Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
Sonra cennet geldi. Sidarta, uyanmış olmaktan ve arzudan kaçma yoluyla büyük mutluluk ya da tam huzur demek olan “nirvana” durumuna erişmekten bahsetmişti. Şimdi nirvana yavaş yavaş çok farklı bir şeye dönüşüyordu: Gitgide artan biçimde cennete daha çok benzemeye başlayan bir kurtuluş biçimi. Böylece arzudan kaçma fikrinden yola çıkan bir akım
1 düşünce biçiminiz objektif gerçeklere dayanmalıdır 2 değerlendirme ve yaklaşım biçimini size ve problemi çözmeye yardımcı olmalıdır 3 yaklaşım biçiminiz diğer insanlarla Çatışma ve sürtüşmelerini azaltmalıdır 4 değerlendirme biçiminiz kısa ve uzun dönemli amaçlarınıza katkıda bulunmalıdır 5 yorum biçiminizin size duygusal bir çatışma ve
"Ah! Hayatım boyunca böyle bir mutluluğu hak etmek için nasıl bir iyilik yaptım?"
Akşam Hasan, İbni Tahir’i yanına çağırdı. “İmanın sağlam mı artık?” “Evet, Seyduna.” “İstediğim vakit cennet kapılarını açabileceğime inanıyor musun?” “Evet, Seyduna.” Odada yalnızdılar. Hasan, İbni Tahir’i tepeden tırnağa süzdü. Onu bahçelere gönderdiğinden bu yana ne tür değişiklikler olmuştu? Biraz zayıflamış, yanakları solmuş, avurtları çökmüş. Gözleri kederle parıldıyor. Mekanizması korkutucu bir güvenilirlikle işliyordu. “Ebedi mutluluğu hak etmek ister misin?” İbni Tahir titredi. Hasan’a yalvaran bakışlarla bakıyordu. “Ah… Seyduna!” Hasan başını eğdi. Bir anlığına içinde derin bir sızı hissetti. Öteden beri fedaileri işte bu sebeple yakından tanımak istememişti. “Cennet kapılarını sana boş yöre açmadım. Güçlü bir imana sahip olmanı arzu ettim. Vazifelerini başarıyla yerine getirdiğinde seni bekleyen mükafatları gör istedim. El-Gazali’nin kim olduğunu bilir misin?” “Sufi’yi kastediyorsun değil mi, Seyduna?” “Evet. Tehafütü‘l-Felasife adlı eserinde öğretimize en sert biçimde saldıran adam. Bir yıl kadar önce Baş vezir onu Bağdat’taki bir medresenin müderrisliğine atadı. Vazifen gidip onun talebesi olmak. Bak bu da eserlerinden biri. Ey, Oğul! Çok kalın değil. Sen zeki bir gençsin. Bir gecede okuyup özümsersin bunu. Yarın seni bekleyeceğim. Artık doğrudan benim emrimdesin. Bu konuda kimseye tek bir söz bile etmeyeceksin. Anlıyor musun?” “Anlıyorum, Seyduna.”
14. BölümKitabı okudu
Reklam
Hayatım boyunca böyle bir mutluluğu hak etmek için nasıl bir iyilik yaptım?
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben - onun kocası olsam! Ah, beni yaratan Tanrım , bu mutluluğu bağışlasan bana, tüm yaşamım sürekli bir ayine dönüşür. Hak iddia etmek istemiyorum, gözyaşlarımı bağışla, boş arzularım için beni bağışla! - O karım olsa! Güneşin altındaki en tatlı yaratığı kollarıma alabilsem - Tüm bedenim ürperiyor Wilhelm, Albert onun ince beline sarılınca.
Seni seviyorum kalbim, seni seviyorum.
Seni çok ama çok iyi anlıyorum. Şu an sakın bir kitap ile konuştuğunu düşünme, ben senin iç sesinim. Okuduğun her satırda kendini göreceksin. Hadi sıcacık bir kahve al ve gel bana... Şu genç yaşına rağmen, fazlasıyla ağır şeyler yaşadığını düşünüyorsun. Ve hatta bu kadarı fazla diye sitem ettiğin anlar da oluyor. Bazen taşıyamayacağın bir yükün
Reklam
Kimisi inandığına mutlu olur, kimisi mutlu olduğuna inanır. İkisi de kendine inanmaz ne acı ki. İkisi de mutluluğu hak etmek için kendini harcadığını anlamaz.
Sayfa 374Kitabı okudu
Anlıyor musun şimdi, mutluluk niçin senden kaçıyor? Onun için çaba harcamak ve onu hak etmek gerekiyor! Sen ama mutluluğu yalnızca tıkınmak istersin, bu yüzden senden kaçıyor, çünkü senin tarafından tıkınılmak istemiyor
Demek öyle :')
Anlıyor musun şimdi, mutluluk niçin senden kaçıyor? Onun için çaba harcamak ve onu hak etmek gerekiyor! Sen ama mutluluğu yalnızca tıkınmak istersin, bu yüzden senden kaçıyor, çünkü senin tarafından tıkınılmak istemiyor.
Sayfa 50 - Hafiften bir aydınlanma geliyordu gjfjfjKitabı okudu
Resim