Hazan, ömrünün büyük bir kısmını akıl hastanesinde geçirmiş teyzesinden kalan eşyaların arasında ruhunu alevlendiren bir madalyon bulur. Durumu garipsediği için madalyonun gizemini çözmek ister. Teyzesinin kaygılı ruh haliyle kaleme aldığı defterin sayfalarını aralamaya başlar. Okuduklarının ardından madalyonu alıp, iki kişinin hayatlarının en
" Çok şey yaşamış olmak, günümü hoş geçirmemi sağlıyor ve zengin bir varoluş hissi kazandırıyor; bu hareketli ve aynı zamanda da hiç sarsılmayan gençlik atmosferi gittikçe daha çok hoşuma gidiyordu. Yeni arzularım neredeyse hiç olmuyordu; çünkü en küçük şeyler bile artık bu meltemsiz günlerimde bana sevinç verebiliyordu. İyi seçilmiş bir kravat bile içimde güzel duygular uyandırabiliyor; hoş bir kitap, bir otomobil gezisi veya bir kadınla bir saat, beni sonsuz mutlu edebiliyordu. Bu şekildeki varlığımın, kusursuz bir İngiliz takım elbise gibi, toplumun içinde hiçbir şekilde dikkat çekmemesinden özellikle hoşnut oluyordum. "
|MATT HAIG-GECE YARISI KÜTÜPHANESİ|
YARININ KAZINDANSA BUGÜNÜN TAVUĞU YEĞDİR
Hayat çoklu seçecekler dinamiği üzerinine kurulmuş bir sınav.
Her sorun için karşınıza sonsuz sayıda seçenek çıkar. O seçeneklerden hangisini seçerseniz bir ağacın dalları gibi her birinin doğurduğu sonuç ve yerine gelen yeni seçenekler şeklinde sonsuza kadar devam
Bir dünya da bana ver tanrım
Bir dünya da benim olsun
Aşkla ve sevgiyle dopdolu bir dünya
Acıya hiç yer olmasın orada
Bir dünya da bana ver tanrım
Kuşlar uçsun mutlu çayırlarında
Çocuklar koşsun şen bahçelerinde
Bir dünya da benim olsun
Olmasın ne sarsılan insanlar arzuyla
Sonsuz bir mutluluk isterim o dünyada
Bir dünya da bana ver tanrım
Ilık rüzgarlar essin yuvalarında
Bir dünya da benim olsun ne olur
Bereket, neşe aksın yağmurlarında
Fikri Tabak