Çekilen acıyla sonsuz mutluluğu hak etmek için herkesin acı çekmesi gerekiyorsa, çocukları ne diye karıştırıyoruz buna, söyler misin? Onların da acı çekmelerinin, sonsuz mutluluğu çekecekleri acıyla hak etmelerinin gereğini anlayamıyorum.
Öncelikle herkese merhabalar değerli 1000Kitap Ailesinin üyeleri….
Uzun bir yorumda bulunacağım baştan söyleyeyim. Kızanlar olabilir, yarıda bırakanlar ama bu kitaba böyle bir yorum yapmam şart. Kitabı okuyacak olan arkadaşlara ön bilgi olmasından dolayı yazmam gerektiğini hissediyorum.
İlk Hakan Günday kitabım ve çok etkilendim. Kitabın her
Dünyada birçok insan, mutluluğu yada mutsuzluğu üzerine düşünmek istediğinde bir kitabın satır aralarında bu duyguya ilişkin bir cümle arar. Dünyaca ünlü yazarların, gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak bir hikaye arasında okuyucuya sunduğu bu cümleleri, kavramsal yönleriyle de ele alırlar.
Otuz ünlü yazardan derlenen be 'mutluluk' kavramı
Bir yanda böyle bir eserin bitmesinin hüznü, diğer yanda ise 1700 sayfalık dev bir eseri bitirmenin huzuru ve mutluluğu var.
Hani bazı kitapları o kadar çok okumak istersiniz ama bit türlü başlayamazsınız. Buna ister korku deyin , ister çekingenlik deyin size kalmış.
Böyle bir etkinlik düzenleyip kıvılcımı ateşleyen Hakan hocama ayrıca teşekkür
Kaçırılan bir çocuğa dair
...
Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp
sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken,
“Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek
yan çizme eğilimini belli edince karısının,
“Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane,
güzel bir Türkçeyle