Anna Karenina bir aşkın,imkansızlığın,bir toplum yapısının romanı. Roman uzun sayfa sayısıyla okuyucuların gözünü korkutsa da adeta bir dram dizisi izler gibi içine çeken hikayesiyle merak uyandırıcı olan ve hafızamdan kolaylıkla silinmeyecek bir başyapıt.Roman 19.yüzyıl Rusya'sında ki insan tiplerini romanın karakterlerine de yansıtmış usta yazar . Dindar ,çiftçi , sosyete hayatı ,toprak sahibi , asker hepsi romanda karakterlere empoze edilmiş. Kitabın asıl konusu ise romana adını veren Anna'nın hüzünlü ihtiraslı aşk hayatı . Aşk dörtgeni içinde geçen kitabın kurgusunda aşkı için her şeyini feda etmiş Anna'nın sevgili Vronskiy'si ile mutlu bir son yaşamaması okur olarak beni biraz üzdü. Levin'in kitabın başından sonuna kadar aradığı din ve huzur arayışı da kitaba ayrı bir ruh katmış.Böylesine dünya edebiyatının öncü bir aşk romanını tüm kitapkurtlarının ve müzmin aşıkların okumasını şiddetle tavsiye ediyorum..