden. Savaşa giden askerler ve savaş taşıtları hırpalar üstümü. Geceleyin külrengi gökyüzü altında uçan uçaklar üstüme bombalarını bırakıp taşlarımı söker, kaldırımlarımı param-parça eder ama ben gene sessizce geleceğin mutlu günlerini beklerim.
Dünya giderek küçüldüğünden, insanların birbirlerini biraz daha iyi anlamalarını, bir denge bulmalarını sağlayan bir etik beni tamamen mutlu eder.
Sayfa 717 - pdfKitabı okudu
Yürüdüğüm beldedeki güzelliklere bakarak yürümeyi, tefekkürünü görebilmeyi ve içimdeki dert tasa ne varsa o gün orada konuşup anlatıp rahatlamayı tercih eder bu şekilde mutlu olurum..
Don Juan, Carlos un değişmesi gerektiği söyler. Carlos, yavaş yavaş değişmekte olduğunu, zamana ihtiyacı olduğunu belirtir. Don Juan, 'Benim konuştuğum, bir anda olan değişme, der. Ve tüm sorunun nerede yattığına işaret eder; 'Sorunun temelinde, senin istediğin kadar zamanın olduğunu düşünmen yatıyor, der. Carlos, düşüncesinde ısrar
Resim