* Kitapların bir gün tamamen unutulacağı, mutlu olmak ve herhangi bir şeyden rahatsız olmamak için kitaplardan uzaklaşılacağı bir zaman gelir mi acaba? Gerçi etrafıma bakıyorum da belki de 1953'te yazarın hayal ettiği o herkesin adeta robotlaştığı, televizyon dizileriyle uyuşturulduğu, bir şiir ezberlemek, bir kitap okumak yerine yakışıklı-güzel fenomenlerin sohbet ortamlarında bahislerinin ağızlara sakız edildiği o dönemin içindeyizdir. Kim bilir belki de bu kasten, azınlıkların hiçbir zaman ayaklanmamaları, hakkı yenilen insanların ağızlarına birer parmak bal çalınarak onları mutluluk denizinde yüzerken etliye sütlüye karışmamaları için yapılıyordur...
* Evet, ilginç bir bilim kurgu romanı. Verilmek istenen mesaj, dönemin soğuk savaşı ve Amerika ve İngilterede yaşananlarla ilişkilendirildiğinde daha da anlam kazanıyor. Ancak şunu da söylemeliyim ki, okuduğum diğer bilim kurgu romanları gibi beni çok fazla etkileyebilmiş değil. Yazarın kitap sonunda itiraf ettiği gibi kitabın çok kısa sürede ve akla ilk gelen şekliyle yazıldığı çok bariz. Şu iki şeyi iyi anladım. Bilim kurgu romanları bana göre değil, ikincisi de piyasada çok aşırı abartılan kitaplar (belki de bu kadar abartıldıkları için) bende beklenen etkiyi göstermiyor.
* Kitap imgelerle güzel mesajlar vermeyi başarmış. Ama malesef olaylar çok dağınık ve herşey apar topar olup bitiyor. Kişiler çok silik, insan kafasında canlandırmakta zorluk çekiyor.
Keyifli okumalar dilerim...